mimarlique
daha bugünün ilk dakikalarında günün güzel geçmesi için iyi dileklerde bulunmuştum, fakat şuan kapatın gidelim moduna gelmiş durumdayım. ana kampüse çıktım, sınıfa girdik, hoca yanına almış korumalarını herkesi hizaya soktu inceden sınavın nasıl olacağının mesajını vermişti ki 100 soruluk sınav kitapçığını, ve optik kodlamayı önümde bulmam bir oldu. bir kere ben üni hayatım boyunca toplam 100 soru çözmedim, en son lysde yaptığım kodlama apayrı bir sinirimi bozdu, sorulardan zaten bahsetmiyorum, öff yani yaşayasım bile kalmadı, nefes alamaz hale geldim, çıktım bir an önce sahile atmak istiyorum kendimi o da ne dişin önünde bir hanımefendi, tekrardan nefes almaya başladım, kan dolaşımım hızlandı, bir daha görebilmek için rüzgarda dili dışarda savuran köpek gibi kafayı camdan çıkardım, o insanüstü varlığa son kez baktım, kafam allak bullak oldu, adeta kendimden geçtim ama dönemedik bir daha geriye, neyse yaşıyorsak sebebi sensin bil istedim
admiral
aşırı sapık bir milletiz bugüne kadar tacize uğramadığınıza şükür edin dostlarım erkek kadın fark etmiyor. bu sapıklıklar ne yazık ki en cok dindar kesimden hayatımıza girmeye başladi hocalar hacılar sapık fetvalar vermeye başladılar bi keresinde kız kardeşimle caminin kafeteryasına gittik orda bulunan aşırı yobaz insanlar bana dik dik bakmaya başladılar ve ben rahatsız oldum kimseye bir seyler açıklamak durumunda degilim ama insanların sapık düsüncelerini size anlatmak istedim. ben egitim fakültesinde bu muameleyle karşılaşmıyorum kardeşimlede otursam arkadasımlada otursam bu sekilde degil. ya başörtülü olabilirsin sınıfa girince günaydın diyoruz yabani hayvan gibi davranan insanlarla karsilasiyoruz benim umrumda degil dahada selam falan vermem oyle birine ama kafanizdan bu sapık düsünceleri cıkarmadan türkiyenin ilerlemesi pek mümkün olmayacak.
Eleni
sınav haftası kimileri için bitti (mesela benim için frank), kimileri için de devam ediyor(kesinlikle ben değilim.). bu süreç boyunca balık istifi olan ringlerden (r-11 işte) gına gelmişti. sınava yetişmen gerekiyor ama tüm ringler dolu, sen bir sonraki gelene binerim diyene kadar bir sonraki ring gelmiştir ve o da dolu. ring mi sana binecek, sen mi ringe bineceksin orası muamma.(ne büyük hüsran; anlatılmaz, yaşanır frankcım.) en son sınava geç kalacam korkusu ile, hani sınava çok çalışıp yapabileceğinden ve heyecan ile soruları görmeyi arzuladığından değil,(zaten sallamasyon devreye giriyor, hem de istemsizce.) sadece bir umut düşük de alsam gireyim de kıl bir hocaya denk gelip “finilimi girmi ivlidim” demesinden çekindiğin için ağzına kadar dolu olan ringe binmeyi hedefler(gerçekten yetenek işi.) ve gelen ringe popon dışarıda kalsa bile binmeye çalışırsın. bindikten sonra çantayı arkaya alıp kaba eti sağlama alma kısmını es geçiyorum tabii. havalar soğuk diye bir nebze de olsa çekilir durumdadır bulunulan kalabalık. İğne atsan, yere düşmemesi sana batmaz. 1. durak, 2. durak, 3. 4. 5. 6.(ineceğiniz yere göre değişir.) derken ringten iner, suni teneffüs yapılmış da hayata sudan çıktıktan sonra ilk defa gözlerini açmışsıncasına derin bir nefes almışsındır.(gökyüzü doluyor ciğerlere.) sonrasında adım adım sınavın bulunduğu sınıfa yürüyorsun ve gözlerin boş bir yer arıyor. o da ne? yine hüsran, feryat figan bu kalbim. boş yer bulabilene ne ala. bulamayanlar ise diğer sınıfa yol almak zorunda. zorunda da zaten ring beklerken yeterince geç kalmışsın, üstüne bir de bu ama yapacak bir şey yok. “tabana kuvvet öğrenci!” dedikten sonra bir diğer sınıfa doğru seri bir şekilde varma çabasına bürünmüşsündür. gözlerin sınıfın önüne gelince kapanmış ve “hadi be, hadi boş bir yer olsun.” demiştir. sınıfa girdin mi? girmedin henüz çünkü gözlerin kapalı. önce bir aç da düşme. açtık gözleri, sınıfa girdik. onliyyuuuuu.. “boş yer var lan.” çığlığı atarsın, bir şartla. İçinden atacaksın, yoksa deli bu bakışlarına maruz kalırsın. boş yere oturur oturmaz, hoca gelir. (erken gidenler ne de şanslı!) sınav kağıdını dağıttığı ilk birkaç dakika “neredeyiz?, burası neresi?, neyi?" soruları ile cebelleşmiştir beynin. o minik şokun ardından yallah bismillah diyip sallamasyona başvurursun. (bu zaten belliydi frank, söylemiştim en başta.) bazen sallamasyonun yeterli olmaz, sorunun aynısını yazıp cevap gibi görünmesini sağlarsın. çanlar çaldı hem de bizim için. sakin olun, sakin. çanı seslendiren gözetmen hocanın “çıkmak isteyen çıkabilir.” cümlesi. atlı kovalıyor ya herkesin arkasından, millet apar topar hocaya yönelmiş ve kağıtları vermeye çalışıyordur. ama bir dk, bir dk, lan van münit dedik. genelde bir şeyler almak için sıraya girilirdi, n'oooldu? neyse. verdin kağıdı çıktın, süreç bitti. eve gitme aşamasını da anlatmayalım ama değil mi.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)