themuallim
se a. ekim ayının ortalarındayız veee izninizle şahsımın üyeliğinin 5. yılını kutlarım🎉yani aşağı yukarı bu tarihler olması lazım omüdedikodu'yu keşfettiğim tarih, o kara gün... ajdhdnl ilk paylaştığım gönderilerden biri son feci bisiklet'in elektrot şarkısının sözleriydi sanırım. daha da ayrılamıyoruz. (konudan bağımsız; anlatmazsam çatlarım hem de yeni gelenlere kamu spotu maiyetinde olsun. o zamanlar indie rock olayı yeni yeni çıkıyordu ya da ben yeni keşfediyordum, saçlarımın ucu mor, arkadaşımla okulun rock kulübüne katıldık dhdhdhdjdj ben ve rock shdhdahhdhd hâlâ duruyor mu bilmiyorum, umarım duruyordur. şey zannediyoruz biz katılırken, böyle slipknot gibi maskeyle gezeceğiz falan, ilk kulüp buluşmasında gayet oturup çay içip sohbet etmiştik... azıcık yaratıcılık be... siz de sosyallik ayağına böyle hayaller kurmayın minnoşlarım. kamu spotu sonu) her neyse ben kendi çapımda kutlamalara devam edeyim; benim gibi 2.5 yılda 8 üniversite bitiren, 7 dili anadili gibi konuşan, siyah kuşak karateci ve son derece prezentabl bir üye umarım tüm üniversitelerin forum sitelerine nasip olur... şaka yapıyorum. dünyada bir taneydi, onu da omüdedikodu aldı. ii gcelr, öpüyorum. :*
thor
karantina etkinlikleri vol.1

"alırken siyah, kullanırken kırmızı, atarken gri olan şey nedir?"
Mona lisa
eşyalarımızı, elbiselerimizi gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? onları sık sık değiştirmek isteyişimiz bundan kaynaklanıyor olabilir mi? biz istediğimiz kişi olabilmek için önce dış görünüşümüzü düzeltmeye çalışıyoruz. olmak istediğimiz tarzda olmaya çalışıyoruz. onlardan asla vazgeçemiyoruz. hatta benzemek istediğimiz insanların kıyafetlerinden alıyoruz, onun gibi giyiniyoruz vs. (özellikle ünlülerden) örneğin; takım elbiseli bir adam gördüğümüzde ciddiyet ve resmiyet anımsatır. ama deri ceketli salaş giyinmiş elinde kask olan birini gördüğümüz de daha rahat bir insan olduğunu düşünebiliriz.kıyafetler aslında sözsüz iletişim aracıdır. büyük ön yargılara rastlarız çoğu zaman. hepimizin hayatında tanıştıktan sonra '' ya aslında hiç düşündüğüm gibi biri değilmiş...''dediğimiz çok olmuştur. kıyafetler insanlar üzerinde etki yaratıyor. siyah oje, siyah ruj sevmediği halde dışardan istediği tarz bir insan gibi gözükmek için siyah oje süren siyah ruj süren insanlar gördü bu gözler.ya da bir ortama girmek için olmadığı biri gibi giyinip, olmadığı biri gibi davranmak gibi.bunlar tabi ki şahsi fikrim ...
Forseti
Esraa55
bugün ringte gördüğüm formasyon öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim esmer kirli sakallı siyah montlu (montun iç astarı turuncu) lacivert eşofman altı giyen çocuk çok fena birşeysin seni bulacağım...
soulless
şimdi hayatımda başıma gelen en sayko olayı anlatacağım. iş dolayısıyla başka bir şehre taşındım. işten bir arkadaşın yanında kalıyordum. kaldığımız semt de öyle lanet bir yer ki çoğu ev birbirinin aynı apartmanların içinden tutun dışardaki kapıya kadar. neyse taşındıktan sonra ki ilk iş gününden eve dönceğiz arkadaş dedi ki ; knk sana anahtarı vereyim de sen dön beni bekleme benim iş uzun, bulursun demi evi ? bende hafızama güveniyorum ve evlerin birbirine o kadar benzediğinden de haberim yok tmm dedim sonra. zindan anahtarlığı gibi bir anahtarlık çıkardı içinde 10 tane falan anahtar var. İçlerinden birini verdi bana şakayla karışık inşallah yanlış anahtarı vermemişimdir dedi. neyse ben çıktım yola ve bizim eve benzeyen ilk eve girdim baktım içerisi falan aynı o yüzden şüphem olmadı hiç dairenin önüne geldim başladım kapıyı açmaya çalışmaya 1-2dk uğraştım açamadım kapıyı sonra arkadaşın yanlış anahtar şakası aklıma geldi başladım sövmeye telefonu çıkardım aradım ulaşamadım daha da sinirlendim bir kez daha açmayı denedim kapıyı sonra apartmanın kapısından bir adam girdi merdivenleri hızlı hızlı çıkarken bir yandan bana sövüyor. ben şok oldum o anda kafa basmadı ne olduğuna beni tuttu savurdu o ara , yere düşürdü sırtıma dizini falan koydu bizim apartmanın kapı birden açıldı içerden bir kadın çıktı poliside aradım geliyor dedi. benim kafa o zaman dank etti neyse zorla falan anlattım olayı abi apartmanı karıştırmışım diye baya bir dil döktükten sonra birde anahtarı falan gösterdikten sonra inandılar. polisi falan geri aradılar tamam sıkıntı yok diye.meğer kadın beni kapıyı zorlayıp sinirli görünce korkmuş içerde. bende de saç sakal uzun gözlerin altı siyah ten kansızlık derecesinde beyaz yani tam potansiyel suçlulara benziyorum. kocasını aramış sonrası malum. arkadaşa anlattım olayı gülmekten altına sıçtı. bu da böyle bir anı oldu.
def2easy
iktisat 1. sınıf beyaz üzeri kırmızı kılıflı telefon ve mor kalemlik sahibi. siyah saçlı beyaz tenli büyük gözlü ismini bilmediğim hanımefendi. çok güzelsin ananla babanı tebrik ediyorum
Benn
okul öncesinde okuyan siyah uzun saçlı adı büşra olan kızı arıyorum bi türlü bulamıyorum. yardım edebilecek birileri var mıdır acep 😊
muallim✔
günaydin ahaliiiii🙋dün benim kedicikin 4 tane bebisi oldu😍kendimi anneanne olmuş gibi hissediyorum bu arada çeyrek takmaya beklerim😂bebişlerin İkisi siyah ikisi sari oldu..zaten ben hep o sari kediden şüphelenirdim babası bu olabilir diye🙊 arkadaşlar bi görseniz fare gibiler elime almaya korkuyorum bi yeri acır diye..annesini ve yavrularını da kutu yaptık icine de devletin çarşafini yerleştirdik, yurdun içinde koridorda besliyoruz🐈kahvaltı da sosis alıp annesine yedirdim biraz sonra da süt göturcem😋prensler gibi bakiliyorlar vallaha.bazen de kedi olası geliyor insanin iste🐈 gerçi bende bu şans varken kiz yurduna değil erkek yurduna düserdim😄 erkek yurdunda ki kediler açliktan ağaçları kemiriyorlarmis arkadaşın yalancisiyam öyle demisti😂
BaytarBey
saat 15.34’te üniversiteden binip 15.48’de ömürevlerinde inen siyah düz saçlı pembe kazak ve askeri kamuflaj benzeri montu olan kız beni bul lütfen 🙏🙏
ladylazarus
merhabalar sevgili dedikodu ahalisi

minnoş siyah bir kedinin uğursuzluğu, tahtaya vurmak, uğurlu sayılar, uğursuz günler.. ilkel olduğunu bildiğiniz fakat bir türlü vazgeçemediğiniz inanışlarınız var mı ? esasında çoğu batıl inanç, önceleri böyle görülmeyen inanışların dönüşüm geçirmiş halidir. örneğin eşikte durmanın uğursuzluk getireceği yönündeki inanç, tarikat kültüründe eşiğin kutsal sayılmasından kaynaklanan bir öğretiye dayanıyormuş. zira eşik, zahirle batının buluştuğu noktadır.

her birimizin yaşamının bir/belki de birçok eşiği mevcut. ben de tam o eşiği geçtim, huzura kavuştum derken, çölde görülen serap misali, o eşiğin ardının bir sanrıdan ibaret olduğunu görüyorum. aylar evvel bir edebiyat dergisinde, çölde kaybolan ve sınırın ötesinin sevdasıyla tutuşan askerlerle ilgili bir yazı okumuştum. bazen o askerler gibi hissediyorum kendimi. savaşmaktan yorgun düşüp kaçmak isteyen fakat görevinin zincirleriyle sarılı bir asker. ' yaşamak görevdir bu yangın yerinde ' diye hatırlatıyor behramoğlu.

sanat bir miktar da olsa hafifletiyor bu görevin yükünü, kısa süreli bir kaçış sağlıyor. bahar gelsin, köyde şövalemi kurup boyalarımla buluşayım.. yarın da kitap fuarı başlıyor, ilk günden gidemeyeceğim fakat en kısa sürede kitapların/kitapseverlerin arasında kaybolmak istiyorum.

bu arada ismim lazanyayı anımsatıyor, acıktım !




alien
İki saattir delice aşağıdaki 'daha fazla yükle' butonuna basıp basıp yazılanları okuyorum. en sonunda bu olayı yaşarken aklımdan geçen fikirleri buraya da yazayım dedim.

bir iki iniyorsun, okuyorsun, he! bu normal dedikodu tayfası diyorsun, biraz aşağı iniyorsun bir abla var, gündemle alakalı bir şeyler anlatıyor. neden yapıyor bilmiyorum ama sanırım deneysel bir şey, neyse güzel o. biraz daha iniyorsun, biri yine tramvayda biriyle gülüşmüş ve sarı montu siyah kotu olan biri yine. bu yetmiyormuş gibi biri de bir altta kırmızı rujlu biri demiş. kajshasf kırmızı rujdan nasıl bulabileceğini düşündüyse burada bi sallasa zaten 100' kişi üzerinden 80 kişiyi mimledi. güzel fikir. neyse inmeye devam ediyorum, aha! o da ne. acı, keder, karamsarlık ve bunalım temalı bir arkadaş. profilini yan sekmede açıp diğer paylaşımlarına bakıyorsun, duvar ağlıyor, duvar sızlıyor. duvar yıkılıyor kanka. ben bu tarz yazanların duvarlarına hep bakmışımdır. neden bilmiyorum, belki benim ruhumu yansıtıyordur. evet, bu konu uzadı. neyse aga inmeye devam. aga ne amk ığğkk! biri facebook'taki gibi bilmeceli bişi paylaşmış, bi aşağısında; kırmızı gül, silah ve afilli bir sözden olaşan görüntülerden farksız bir görsel paylaşmış.

sonuçta burası da bir sosyal paylaşım çöplüğü oldu demek istiyorum. bu bir başarı ama gerçek bir heyezan mı ona da siz karar verin. :* öptüm sizi.
zoey
bir kere güvenin kırıldıktan sonra, hayatında belki de sana asla yanlış yapmayacak insanlara bile sorgulayarak, her güzelliğe biraz tereddüt ile bakıyorsun. güven bir kere kırıldıysa, her şey biraz siyah beyaz artık. dünyanın en hüzünlü olaylarından birisi de bu aslında.
omulu
şuan karşımda oturan gri pantolon gri sweetli saçları topuz halka küpeli siyah botlu cengiz ustanın yerinde pilav ve patetes yemeği yiyen tatlı kız yaşam merkezini yaşam merkezi yapıyorsun 😏

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)