zorakimuhendis
atalarımız 13.asra adar şekersiz,14.asra kadar kömürsüz, 16.asra kadar kahvesiz,çaysız,sabunsuz,19.asra kadar gazsız,kibritsiz ve elektriksiz ve çok yakın zamana kadar telefonsuz bilgisayarsız radyosuz televizyonsuz yaşamışlardı.bugün bütün bu nimetlerden faydalanıyorsak,bunları hep düşünmekten yılmayan cesaretli ve heyecanlı insanlara borçluyuz.
şimdi kendimize soralım:
kendimiz için ailemiz için memleketimiz için kafi derecede düşünüyor muyuz,yanımızdakileri düşünmeye teşfik ediyor muyuz ve nihayet başkalarının yeni fikirlerini kabul ve tatbik etmek cesaret ve cömertliğini gösterebiliiyor muyuz?
eğer bu sorulara verecegimiz cevaplar olumsuz ise ,bugünkü durumun kolayca değişebilecegini nasıl bekliyebilirsiniz?(nüvit osmay / İnsan mühendisliği)
edison fabrikalarının duvarlarına şu cümleyi yazmış:
''düşünmek denilen hakiki çalışmadan kaçmak için insanoğlunun bulamayacağı hiçbir bahane yoktur.''
bizden önceki gelen nesiller kendisi ve kendisinden sonra gelecek nesiller için araştırmalar yapmış.bizlerinde yapması gereken bu iken kapitalizm ile birlikte bize empoze edilen tüketim çılgınlığıyla bizden önceki nesillerin bize sunmuş olduğu bilgi birikimini artırmak yerine onu korkunç bir mirasyedi gibi tüketiyoruz ve kendi kendimizi boğuyoruz.o insanlar bilgiye ulaşmanın zor olduğu dönemde canla başla çalışmışlar ve birşeyler ortaya çıkarmışlar.bu gün bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir dönemde bizim nesil ne yazık ki lol oynuyor,kocişimle gezmelerdeyim diyerek sanki dünyanın en önemli vazifesini ifa edermişcesine bütün dünya ile paylaşıyor.bir diğeri nişanlım bana şu kadar altın alacaktı ama almadı nişanı atayım mı diyor.nene hatun mezarında kan ağlıyor be kadın şu halimize bakın.eckert ve mauchly lol zombisi çocukları görseler bu güzelim hesap kitap için yaptıkları aletin ne hale geldiğini görüp dehşete düşerlerdi eminim.konuyu çok dağıttım toplayayım biraz.biz kendimizdeki potansiyelin farkında değiliz sanki edison'un yazdırdığı yazı aslında herşeyin başını gösteriyor bize:''düşünmek''
zaten insanoğlu düşünmeye başladığında kozasını örmeye başlayan tırtıl misali yapacağı çalışmaya temel oluşturuyor. tırtıl asla kozaya girmeden kelebek olamıyor.önce kozayı örmek lazım önce kişinin düşünebilecek temele bigiye birikime sahip olması lazım .İşte bu konuda kendimizden önceki nesillerden farkımız veya en büyük avantajımız olan bilgiye ulaşmadaki kolaylık göze çarpıyor.İnsanlar eskiden bilgi için dünyayı dolaşırken şuan insan aradığına 5 dakika içerisinde ulaşabilecek potansiyele sahip.kendimize bir konu belirleyelim ve boş vaktimizin 1/4 ünde farklı bir çalışma içerisine girelim.bizden sonra gelecek çocuklarımıza torunlarımıza birer hediye bırakalım.türkiye yetersiz bir devlet,biz malız yeaa, avrupadan amerikadan çok gerideyiz demek yerine çalışalım ve neler olabileceğine bakalım.almanya'ya bakalım japonya'ya bakalım
bu devletler 2.dünya savaşı bitiminde hiçbir gücü kalmamış yenilmiş devletlerdi.ama şu an mühendislik alanında 2 büyük ekol olmuşlar.almanya ekonomisiyle avrupa birliği'ni ayakta tutuyor.peki bu nasıl mümkün olmuş.bunu almanya'daki emekli bir okul müdürü şöyle açıklamış:
''alman mucizesini inceleyen herkesin aklına gelen ad prof.erhard'dır .yalnız unutulan bir şey vardır.o da bu dönem içerisinde almanya'da tramvay vatmanından belediye başkanına,işçilerden fabrika müdürlerine ,köylülerden muhtarlara,tezgahtardan mal sahibine,memurlardan en yüksek amire kadar herkesin haftada 72 saat çalışmış olmasıydı,evet 72 saat,ağıza kolay''(günter grosser)
yani arkadaş bir silkinelim ve artık çalışmaya başlayalım dönem yeni başladı.İnek olun demiyorum.düşünün bir proje üretin kapasitemizi bir zorlayalım.düşünmeyi unutmuş beynimizi çalıştırmaya başlayalım inşallah.
bir ayet mealiyle bitireyim: ''kişi için ancak çalıştığının karşılığı vardır''(necm suresi 39.ayet)

Yorumlar

mortavsan
güzel yazı olmuş ayakta alkisliyorum 👏👏