persephone
bazen bazı şeyler ipe dizilir gibi boğazımda. hani yutkunamazsınız ya.. lakin gitmezde oradan. şu an o durumdayım, bir şeyde yok ki ortada, derdim varken bile daha az düşünürdüm ben. kafamın içindekilerle dış dünyanın uyumsuzluğu mu acaba, bu geçirdiğim ufak spazm yoksa umut denen şeyin yerini acıya bırakışı mı? öyle ya bu yaşamın içinde kayboluş hikayem gitgide kendini haklı çıkarıyor. umudumun gözleri kör, yolunu kaybetmiş. yine de bazı şeyler olması gerektiği gibidir belki de diyorum. arkasından bir belki daha geliyor.. bir belki daha.. bir daha.. ama ben bunlardan hiç emin olamıyorum. hiç olamayı istemem dediğiniz en zor yer neresidir bilir misiniz? araftır. çünkü cehenneme düşünce yanacağınızı bilirsiniz ve elbette cennette huzur bulacağınızı da. velakin arafta her şey fludur. renksiz, hareketsiz, yorgun, kararsız. İşte bu aralar ben arafım sanırım. ondan bile şüphem var ya gerçi.

Yorumlar

anonim
arafta düşünce yoktur. perdede giz vardır. çözümün aklının yetmeyecegi bişey olduğunu bilmeden istersin. bilirsin herşeyi en ufak detayına kadar. çünkü bildiğin kadar kör olursun. cehalet en işine yarayacak şeydir orada. çölde su gibidir. ama bilirsin bildiklerinin unutulamayacağını. aslında bencillikte öte bir insansındır diğerlerinin gözünden baktığında. ama ne gariptir ki onların bunu göremeyecek kadar aptal olduğunu duşunursun. firavunun tahtında hint fakiri gibi hissedersin kendini... sonuç alışırsın dedikleri gibi alışmak.
bunasilbalik
bence bi sabah namazı kıl, birde sarı kola ve siyah kolayı karıstırıp iç. arafi falan söküp atar hicbiseyin kalmaz :)