kupakizi
uzun süredir kendimi hiç böylesine boşlukta hissetmemiştim, hiç böylesine hıçkıra hıçkıra ağlamayı dilememiştim. yirmi yaşıma gelene kadar ağladığımı gören insanların sayısının bir elin beş parmağına erişmemiş olmasına sevinmeli miyim yoksa üzülmeli miyim, bilemiyorum. her sabahın köründe kalkıp sahile sigara içip, nefes almaya, kendinize gelmeye gittiğinizi ve dönerken de maskenizi takındığınızı düşünün; durum tam da bu aslında. çevremdeki her insan "sen güçlü bir kızsın m.!" tasviriyle durumlara açıklık getirmeye çalışsa da ben böyle mi düşünüyorum bilemiyorum. bazen dünyanın en acımasız bayanı, bazense en şefkatli varlık halinde buluyorum kendimi. nedir bu? hayattan tat alamayışımın sebebi nedir? hayattan her zaman haz almayı biliyorken böylesine karmakarışık durumda bulunmamın sebebi... boşverin azizim, mutluluk payidardır elbette. güzel günler göreceğiz, güneşli günler. öyleyse; neşet ertaş-cahildim dünyanın rengine kandım diyelim.

Yorumlar

zorakimuhendis
*ateşini fitillemek? fitilini ateşlemek:) yanlış anlama uyuzluğuna yazmıyorum sanırım dikkatsizsin bu aralar ama görünce düzeltmeden duramıyorum kusuruma bakma :)