database
bugün dertlerden arınmış bir haldeyim. kafamdan hiçbir sorun geçmiyor.bütün gün film ve dizi izledim.uzun aradan sonra ezel'in en güzel sahnelerini tekrar seyrettim.resim çizmeye çalıştım üstün yeteneksizliğimle.şiir okudum.kola nargile kitap üçlüsünü bir araya getirdim.saati bir şekilde 00.37'ye getirdim ve bunları yazarken 70* 80* 90* esintili şarkılar dinliyorum.ezel demişken her tarafta selma'yı görüyorum.... kulağımda çınlıyor sesi elbet bir gün buluşacağız diyor. bir yandan sizleri okuyorum. telaşlarınızı hüzünlerinizi , sevinçlerini hatta çok çok kızdığınız konuları...ben bu sene başladığım bu üniversitede ilk seneden böyle bir yer bulduğum için çok şanslıyım.kimseyi tanımadan etmeden kendimi yazabiliyorum rahatlatıyor gerçekten insanı bu.derken kulaklığımda şarkı değişti ve başladı selma hünel'in o güzel sesi ''yalnız kalan ruhumun acısı çok derindir,yıllar geçsede inan kalbim yine senindir'' diyor ben yine kendimden geçiyorum usulca.size birini tarif edicem şimdi. uzun boylu beyaz tenli, omuzlarında saçları belki biraz daha uzun. dikkatli bakarsanız siyah saçlarına; içinde ki tel tel beyazları görebilirsiniz.öyle bir gülümsüyor ki nadiren de olsa; nadiren de olsa görüyorum ya o gülüşünü '' yazımı kışa çevirdin'' 'i bilirdim ben kışın yaza dönüceğini o öğretti bana.güneş'e bakarsa açık kahverengi gözlerinde sonsuz bir uçurum görürsün bulutlu gökyüzüne bakarsa simsiyah bir son. ah o bakışları yok mu ? sert bakışları. İnsanı delip geçen o güzel bakışları. yine beni benden aldın be kadın.efkarım birikti şuan.dediğim gibi insanlara çok çabuk bağlanırım da böylesini bende daha önce görmedim kendimde. tek kelime etmediğin bir insanı böyle betimlermisin diye sorsalar hadi be ordan derdim.dengem bozuldu ya ne olduğunu da anlamadım da bunları içimden geleni yazdım okuduğunuz için teşekkür ederim :) herkese iyi geceler.

Yorumlar