kayipgalaksi
kafa dergisinin bu ayki sayısı ne kadar da güzel değil mi? henüz yarısındayım ama emrah serbes ve emrah polat'ın yazılarını çok beğendim. özellikle emrah serbes'in yazısına bayıldım. okurken içinde kayboldum sanki. daha önce hiç kitabını okumamıştım adamın. evet iç ses klasiklerle kafayı bozduğum için türk yazarlarını ihmal ettim, farkındayım. galiba klasiklere biraz ara vermenin zamanı geldi. şimdiden para biriktirmeye başlamalıyım, aklımda üç beş kitap var onları almam lazım. ne diyordum ben? emrah serbes. adamın yazısını okurken kalemimle beğendiğim yerlerin altını çiziyordum sonra kafamı kaldırıp baktım ki çizilmedik yer kalmamış. her kelimesi ayrı bir güzel. şimdi siz o yazıdan kısa bir bölüm okurken bende melisa çayımı içip kendime geleyim biraz. "İşte biliyorsun, hisler de biter ve yerlerini sadece anımsamalara bırakır. hislerden kalan hatıra kırıntılarına. İşte o zaman insan, kendi geçmişinde, komşulara gösterilen bir fotoğraf albümü olsa iyi, bir tarihçi olsa yine iyi, bir arkeolog gibi dolaşmaya başlar. bulunan ne olacak ki, parça parça birkaç yüz, kül, toz ve yarım sözler. yarım ve tozlu sözler. İşte bu da soğumadır ve her soğuma acıdır. bu soğumaların en acı olanı ise insanın kendinden soğumasıdır. kendi ruhundan soğuması, küllerinden, tozlarından ve yarım kalmış sözlerinden yani. onca konuşma, onca bir aradalık, her gün milyonlarca sevişme, ama insanlar asla birbirlerine değmiyorlar. soğuma budur işte. İnsanlar arasında bir temassızlık sorunu var. bilmiyorum ama belki bu dünyayı sonunda bir elektrikçi çırağı yoluna sokacak."

Yorumlar

delpiero
emrah serbes-erken kaybedenler ve her temas iz bırakır kitapları çok güzel bence ama hikayem paramparça biraz tırt gibi. özellikle erken kaybedenler'i oku derim