asosyalci
İlkokulda kokulu silgisi ve 24'lü pastel boya takımı olanlar vardı. birde önlüğü yırtık olanlar... kırmızı çoraplı, çok havalı bir kız vardı mesala.bütün sınıf o kızı seviyorduk. evden ekmek arası peynir getirenler vardı çikolata yiyenler çikolatanın tadını bilmeyenler... çöp kutusunun etrafında konuşanlar falan.sonra bir arkadaşım vardı , epey fakirdi önlüğünün içine kazak gidiyordu , month yoktu. okuldan mont dağıttılar montu olmayanlara... bot falanda verdiler. bütün sınıfın önünde adları okundu, botlari ve montları aldılar. cocuktuk anlamiyorduk.bu işte bir kötülük, bir çocuğun onurunun çiğnenmesi vardı. evet, eğitimci olmalarına rağmen o günlerde bizim öğretmenlerimiz bunu düşünememişti. İleride öğretmen olursanız siz düşünün mesela.dünyada adalet yok demek kolay, adaleti belirleyenler birazda biz degil miyiz ? adalet sendin.

Yorumlar

nayino
çok haklısın. bir de tanışırken anne baba ne iş yapıyor diye soran var. yahu ne yapacaksın? muameleni mi degistireceksin. sen öğretmensin. sana o pedagojik formasyonu niye verdiler, kendine gel. babası olmayan sıra arkadaşımın küçücük yaşında sıra ona gelene kadar sırılsıklam terledığini biliyorum, serbest meslek diyen diğerini ısrarla 'serbest derken aç biraz ?' diye darladigini unutmuyorum. annesi merdiven silen arkadaşımin utanip ev hanımı dediğini, babası çöpçü olanın büyükşehir belediyesinde çalışıyor dediğini, akabinde duyulan gulusmeleri. hasıli kelam biz iyi öğretmenler olalım. hayallerin ne diye soralim mesela, ufacık yürekleri kirmayalim.