morenica
hayatın genel olarak biz insanlara gıcık olduğunu düşünmeye başladım. tam mutlu oldum sanarken öyle şeyler yapıyor ki neye uğradığını şaşırıyorsun. hatta bocalayabilmemiz için geçici mutluluklar yollayarak bizi an sarhoşu yaptıktan sonra elimizden şekerimizi alıyor ve o an yaşadığımız şoka bakarak bir kahkaha atıyor bence. hayatın tüm bu iki yüzlülüğüne rağmen onu seviyorum, İstersen iki kalp çizer altını da imzalarım.*

bazılarımız sokakta istop oynayan çocuklar kadar mutlu mesela, hayatı önemsemeyerek mutlu olmanın yolunu bulmuşlar. attıkları şuh kahkahalar, kenarları dantelden bir tülün arkasından onları izleyen mutsuz insanların beyninde yankılanıyor. ve bu korkak insanlar, izlemeyi bırakıp sokağa çıkmaya cesaret edebilseler, onlar da mutluluğun tadına bakabilecekler belki. çıkmamak, o perdenin arkasına saklanmak için haklı sebepleri var mutlaka.. mesela o topun peşinden koşarken düşüp dizlerini kanatmak istemiyorlar... ama bir deprem anında yapmak isteyecekleri tek şey o dört duvarın arasından kaçmak olacak, bunu bilmiyorlar.

kısacası ben artık dışarı çıkmak için deprem beklemeyi bırakıp, annemin aldığı kırmızı rugan ayakkabılarımın kötü olacağını umursamadan, dizlerimde oluşacak yaraları umursamadan, en önemlisi hayatı umursamadan dışarıya adım atmaya karar verdim.

mutluluk diye bir şey yok der bir arkadaşım* ama inanıyorum ben, mutluluk var. yalnızca biz insanlar o kadar körüz ki nasıl mutlu olabileceğimizi göremiyoruz...

mutluluğu görün, çünkü o da en az bizim kadar yalnız..

Yorumlar

asosyalci
bence daima yanımızda olan tek şey gerceklerdir. çünkü mutluluk için istediği ortamı yaratamazsan gelmez , tanımaz seni.gercekler ise sen istemesende gelir daima seninledir. bence gerçek mutluluktan daha kıymetli