tutunamiyoruz
geçenlerde buraya bir bank sahiplendiğimi yazmıştım. şimdi o bankta kendime aitlik hissi yaratmaya çalışıyorum. yanımda kara kaplı bir defter, elimde kalem, kulağımda kulaklık erkin koray'ın sesiyle hüzünleniyorum. her şey tam istediğim gibi aslında, eksik olan tek şey bir fincan kahve. sesime yabancılastıkça iç sesime yakınlaşıyorum. yazmak diyor ne yarar? bu aşağılık düzen de haykıramadıktan sonra yazmak, ne yarar? katlanma biçimim bu benim diyorum. okudukça sesimi hatırlayacağim. ya söyledikten sonra pişmanlık duyduğun sesler onlar ne olacak? amma konuştun sen de ses, sorsan kafa dinlemeye geldik buraya. her zaman olduğu gibi yine kaçıyorsun işte diye fırçalıyor beni. kendini ne sanıyorsa artık. kaçmaktan başka bir çaremin olmadığını anlamıyor. insanın kendinden kaçamayacağını biliyorum elbette. az ilerideki duvara toslayacağımı da biliyorum. fakat şans diye bir şey varsa yeryüzünde onu sonuna kadar denemek istiyorum ben delirmek istiyorum belki de. belki de kendimden kaçarken izimi kaybetmek istiyorum.ayaklarım bu konu da epey tecrübesiz. "şimdi ne tarafa gitmem gerek?" işte her gün tanrı'ya, belki bugun cevap verir diye bu soruyu soruyorum.

Yorumlar

tutunamiyoruz
sevince'yi de aç ama :) teşekkür ediyorum, daha iyi geceler:)