kayipgalaksi
birkaç gecedir gördüğü kabusların etkisiyle korku içinde, uykusundan uyanıyor. bir küçük ışığın bile girmediği kapkaranlık odaya gözlerini açtığında halen kabusun devam ettiğini sanıyor ve içini büyük bir korku kaplıyor. on saniye kadar devam eden bu durum koridordan gelen bir sesle veya yoldan geçen aracın sesiyle bir anda dağılıveriyor. uyanık olduğunun farkına varınca bir nebze de olsa rahatlıyor, kalbi normal ritmine geri dönüyor. ağzında ekşimsi bir tat hissetmesine rağmen hemen yanıbaşında ki suyu içmek istemiyor. karanlık odada eşyaları seçmeye çalışıyor ama başaramıyor. masanın veya başka bir eşyanın bir kenarını dahi görmüş olsa içi rahatlayacak ama pencereyi boydan boya kaplayan koyu renk perdeler bunu engelliyor. "bu 'tatlı ve ulvi gece'den biz insanları mahrum etmek niye? soruyorum size, ey küstah perdeler! veya siz zavallı perdeleri bir amaç için kullananlara mı sormalıyım bunu? gecenin güzelliğinden rahatsız olanlara mı? gerçi onlar, gözlerine koyu renk kalın perdeler çekerek bu güzelliğin farkına nasıl varabilsinler ki! sırf rahat uyumak için bunu yapıyorlar. peki, ya geceyi görüp hissetmediği sürece uyuyamayanlar?" acı veren bir huzursuzluk filizlenmeye başlıyor içinde. hızla büyüyüp gelişen kalın dikenli dallar beynini çepeçevre sarıyor. hapsoluyor acının karanlık ormanlarında.

Yorumlar

tutunamiyoruz
korkulacak bir şey yok, rüya olarak algılıyorsun zaten :) fakat o kalkmalar, ışığa gitmeye çalışmalar, gidememeler işte onların hepsi sanrı. gerçek olan yatakta kitlendiğin ve yerinden aslında hiç kıpırdamadığın :) "offf yine kitleneceğim nasılsa:)" diyerekten bazen uyumak istemiyorsun. uyku düzensizliğinden kaynaklı bir durum olduğu için de herhangi bir destek almadım. fakat bunun hipnopompik bir sanrı olduğunu öğrendiğimden beri bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendimi eskisi gibi kasmıyorum. böylelikle o kısa süreç daha kolay geçiyor :)