foreveralone
yarı karanlık bir ortamda yanımda hafif bi ekran ışığı ile aynada ki yarım yamalak görünen halime bakıyordum. yüzüm. yüzümün en sevdiğim tarafı (bana göre) sol tarafı. sol gözüm sağ gözümden sol kaşım sağ kaşımdan daha güzel yüzümün sol faulü sağ faulümden sol köşesi de sağdan daha güzel. saçıma bakıyorum yatırdığım yer itibariyle solu daha güzel. sağıysa çok çirkin. şu an bile yüzümün sağ tarafına ışık vuruyor sol tarafı ise karanlık. o yüze 20 dakika baktım. belki daha fazla bi şekilde odaklanıp baktım öylece. gün içindeki ruh halimde işte böyle. İki karakterim iki ruhum var sanki siyah ve beyaz, iyi ve kötü gibi. mutlu gibi hissederken yüzümün sağ tarafı formuna aniden geçiş yapıp mutsuz kötü acı çeken birine dönüşmek... sonra sol taraf aktif olup canayakın enerjik olmak. bu geçişler o kadar bunaltıyor ki. tam bu sırada yüzümün sağ tarafının şarkısı amon amarth - first kill çalarken sol tarafın şarkısı 20 sene evvelden whitesnake - is this love geçişi oluyordu. hiçbir zaman tam bir bütün olamayıp iyi kötü mutlu mutsuz duygusal hissiz hepsini bir arada yaşayıp hiçbir kalıba sığamadım. belki de bir bütün tam bir şekilde ifade edilen varlık olamayıp iki yüzlü iki karakterli olduğum için sevilmedim. artık toplumdan sizden biri olmak istiyorum. sizin eğlendiğiniz yerlerde eğlenebilmek sizin sevip sevildiğiniz gibi biri olmak, sizin gibi insanlarla kaynaşıp onlara duygu besleyebilmek. İstediğim şey sadece bu.

Yorumlar

foreveralone
@nickbulamayananonim mesela ben gezmeyi çok severim mesela bi dostum olsa bana kalk gidiyoruz dese "hadi" cevabını alır direk. bilim teknoloji bunlarla uğraşmayı çok severim. astronomi manyağıyım ben. mesela bi sevgilim olsa sabah akşam belgesel izlesek derdim. anime izlemeyi de severim. gerçek bi dostum veya gerçekten seven biri olsa herşeyi yaparak mutlu olabilirim aslında. bisiklet sürsem bile olur. hayvanları aşırı seviyorum belki insanlarla hayatımızda karşılıklı olarak yer edinemediğimiz için olabilir. ama tek kaldığımda öyle olmuyor o yüzden hiçbirşeyi tek yapmak istemiyorum. yalnız kaldığımda sürekli içiyorum mesela o iç sesimin yoğunluğu boğuyor beni. İnsanların en ufak samimiyetsizliğini gördüğümde soğuyorum zaten kimseyi bulamıyorum ortak olacak. aslında hepsi bu "sevgi" olayından geçiyor. ve gerçekçi biriyim ben objektifim başta kendim çok eksik biriyim. dışardan baksam bende kendimi sevmezdim diyorum bu konuda da suçlamıyorum tabiki insanları. yurtdışına gidebilsem oradaki düzene ayak uydurduktan sonra mutlu olabileceğimi düşünüyorum.