bitmishaziran
biraz ondan bahsedeyim istedim. tam bir yıl önce herşey bugün başlamıştı. çok garip gecen sene bugun havalarda uçan ben simdi bunlari yazarken agliyorum. bir gunun size farkli duygulari yaşatması tuhaf degil mi sizcede? gecen sene mutlu ederken bu sene aglatiyor. gerci bugüne de suc bulmamak lazım. günlerin ayların bir suçu yok. öyle bir sevdim ki. tarif edemem ama belki biraz da olsa anlatabilirim. patates kızartmasıyla aşık olduğumu anlatmıştım. sonra gunler gecti oyle bir şeydi ki bu ne yapsa ne soylese ailemden birini anımsatıyordu bana. normalde yabancıydı hayatima yeni girmisti ama bir o kadar da tanıdıktı. ailemden gibiydi. sanki yıllardır bizimle yaşamış sanki her gun onunla uyuyup uyanmışım gibi. okey oynayışı vardı bir o hic bilmez ama ben her seferinde onunla eş olur onun karşısına otururdum sırf onu okey oynarken çekebilmek icin. hic bilmez ama bir suru fotografi var elimde. taş toplayışı babam gibiydi taşları dizişi de oyle. hatta bir usta gibi taş çalışı bile babami getirirdi gozlerimin onune. gulerdim hep tebessum ederdim cunku o kadar tanıdıktı ki o kadar ailem gibiydi ki anlatamam bunu. her seferinde taş çaldı diye suçlarlardı sevdiğimi bende yapmaz derdim baktım ısrar ediyolar "aşkım ya şunlara bir cevap ver aşkımız bitsin ki doğruyu soyle derdim" oldugu yerden kalkar çaldığı taşları bir bir koyardı masaya. bitmesinden korkardı anlardım o sırada gozunun icine bakip gulerdim. bilirdim beni seviyor ve bilirdim gitmeyecek. sonra bir çay içişi vardı kim bir insanın çay içişine bu kadar anlam yükler ki? şekersiz icerdi tıpkı babam gibi. sırf beni kırmamak icin kahve icerdi bir yudum alır gerisini de yine bana bırakırdı. o kadar hoşuma giderdi ki bu. yarım kalan herseyi birbirimiz tamamlardık bu bir kahve bile olsa. hiç birsey yarıda kalmazdı devamini bitisini mutlaka getirirdik. kavga ederdik o kadar zor tutardim ki kendimi gulmemek icin. ama direnirdim de. ama bir onun gülüşüne direnemezdim. gülerken gözleriyle güler mi be bir adam? gözleri gülüyordu resmen. ben ki kimsenin gozunun icine bakamazken saatlerce baksam yine de doyamıyordum bakmalara. hele ki parmak uçlarınızdan öpmüşse bir adam hala onun izlerini tasıyorsunuzdur. bazen dalıp giderdim onu seyredip yuzum hemen düşerdi suratım asılırdı. o da hemen naptım yine diye kendini suçlar trip attigimi dusunurdu. ama aslında altında yatan sebebi hic soylemedim soyleyemedim. cunku soylersem gercek olabilirdi korktum hep gizledim. oyle izlerdim onu ya giderse diye aklimdan gecerdi suratim duserdi yuzum asılırdı hic birsey yokken sebepsiz yere onun acısını yasardım icimde. hic de soylemedim bunu gercek olur diye hep sır gibi sakladım. bir de o kadar kardeşime benziyordu ki anlatamam. al koy karşına abi kardeş dersin. ama suan ben kardesime bakarak agliyorum onu anımsayıp. çok severdi be çok niye gitti derseniz inanın bilmiyorum. hala ayrıldığımıza bile inanmıyorum. sinemada film izlerken seni seviyorum benimle evlenir misin diye bağıran bir adam niye gider bilmiyorum. ben bir adamla birlikte yandım mahvoldum kahroldum belki ama ben bir adama da deli gibi de aşık oldum. ben bir adam tarafindan uzuldum kırıldım parçalandım belki ama ben bir adamla sonsuz oldum.
hastalandığında o masum hallerine dermanı olmayışına derman olmaya çalıstım ben. korku filmlerinde her korktuğunda tuttuğu el oldum.
çok sevdim ya anlatamıyorum kalbimi sökseler inceleseler de anlaşılmaz bu ben tüm iliklerime kadar çok seviyorum. bilmiyorum döner ya da dönmez ama bekliyorum. bir an olsun çıkarmıyorum aklımdan güldüğüm hersey anılarımızla ilgili herşey ama herşey onun icin dualarım yaptıklarım bekleyişim.
bilmiyorum o bugünü yaşıyor mudur ben gibi? bilmiyorum canı yanıyor mudur onunda? cevapsız sorularla birlikte ağlıyorum iste. ne kadar imkansiz olsa da ne kadar çaresiz kalsam da bekliyorum seni...

Yorumlar

azula
allah kolaylık versin :) sabrın sonu selamettir.