anonim
İyi geceleri sakladım yarınlarda
dünlerin unutulmuş diyarlarında
saatim geçerken ayrılığı kentin buzuldan
kaplı arnavut kaldırımlarında
(şiirin devamı yorum kısmında)

Yorumlar

anonim
İşte yalnızlık buydu, bir köşe başında
elimde sigara yazmaya çağırırken kalem ve kağıt
oralı değildim en başında
zamanın hissettiği bir çiğ damlası kadardım
kendi kendimi sarıp sarmaladığım
dudağımdan hiç düşürmediğim
dilimin yara berelendiği bir vakitti o zaman ayrılık
hep sabah türküleri söylenirdi
geç kalınmışlıklar, erken varışlar…
ve hiç değişmeyen o içini kemiren
susuşların bitmemesi.
en zor saatlerindeydik beraber sabrın taştığı
yağmurun düştüğü, ıslandığımız
bi sokak ortasında ıslık çalarken ben
köprülerden atlıyordum aslında
evlerimi, şehirlerimi, duraklarımı
ardımda bırakıp, sana gelmiştim bir zamanlar
hatırlarsın…
gecenin dibindeyken
kör bir kurşun delip geçmişti şiirlerimi
kan döküyordu gözlerim uykusuzluktan
geceleri yatmak bilmeyen bir parça yalnızlığım vardı
oysa…
tutamasaydık ellerimizden,
deprem gibi bir infilak kopardı içlerimizde
kendimizin bile hissetmediği
irmakların aktığı koca koca kentlerdeydim
duraklara otobüs uğramazdı
hep yürürdük.
ayak izlerimizi imza gibi atardık o kaldırım taşlarına
bulutları seyrederken bir akşamüstü
hayatın bize ne verdiğini sorgulamazdık
sessizliğimizi susuşlarımızla ikiye bölüp
birbirimize ısmarladığımız zamanlar
o zamanlar, gözlerimizi kapattığımızda
sadece iki şeyin var olduğunu hatırlardık
kalp atışlarımız ve bir müziğin sesi…