Snake
hiçbirimiz kararlarımızın nereden geldiğini bilmeyiz. hepsi hıçkırık gibi birden ortaya çıkıverirler. konu karar vermek olunca, çoğu insan bu konudan aşırı endişe duyar. acaba yeteri kadar düşündüm mü? acaba değerlendirmem için yeteri kadar bilgiyi hesaba kattım mı? eğer düşünecek olursak hiçbir zaman yeteri kadar bilgiyi hesaba katamazsınız. rastgele bir konuda bile bir karar verebilmek için hesaba katılabilecek bilgi miktarı sonsuzdur. peki ne yaparız? konu hakkında neler yapabileceğimizi kafamızda tasarlar dururuz ama insanız sonuçta, ne kadar tasarlarsak tasarlayalım endişeleniriz. kontrolümüz dışındaki tüm değişkenleri bile kafaya takarız. seçim dediğimiz olay, kesin bir karara varmadan önce içinden geçtiğimiz tereddüt evresidir, zihinsel bir sallantıdır. bu yüzden de sürekli olarak kararsızlık ve şüphe içinde yaşarız. acaba doğru şeyi mi yapıyorum, acaba doğru şekilde mi yapıyorum vs. bunun sonucunda bir çeşit özgüvensizlik oluşur ve bu özgüven eksikliğinin bizi etkilemeye başladığı anda hata yapmamız kaçınılmaz bir hal alır. en küçük bir harekette bile elimiz, ayağımıza dolanır. ancak kendimizden emin olursak, tamamiyle yanlış yaptığımız şeylerin bile üstesinden gelebiliriz.
kendinizi bir bulutmuşsunuz gözüyle bakın. başta garip ve saçma gelebilir ama bir düşünün, bulutlar asla hata yapmaz. hiç bir buluta bakıpta şeklinin yanlış olduğunu düşündünüz mü? hiç denizde bir dalgaya bakıpta şeklinin ne kadar bozuk olduğundan yakındınız mı? eğer kendinizi bir süre bir bulut veya dalga gibi görmeye başlarsanız, yaptığınız şey ne olursa olsun hata yapamayacağınızın farkına varırsınız. felaket denebilecek olaylara bile sebep olsanız, öyle ya da böyle geçip gidecektir, işte o zaman bu durum size bir özgüven olarak geri dönecektir. bu özgüven sayesinde de gelecek sefer verilecek bir karar için sezgilerinize güvenir duruma gelirsiniz. bu sadece yolun yarısı, olayın karar alıp veya almamakla ilgisinin olmadığını, bir tarafı seçseniz de seçmeseniz de hata yapmış olmayacağınızı ve bir buluttan veya dalgadan farksız hatalarınızın olamayacağını anlayacaksınız. bunun farkında olduğunuz zaman ise vermediğiniz kararı telafi etmeye çalışmaksızın kendinizle dost olup, kendinize güvenmeye başlayacağınız bir noktaya gelirsiniz.
yaşadığınız her şey bambaşka bir şekilde de yaşanabilirdi ve herbiri en az diğeri kadar doğru olurdu. karşınızdakinin sevgisi kontrol edebileceğiniz birşey değil, o yüzden buna odaklanmayı bırakın, kendi sevginizden eminseniz söyleyin, sevin ve bununla yaşayın.
sağlıcakla kalın...

Yorumlar