neutron
lise yıllarında bilirsiniz farklılık deyin hızlı yaşamak deyin yabancı kültüre olan merak deyin kimlik arayışı deyin değişen şeylerden biri de müzik zevki olur. bende de baş gösterdi bu durum. linkin park gibi dream theater gibi aşırı popülaritesi artmış gruplarla başladım. tabi o zamanlar kan hızlı akıyor. neyse efendim. ritme verdiğim önem yaş geçtikçe sözlere yansıdı seçici olduk falan derken bi müzik kültürü oturdu. sakın yanlış anlamayın ben şu bi müzik türüne tapanlardan değilim. onların ki kimlik arayışıdır devam ediyordur. bir insan hem neşat ertaş dinleyip aynı zamanda pink floyd hayranı olabilir. yine sapmadan devam ediyim. evet müzik zevki oturdu. şu son zamanlarda artık sıkıldım. geniş denebilcek yelpazeye hakimim ama hani anadildeki o duyguyu alamıyorum. sonra merak ettim bizde kim var bu işi yapan. arkadaşlar size yemin ediyorum şok oldum. barış manço... ''dönence'' parçasıyla ''bass gitar gereksiz yeaa'' diyenlere en güzel riffleri dizelemiş. sözleri hiç katmıyorum bile. murat kekilli, haluk levent, kargo, şebnem ferah... haluk levent'e ayrı parantez açmak istiyorum. geç keşfettiğim için çok özür dilerim. şu an ''dağlar'' şarkısı eşliğinde yazıyorum. çok kaliteli sanatçılarımız var. bazen hiç aklıma gelmeyen yerlerde solo gitar giriyor diyorum ki bunu yapan yabancı olsaydı hit olurdu bu parça. bu yazı size bir öneri mahiyetinde yazılmış asla değildir :) sadece aslında gereken değeri almadıklarını anlatmak istedim dilimin döndüğünce. bunların içinde duman manga gibi kıyasla başarılı gruplarda var. bu topraklar her zaman kaliteli insanlar yetiştirmiş ve yetiştiriyor. ümidimin bitmekte olduğu bu günlerde bu güzel, kaliteli insanları görmek birazda olsa yaşama sevincimi artırıyor...

Yorumlar

neutron
teşekkürler efendim... @anonim :)