anonim
arkadaşlar sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum. anı değil bir yıkılış bir çöküştür bu. yıllardır samsun da kendince geldiğin zirveden aşağı tepe üstü çakılıştır. bundan iki hafta falan önce yemek yemek için lavaş sentera gittim öğlen saatleri. en son önceki gün aynı saatlerde yemek yemişim bayılmak üzereyim. aynı zamanda öyle bir sıkıştım ki. herhangi bir kazaya karşın adımlarım minik ama seri. neyse efendim girdim kapıdan içeri. daha tezgahın önüne gelmeden tek nefeste bana bi tavuk dürüm bol soslu turşusuz mayonezsiz diye tekerleme gibi bir şey söyleyip ışık hızıyla merdivenleri çıktım ve ilk kapıdan içeri girdim. kemerdi düğmeydi derken rahatlama evresine geçtiğim sırada ense köküme biri 'pişşşşt' dedi. bende küfre karışık bir çığlıkla arkama döndüm. kimse yok! arkadaşlar çok nadir açık ton pantolon giyen biriyim. dönmemle birlikte açok renk olan kısım koyuya dönmeye başladı. tamam dedim destursuz seyirttin ondandır tövbelerle toparlandım. ama ne var ne yok hepsi yerde ve pantolonda. ne yapacağımı düşünürken veletin biri kapıya dayandı. bir yandan da anne çişim de çişim diye gezeliyo sabi orda. kadın kapıya vuruyor. o ara gözüme kenarda duran fırça ilişti musluktan su akıtıp en azından yerdeki sarı maddeyi uzaklaştıraym dedim. musluk dışarda! çocuk sızlanmayı ağlamaya çevirdi hiç ses çıkarmıyorm ben içeriden. derken kadın hanımefendi kaç dakika oldu lütfen acele eder misiniz demez mi! ben içerde boyuna sifona basıyorum ses olması bakımından. birden aklıma dahiyane bir fikir geldi. tasarlamadan uygulamaya koydum. ben bunları yıkıyorum lütfen yan tarafa geçiniz dedim. kadın günde kaç defa temizleniyor burası daha yeni temizlendi diye bana çıkıştı. o esnada sifon sustu olanca kalın sesimle biri batırmış burayı diye kadına yükseldim hem suçlu hem güçlüyüm. kadın senin ne işin var kadınlar tuvaletinde müsait olan olur olmayan olur ne ayıp sizi şikayet ediyorum derken çocuğun ağlaması şiddetlendi ve 'al işedim işte al! ' diye bir bağrık kopardı. çocuğu da kapıda donuna işettim. anne çocuğuna kızıyor bana söyleniyor derken bin bela ile kapıyı çarptı çıktı. bende hemn çıkıp dışarıya açılan kapıyı kapattım bolca peçete ile biraz kurulandm. çantadan apollo deo ile kendimi bocalayıp keskin kokuyu bastırmaya çalıştım. sanki az önce hiç bir şey yaşanmamış gibi aşağı indim tuvaletinzin taharet musluğu bozuk mahvetti üstümü başımı diye bi zılgıt attım ve koşarak sahile vurdum kendimi. peki arkadaşlar ense köküme 'pişşşşt' diyen kimdi biliyor musunuz. lanet olası oda parfümü. kaldırın onu ordan. asın üste bi yana. olur mu hiç öyle ya. suç benim mi allasen. demem o ki dostlar bu da böyle bir çöküş hikayesidir. en yakın dostumla bile paylaşmadım bu naçizane anımı ama yanımdaki eleman inceden bi okudu gibime geliyor. esen kalın çişinizi tutun.

Yorumlar