alpheratz ✨
... çünkü beyaz adamın gerçek tanrısı, kendisinin "para" adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kağıttan başka bir şey değildir.
bir avrupa'lıya sevginin tanrısından söz edecek olsan, yüzünü buruşturur ve güler. senin düşüncenin yalınlığı ile alay eder. ama pırıl pırıl bir yuvarlak metal veya koca bir ağır kağıt uzatacak olursan, o an gözleri parıldar ve dudaklarının arasından salyalar akar. onun sevgisi paradır, tanrısı paradır. onlar, yani beyazların tümü uykusunda bile bunu düşünürler. öyleleri vardır ki, ha bire yuvarlak metal ve ağır kağıt tutmaktan elleri kanca gibi olmuş, duruşları orman karıncasının bacakları gibi yamulmuştur. kimileri vardır, para saymaktan gözleri körelmiştir. para uğruna mutluluklarını, vicdanlarını yitirenler; gülmekten, onurundan, sevincinden, hatta karısından, çocuğundan olanlar vardır. çoğu, sağlığını bile bunun uğruna feda eder. yuvarlak metal ve ağır kağıt uğruna. bunları giysilerinin içinde, ikiye katlanmış sert derilerin arasında taşırlar. geceleyin, kimse almasın diye yastıklarının altında saklarlar. her gün, her saat, her an onu düşünürler. hepsi, ama hepsi. çocuklar bile! çünkü düşünmek zorundadırlar. analarından öğrendikleri, babalarından gördükleri budur. avrupalıların tümü. simonis'te(1) bir taş aralığın içine girsen şu sesi duyarsın: "mark!" bir an sonra yeniden "mark!" bu, parlak metal ve ağır kağıdın adıdır. falani'de(2) "frank", peletania'da(3) "şiling", İtalya'da "liret". mark, frank, şiling, liret hepsi aynı kapıya çıkar. hepsi de para demektir. para, para... papalaginin gerçek tanrısı yalnızca paradır.
... biz kardeşlerim, biz hepimiz yoksuluz. bizim ülkemiz güneşin altındaki en yoksuk ülke. bizde öyle kutuları dolduracak kadar yuvarlak metal ve ağır kağıt bulunmaz. bizler papalagi'nin düşüncesine göre zavallı birer dilencileriz. ama ben sizin gözlerinizi varlıklı efendinin gözleriyle karşılaştırdığımda, sizinkiler, neşeyle, güçle, sağlıkla, yaşamla büyük bir ışık gibi parıldıyor, onunki ise sönük, solgun ve yorgun kalıyor. sizin gözlerinizdeki parıltıyı yalnızca, henüz konuşmayı beceremeyen çocuklarda gördüm orada. çünkü daha paradan haberleri yoktu. şükredelim ki büyük ruh bizi kötü ruha karşı korudu. para bir kötü ruhtur. onun yaptığı ne varsa kötüdür çünkü. elini paraya değdiren onun büyüsüne kapılır, onu seven tüm yaşamı boyunca gücünü ve mutluluğunu paraya hizmet etmek için harcar. biz, konukseverliği, uzattığı bir meyve için karşılık bekleyenleri hor gören geleneklerimizi sevelim. sevelimki, papalagi gibi, kardeşi yanı başında keder ve acı içindeyken mutlu ve neşeli olmayalım.
(1). almanya (2). fransa (3). İngiltere

Yorumlar

caykovski
öğrenciyim o halde ateistim.