ladylazarus
edebiyat dergileriyle aramın pek de iyi olduğunu söyleyemem.esasında genel anlamıyla dergi piyasasıyla tek ilişiğim national geographic dergisidir ki , onu da düzenli olarak almaktan ziyade o ay ilgimi çeken bir başlık gördüğümde satın alıyorum. bilhassa sosyal medyada kafka'dan bihaber yahut kafka'yla tek ilişiği milena'ya mektuplar kitabıyla sınırlı olan insanların, kafkaokur dergisi etrafında başlattıkları salt görselliğe dayalı yapmacık edebiyat sevgisi midemi bulandırıyordu. dolayısıyla bu tür dergilere bir nefretim dahi var diyebilirim. fakat geçen aylarda, sanıyorum mart ayında yayın hayatına başlayan 'tuhaf' dergisiyle tanıştım. derginin ilgimi çekmesinin sebebi elbette kapağındaki kocaman dostoyevski resmi ve dostoyevski'yi anlamak isimli başlık oldu. derinlemesine tahlil yapan,ciddi bir edebiyat dergisi olduğunu söyleyemem fakat zaten ben bu tür dergilere 'edebi geyik' içeriği gözüyle bakıyorum keza dergi de tam olarak bu beklentimi karşıladı. ahmet mehmet' le değil,bizzat selim ileri'yle,ara güler'le, ilber ortaylı'yla içiyorsunuz kahvenizi. bu ay da william shakespeare' yi görünce atıldım fakat yine de düzenli olarak almayı düşünmüyorum. velhasılıkelam,sevgili tuhafı olandır deyip,dergiden güzel bir alıntıyı bırakıyorum.

Yorumlar

mihrimah🤘
kavuşamayanların dergisimi o😉😁😁