bluedimension
ben keyfim yerine gelsin diye hareketli şarkı denk gelsin diye çalışıyorum ama nafile :d en sonunda kendim el attım şarkılara da bi şeye benzedi :d bir de itiraf : malifalitiko yu ilk defa doğru okudum demin. bu zamana kadar malifetliko diye okuduklarım yalanmış meğer :)
bluedimension
biraz biraz farkına variyorum sanırım. bunlar yeni olan seyler degil ama insan boş kalınca buluyor bir seyler canini sikmak , düşünmek icin. boş yere de sıkmiyorum bence canımı. kimine gore ufaktir bu derteler ama benimki de bu. her olay herkeste ayni sonucu yaratmaz bu da gerçektir. ben dogdugumdan beri hastaliklarla uğraşıyorum. doğuştan gözlerim hayli az gorurmus. 3 yıl boyunca tedavi için ordan oraya götürmüş babam beni. sonuç ameliyat. tabi ameliyat da bir yere kadar duzeltiyor her sey bitmiyor sonradan. surekli tedaviler uygulamalar... gözlük kullanırdım hala da kullanıyorum. bir gözümü kapatırlardı. belki yasitlarim korkardi benden bu yuzden bilmiyorum. hic arkadaşım olmazdi dogru duzgun. bir oyun oynansa senin gözlüğün var bi şey olmaz mi gibisinden sorulara tavırlara maruz kalırdım. bu böyle 10 yaşıma kadar devam etti sonradan da etti tabi ama ondan sonra başka bir macera başladı benim için. tam 10 yaşında göz tedavilerim bitti bundan sonra ilerleme olmaz dendi. bu kez de hem öne hem de sola egilmeye basladi belim. skolyoz dediler. ağrılar da cabası tabi. sonra iki yıl da onun tedavisi için sürekli hastanelerde uğraştık babamla. ben ne kadar cektiysem belki onlar fazlasını çekmiştir. sonuç yine ameliyat. yine çözüm degil. üzerinden 7 yıl geçti ama ben hala istediğim gibi gezemem cok uzun sure yuruyemem. ortaokulda yine hiç bir oyuna etkinlige katilamazdim. ergenligim özgüvenimi tamamen kaybetmemle sonuçlandı. sonra lise. ayrıldım evden ama kendisine guveni olmayan cekingen kırılgan bir kız olarak. keşke diyorum kendi ilcemle okusaydim belki daha az hirpalanirdim. hiç doğru düzgün bir arkadaş cevresi kuramadim kimseye yaklasmadim , yaklasamadim. 14 yaşıma geldiğimde yine bir hastalık daha geldi başıma. yine ameliyat. ben artık öylece bekliyorum acaba sırada ne var diye. isyan mıdır bilmiyorum ama ben kendime guvenimi kaybettim. ablalarimla hic yakın olamadım. onlar bile oynamazdi benimle neden bilmiyorum. şimdi ikisi birlikte aynı şehirde. eve geliyorlar bazen ben acaba ben onlarin yaninda neyim diye düşünüyorum. her sey birbirlerine soruyorlar danisiyorlar ben ne onlara sorabiliyorum ne de konusmalarina dahil olabiliyorum kimi zaman. annem babam hayatta çok şükür ama korktugumda güvenle sarilabilecegim kimse olmadi. onlarla hic öyle bir yakınlık kuramadık. bu sadece benim icin degildir , butun kardeşlerime karşı böyleler. belki oyle gördüklerindendir. ama bildiğim hepsi bende bir dert acti bunların. en ufak bir sey olsa hemen kafam takılıyor canım sıkılıyor ve içinden çıkarmıyorum öfkeleniyorum üzülüyorum deliriyorum kimi zaman. ben ne olduğumu cozemez hale geldim. sorunlar küçüktür belki ama beni fazlasıyla etkiledi. şimdi de öyle güzel bir kız değilim. boyum hayli kısa mesela. belki bu da sebeptir kendime guvenmememe ama bu ancak ilerletici sebep olabilir benim için. ben bundan sonra bunun duzelecegine ve kendime güvenimin gelecegine hiç inanmıyorum. o yüzdendir bir gelecek hayal edemiyorum. bu psikolojiyle kimsenin hayatını mahvetmeye de hakkım yok zaten. aslında dışarıdan bakılınca ben de kendimi karamsar bulmuyorum ama azıcık dusunmeye baslarsam... fazlasıyla karışık ve ordan oraya atlayan bir yazi oldugunun farkindayim. yine de anlatmak birazcık da olsa, anlık da olsa rahatlatıyor sanırım. ve itiraf ediyorum @odn dayanamadım ve o kitabı okudum teşekkürler omü dedikodu ailesi.
bluedimension
düşünüyorum hala düşünüyorum. gitmeli miyim doktora gitmemeli miyim. gerek var mı. ben iyi miyim. eğer bunları çok dusunursem, biriyle bu konuda konuşursam bir iki gün kendime gelemiyorum. kafamı yastığa koysam dalıyorum anında ama uyku degil sürekli sayiklama hali. hep kendimle ugrasip duruyorum. ruh gibi dolaşıyorum ortalıkta. bana kalsa onu da yapmam da evde olmuyor işte öyle. bir an oluyor her şey cok iyi. her yer güneş ; bugün, yarın . sanki yok benden güçlüsü. sonra bir an daha geliyor ki her zerrem toz olup ucsun istiyorum. kendime neler neler yapmak istiyorum aklim izin vermiyor ruhum yerinde durmuyor. ikisi de terk etmiyor beni , cekistirip duruyorlar. sonra diyorum ki kendime hani akıl senin nerende. ufacık bir sey , o kadar onemsiz ki, biliyorum ben bunlari ama beni cildirtmaya yetiyor. soruyorum kendime, ne beni bu hale getiren. yok tam bir cevabım yok. o soru da kuruluyor kendi köşesine hatta mıhlanıyor. var bir seyeler tamam ama ben onları unuttuğumu sanıyorum. her şey sanrı sanırım bendeki. gercegi ararken kayboluyorum yeniden. okurken içinizi bunalttiysam hakkınızı helal edin. bir umut belki rahatlarim diye.