bridion
...önemlİ...
arkadaşlar konu biraz uzun fakat gerçekten ciddi bir konu ve sabırla okumanızı öneririm. omü öğrencisiyim, sağlıkçıyım ve amacım sadece daha geniş kitlelere ulaşıp farkındalık yaratmak. zira gerek sosyal medyada gerekse haber bültenlerinde yer alması nedeniyle belki aranızdan konuyla ilgili kulak aşinalığı olan olabilir. konu kan ve İlİk bağişi... aslında anlatmak isteyeceklerimi çoğunuz anladınız zaten. konunun önemini biliyoruz fakat yeteri duyarlılığı göstermiyoruz malesef. bencil davranıp görmezden geliyoruz. şu an sağlıklı bireyler olabiliriz fakat hiçbirimizin garantisi yok. her an bir torba kana muhtaç kalabiliriz ve daha kötüsü hayatımız boyunca buna sürekli ihtiyaç duyabiliriz. ferah bebek... ferah, 18 aylık bir bebek arkadaşlar ve lösemi hastası. hastalığından dolayı kemoterapi tedavisi uygulanmış fakat fiziksel güçsüzlüğü nedeniyle devam edilemediği için ilik nakline muhtaç küçücük bir bebek ferah. ve umutla uygun bir bağışçı bekleyen ailesi. şahsen bu noktada empati kurmakta bile oldukça zorlanıyorum. ferah sadece bir örnek arkadaşlar. birbirinden farklı hikayeleri olan yüzlerce kişiden sadece biri ve hepsinin ortak noktası bizlere ihtiyaç duymaları. yapmamız gereken çok basit aslında. kendimizi ve çevremizi bilgi ve destek olma konusunda teşvik etmek. herhangi bir kızılay ekibiyle irtibata geçip 'bağışta bulunmak istiyorum' demek. bu noktada birbirinden bağımsız iki olay var arkadaşlar; kan bağışı, ilik bağışı(adaylığı) ve ikisinde de karar size ait. kan bağışı zaten bildiğimiz birşey fakat ilik bağışı da gözünü asla korkutmasın. 'İlik bağışı yapmak istiyorum' dediğinizde sizden sadece ve sadece 3 tüp kan alınıyor hepsi bu. sonra laboratuarlarda türlü testlerle uygunluklara bakılıyor vs. sizinle uyumlu olan bir kök hücre ihtiyacı olan olursa da sizinle iletişime geçiliyor ve bağış aşaması başlıyor. kimbilir belki de birileri bir yerde bizim vereceğimiz bir miktar kandan ümit bekliyor. çok fazla uzatmamak için detaya girmedim. merak ettiğiniz konular olabilir. yardımcı olmaya çalışırım.
bridion
düşünüyorum da ne kadar da saçma yaşıyoruz hayatı. daha doğmadan aylar öncesinde başlıyor yaşam. gün geliyor beklenen oluyor ve etrafta bir sürü gülen yüz... bebeklik, çocukluk, ergenlik derken ardı sıra geçiyor zaman. ailesel ve çevresel birçok kültürle yoğurulmaya başlanıyoruz. kişisel gelişimden emekli maaşımıza, kullanacağımız kelimelerin seçiminden çocuğumuzun mesleğine kadar bizi derinden etkileyen bir eğitimle yoruluyoruz. sonra çıkıyoruz veliefendi'ye... okurken okul bitsin diye uğraşıyoruz. okul bitiyor para kazanmak için uğraşıyoruz. para kazanıyoruz daha fazlası için uğraşıyoruz. çok para kazanıyoruz araba da alıyoruz. bir bakıyoruz yaş olmuş 34. neyimiz var: eşimiz, çocuğumuz, işimiz, paramız, arabamız ve birkaç tane de akraba/arkadaş. yarış devam ediyor... ev alıyoruz, arabayı değiştiriyoruz, emekli oluyoruz... geçen her gün aleyhimize. zamana yetişemiyoruz çünkü. çiğ gibi büyüyor isteklerimiz ve ihtiyaçlarımız. yine bakıyoruz kendimize. 67 yaşındayız. belki bir evladımızın yanında belki de bir huzurevindeyiz. ayakta zor duruyoruz. hatta yürüyemiyoruz belki de. tansiyon hastasıyız. kan şekerimiz hiç düşmüyor. nefes alırken boğuluyoruz. aradan geçiyor 9 yıl daha. olduk mu 76. dünyadaki son dakikalarımız. geriye dönüp geçmişi yokluyoruz. yıllarca çalıştık. hep daha iyisini istedik. aza asla kanaat etmedik. sürekli başkalarının gözünden baktık dünyaya. etrafımızda olan bitene hiç bakmadık. kendimizden başka kimseye yarar sağlamadık. bencillikte sınır tanımadık. her anlamda dünyayla sınırlı kaldık. ve son kez nefes alırken.......... en önemli nokta da burası. peki sonra? sonrasını hiç düşündük mü?
bridion
okul yok. ders yok. en önemlisi vize-final derdi yok. ailem yanımda yok. arkadaşlarım yok. kız arkadaşım hiç olmadı zaten. canım sıkılınca sahile gidip arka fondaki müzikle düet yapan kalp atışlarım yok. bugünün dünden farkı yok. güneşin o eski bakışları yok. gecelerle, dolunayla ve babil'in asma bahcesi'yle aram yok. sigara-alkol yok. namaz-niyaz yok. şansım hiç yok. hayatımda griye yer yok. eski bayramlar yok. geleceğe dair fikrim yok. saate rağmen uykum yok, allahtan yarın nöbet yok. daha devam ederdim ama gerek yok...