caykovski
ya neyse ya şimdi kim uzun uzun birşeyler yazacak ben site için herkese hayırlı olsun deyip geçiyorum iyi muhabbetler.
caykovski
şehirler arası yolculuk yaparken, mollalar da gittiği lavabolardan para vermeden usulca uzayan arkadaşınız varsa, ondan kendinizi kollayın. hatta usulca o adamın çevresinden uzayın çünkü o adam ilerde çektiği krediye sizi kefil edip usulca uzayacak olan adamdır.
caykovski
çıkma teklifi kabul olduktan sonra oturulup konuşulmak uzere gündeme getirilen maddeler serv'de dahi yok.
caykovski
İçinde çok şey barındırır elbet insan. lakin anlatmak derin mevzu. şöyle demişti cahit, insan bastırdığı duygunun esiri olur. öyle olduk be cahit, bastıra bastıra esir olduk, köle olduk. şiir de olmaz artık bizden , olsa olsa iki devrik cümle oluruz kıytırık iki roman da..
caykovski
mr çekilirken verilen o ses dalgaları çok güze değil mi? böyle yattığın yerden adama stres, sıkıntı, gerilim, korku ne kadar fantastik duygu varsa yaşatmıyor mu sizce de? terapi gibi mükemmel bir şey bence. hem söylediğim kadar iyi olmasa hiç kuzey güney dizisinde gerilim müziği olarak kullanılır mıydı hiç. psikolojisi bozulan herkese bir seans mr çeksinler!!
caykovski
hem egoist hem de fenomen birisi olsaydım şimdi şuraya şöyle yazardım: " bir şey yazacaktım ama yanlış anlarsınız diye yazmıyorum. bu sebeple de siz hiçbir şey anlayamayacağınız için sap gibi kalın." gel gör ki ne fenomenim ne egoist.
caykovski
çay için millet, çay önemli. çay adamdır, çay candır, çay dünyada tektir.
"minimum 80 karakter girmelisin." tamam.
caykovski
depresif olmak istemez kimse elbette, gülümseyerek bakmak herkese yakışır. lakin o kadar çok somurtarak bakmaya başladık ki hayata gülümsemek anormal gelmeye başladı. şöyle ki durduk yere gülene deli derler ki haklılar. bu dünyada mutluluğu sadece deliliğe bırakmışlar. o sebeptendir delirmeye meylimiz. arası yok bu işin ya agresif, asabi, mutsuz olacağız yada mutluluğu delilikte bulacağız.
aklını kaçırmanın sebebi başkası değil aslında insanın ta kendisidir. gurur, kibir, hayal ne dersen de merkezinde kendisi yoksa kandırıyordur insan kendi kendini.
İnsan sormazsa kendine soran vakit gelir elbet, "başkasına köle olmayı isteyip kendinden vazgeçme hakkını kimden aldın?" diye. onu geçtik tek çalısını dahi yakmayan bir beşer için ateşe atlamakta ne ola? aslında cevapların ne önemi var ki? sayfalarca cevap yazıp kendi yüzüne vursa da insan hatalarını, düşmeye görsün yine bir çalısı daha o beşerin..
derler ya insanın kendi kendine ettiğini köylü toplansa edemez diye, olay budur aslında ne kadar hata yaptığın önemli değil fırsatını bulsun yine yapar aynı hatayı insan. delirmek mi? İnsan için boş zamanlarda faydalı aktivite lakin beşeri görmeye dursun hemen deliler şaşar olur yine köle.
İyi geceler beşerler.
caykovski
eski sevgilimi gördüm daha doğrusu göz göze geldik. öncelerden de göz göze geldiğimiz zamanlar olmuştu fakat o hep ilk bakışlarını kaçıran taraf oluyordu. görmezden geliyordu, eziyordu, sözde beni yok sayıyordu ben ona takılı kalmışken.
bu sefer öyle olmadı elbet. o bana bakıyordu ve ben onu görmezden geldim. yok saydım onu, ilk ben çevirdim yüzümü. bana yaşattığı duyguları yaşattım ona. yendim onu artık.
şimdi de sahilde oturmuş sigaramı içiyorum.
caykovski
merhaba millet.
burada adet olmaya başlamış nick değiştirip yeni, sıfır bir kimliğe bürünme olayını bende gerçekleştirmiş bulunmaktayım. güzel oldu böyle, zaten eski nickte de pek bir şey yoktu. bir yorum attıktan sonra şu "anonim olduğun kadar insansın. anonimliğin suyunu çıkarma" msj'ından sonra almıştım ilk nicki. bilirsiniz ne oluyor burada kafası vardı tamamen ilk nickte ki neyse.
yeni nickime özel yaptığım bir çaydan bahsedip konuyu kapatacağım. burada yazılan uzun yazıları pek okumadığım için uzun uzun sıkmak istemiyorum. çaykur'un demlik poşet çayını kullanıyorum biraz büyükçe olan bardağımda. her akşam yaptığım çayın içine bu akşam hangi akla hizmet olduğunu biliyorum fakat etinin kalem boyutundaki çikolatasından attım. sonuç şu ki yazıyı bitirdikten sonra bardağımı iyice yıkayıp yeni bir çay yapacağım.
aslında "çay yapmak" demek istemiyorum fakat demlik ve ocak olmadığı için poşet çaya muhtaç kalıyorum bu sebeple de demlemek gibi bir asil kelimeyi burada kullanamıyorum. çayı çok seviyorum. size de iyi akşamlar diliyorum.