delpiero
bundan yaklaşık 5 ay önce şöyle bi entry gitmişti 'bugünü not alın bi kenara. bugün bu kardeşiniz bi karar verdi. eski defterleri kapatma, acılarına, hayal kırıklıklarına gem vurma yoluna gitme kararı verdi. yıllarını boşuna harcadığını, karşılığını alamasa da hissettiği güzel duyguların acıya dönüşünün ve kendini tüketme kotasının dolduğunu fark etti. etrafında olup biten güzel şeylerin tadını çıkarma, insanlığa faydalı olma, kadim hayallerine tekrar adım atmaya karar verdi. belki bi gün karşısına başka biri çıkar diye düşünüyor, her şeyde vardır bir hayır diyerek bundan sonra sadece kalbinin değil, aklının ve kalbinin seslerini mukayese ederek adım atmaya karar verdi. elbet son bulacaktır karanlıklar, belki bugün belki yarın, belki 3-5 ay, belki 3-4 yıl daha ama elbet geçecektir. o gün de bu yazıya tekrar dönüp sırıtarak 'çok şükür' diyecektir inşallah 😊'
şeklinde başlayıp biten bi yazıydı. galiba oluyo. canımı acıtmıyor artık ne varlığın ne yokluğun. birisi yok hayatımda hatta mutlu geçirdiğim günlerin sayısı da artmaya başladı diyebilirim. hatta ve hatta inceden etkilendiğimi hissettiğim hanım hanımcık biri de yok değil 🤣 şükürler olsun allah'a. nick değiştirme vakti de geldi. kendinize çok iyi bakın. bir başka nick ile görüşmek üzere saygıdeğer site sakinleri 🖐️🖐️
delpiero
evet unutmak istiyorum. bir zamanlar her şeyimi feda edebilceğim birini artık unutmak istiyorum . seni güzel hatırlamak, hissettirdiğin güzel duygulara gerçekten saygı duyarak, o beyaz gelinliği bi başkası için giydiğini görmeden unutmak...
delpiero
delpiero
allah, kafamızdan sildiklerimizi gönlümüzden de silmeyi nasip etsin inşallah.
delpiero
kardeşlerim! yaklaşık 4 yıldır 'delpiero' kullanıcı adı ile aranızdaydım. artık açığa çıkmama adına bu kullanıcı adı ile son gönderim. bir başka spor dalında bir başka efsane ile aranıza döncem . kendinize çok iyi bakın,görüşmek üzere 😥
delpiero
neden herkes her şeyden şikayetçi? biraz hoşgörülü saygılı olamıyoruz dimi, biraz kendimizi düşünmeden yapamıyoruz. mesela bir erkek kardeşimiz r11 de erkeklerin içinde kalmış bir hanım kardeşimize yer verse, dersine yetişmek için kız yurduna binmiş bir er kardeşimize sanki adam öldürmüş gibi bakılmasa, sınıftan/kütüphaneden vs. girip çıkarken arkasından geleni fark edip sadece nezaket için o kapıyı tutanlara bir teşekkür edilse, kütüphanede masalara notlar bırakılıp saatlerce gelmemezlik yapılmasa, yine kütüphanedeki küçük odalar sevişmek için değil de amacı doğrultusunda kullanısa daha güzel olmaz mı? anlayışsız, nezaketsiz , hoşgörüsüz, canlı topluluğundan başka işe yaramayan insanların üniversite sıralarını işgal etmesini anlamlandıramıyorum. bağıra bağıra küfür eden (tamam biz de ediyoruz da yanınızdan bir kadın geçerken de yüksek sesle küfür etmeyin kardeşim ), yahut gördüğü erkeğe/kıza 'taş gibi çocuk/at gibi hatun' benzetmesini yapanlar, şu hayatta 2 sene dershaneye gidip 350 puan alıp , önünde 2 kitap okumadan üni. mezunu olup aydın insan mı olacak şimdi? tamam biz de dört dörtlük değiliz ama en azından biraz saygı. lütfen.
delpiero
bazen radyo jingleları insanlardan daha çok rahatlatıyo. gerçekten.
delpiero
normalde kütüphaneye her girdiğimde telefonumu sessize alırım (titreşim değil direkt olarak sessiz) insanlar ders çalışıyo,kitap okuyo diye ama arada bi unutuyorum ve muhakkak ya bi mesaj atan ya da arayan oluyor ve sadece sınav haftası kütüphaneye uğrayıp kız/erkek tavlamak için gelenlerin veya orada ders çalışmak veya kitap okumak dışınıda her şeyi yapanların 'kültürsüz, saygısız dangalak' der gibi bakmaları üzüyor😥
delpiero
ben senin başını koyup uyuduğum yastığı kıskanırım, o ki her gece sabaha kadar saçlarının kokusunu içine içine çekerken, ben senden bi haber bile alamıyorum
delpiero
bizde neşet ertaş'ın ayrı bi yeri vardır.her zaman dinlemeyiz,ufak tefek sarsıntılarımıza orhan gencebay cengiz kurtoğlu vs. eşlik eder. neşet ertaş açılmışsa 'buramıza gelmiştir', hasret, özlem, sevgi, yoksunluk... behzat ç.'de bi muhabbet vardı bilen bilir 'unutmak, un ufak etmekten gelirmiş, yavaş yavaş unuturmuşsun sevdiğini...' sevdiğimin yüzünü unutuyorum, yüzündeki beneklerin sayısını unutuyorum, sesini unutuyorum ulan sesini.çok kötü bişey.hayal kuramıyorum, başını yastığa koyup gözümü kapattığında gözünün önüne bir hayalinin görüntüsünü getiremek nasıl bişey biliyo musun? ben söyleyim, iğrenç. ömrümüzü tükettik, pişman mıyım ? hayır. sevdim çünkü. kızmıyorum da ona, kızamıyorum daha doğrusu, böyle mi yapardı sevmiş olsaydı
delpiero
bilmiyorum. ya ben sevmeyi bilmiyorum ya da aşk denilen şey bu değil. ne anlatayım ki sana, ne yazayım buraya?
öyle bi kapattın ki sana çıkan yolları, bir 'merhaba, nasılsın yahut kolay gelsin ' demek dünyanın en güzel şiirlerini yazmaktan daha zor geliyor.toplayıp bavulu gideyim diyorum, okkalı bi sensizlikten başka bişey alamıyorum yanıma. böyle olmamalıydı.
delpiero
hep böyle oluyo. ne zaman içime bi mutluluk kırıntısı düşse çok geçmeden çığ gibi bi mutsuzluk kaplıyo. nazar mı var ne var anlamadım.çocukken böyle miydi? en fazla 'akşam ezanından sonra eve girdik' diye azar yerdik , ona canımız sıkılırdı. büyüdük de ne oldu? her şey daha mı güzel oldu? hayır. emrah serbes' kn bi yazısı var ya belki bilirsiniz ' büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü, beklentilerim küçüldü. büyüdükçe öyle bir küçüldüm ki içimde taşacak bir şey kalmadı. büyümenin bir bedeli varsa işte bu, yarım metre uzadım, yirmi kilo aldım ve dünyadan vazgeçtim.' durum aynen bu.
delpiero
birazdan şu lanet ev işlerini halledip sahile atıcam kendimi ve bir zamanlar hayatta en çok keyif aldığım şeyi yapicam. kulaklığımı takıp radyomu açıp muhabbeti çekilebilir bi programcı varsa onu dinliycem, yoksa şarkılara eşlik edicem. sahilde kulaklıkla dolaşıpkendi kendine gülen veya şarkı mırıldanan birini görürseniz yadırgamayın a dostlar :)
delpiero
çok şükür hasmımız yok da hısımlarımızın da hasımdan farkı yok,bununla ilgili buraya aliya amcanın bi sözünü bırakıyorum, gerçekten üzüyor beni. ' ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır. ' , dua edin dostlar,buna ihtiyacım var .
delpiero
3 yıl bekledim. 3 gün, 3ay, gerekiyorsa 3 yıl daha bekleyeceğim. seninle yaşamayı hayal ettiğim ilklerimi sana saklayarak bekleyeceğim.
delpiero
canımı sıkıyolar dayı. ve ben bu canımı sıkan insanlardan, olgulardan,olaylardan,mekanlardan bi türlü uzaklaşamıyorum. lanet olsun.
delpiero
bırakmıyor arkadaş, her şey geride kalsa ,her şey bıraksa şarkılar bırakmıyor, hatırlatıyor. kıymetli neşet ertaş, tufan altaş, orhan gencebay ve olmazsa olmaz sayın cengiz kurtoğlu abimiz. sabah 9 buçukta sınavım var, kulaklığımı taktım yaklaşık 4 saattir sahilde volta atıyorum, eve gidesim gelmiyor, yarın sınav olmasa gitmezdim de, şimdi bu güzel insanların parçalarına eşlik ediyorum. bu yazıyı da pek kıymetli cengiz abimizin cümlesiyle bitirmek istiyorum, 'hayat kısa göçüp gideriz, beni unutmayın.'
delpiero
gecenin bi vakti telefonunu eline alıp uyuyan arkadaşını uyandırıp ' kalk lan yatması ' yahut ' canım sıkkın lan benim' diyip dertleşebileceğiniz dostunuz varsa aşk olmasa da olurmuş. çok sevdiğim bi hocamın sözüdür şu da ' aşk zihinlerdeki bir halisunasyondur. ' der ve ardıma bile bakmadan uzaklaşırım bu hikayeden .
delpiero
kardeşlerim! bi konuda yardımlarınıza ihtiyacım var. şimdi hanım hanımcık, çıtı pıtı, şeker mi şeker bi hanım kardeşiniz var ve ben sizin bu hanım kardeşinize vurgunum. sizin bu hanım kardeşiniz daha önceden delpiero kardeşinizi reddetti. hani diyosunuz ya ' gelin konuşun/gidin konuşun bişey olmaz nolacak sanki...' diye, ha o öyle olmuyo, bi defa reddedilince canı yanıyo insanın, üstüne 2. kez reddedilince o insanın dünyası başına yıkılıyor. neyse ben sizin bu hanım kardeşinize yaklaşık bir buçuk/iki sene sonra tekrar hislerimi açmak istiyorum, adım atmak istiyorum ama... şu kardeşinize bi çözüm yolu. açıkçası tekrar reddedilmekten de kormuyor değilim.
delpiero
bazı insanlar vardır ya hani ' dünya ters dönecekmiş oğlum' desen ' ne zaman düzelecekmiş' diyecek kadar rahattırlar. ha onlar gibi olmak istiyorum. evet tamamen.