hayirlisi
bazen nasil hissetmem gerektigini bilmiyorum. sanirim bundan dolayi cok didikliyorum her seyi sonuna kadar. ama kendime dair bir kaynak buldum gibi. burcumu falan ogrendim ona yikmak istedim bu ozelliklerimi. demek ki ondanmis dedim. burdan hümanizme gelirsek su dunyada bana en mantikli gelen yaklasimdir kendisi. ordada insanin kendisini oldugu gibi kabullenme ilkesi var. ona binaen bende kendimi boyle kabul ettim. soru sormak ve cevap aramak yerine beynimi o yone ittim. İnsan cevresini genel-geçer algilayamaz. onun dunyasi icsel ozelliklerine bagli. o yuzden icimle iyi olur ve barisirsam cevreme olan enerjim pozitif olur diye dusundum belki de aradigim cevap bu. kendimi boyle kabul etmek.
hayirlisi
geçen burda bir yazı gördüm." çok acı cekiyorsunuz. daha gençsiniz yaşınız kaç? yazık değil mi? yaşamaya değer" tarzındaydı ama internetim bitecegi icin bir sey yazamadim. yaaa işte bunu yapmayın. en illet olduğum insan tipi. yahu sen deyince geçmiyor zaten neyine gerek ayrica senin kelimelerin bize tavsiye mi saniyorsun. eminim bizden daha cok aci cekiyorsun ama cesaretin yok kendine bile anlatmaya, kendini ferahlatmaktan, gosteri yapmaktan baska bi sey degil yazdığın kelimeler. senin orda:" benimde derdim var ama bak başkasına nasihat verecek kadar önemsemiyorum." diye çevreye ve kendine göstermen için bizim acılarımızı küçümsemeye ne hakkın var. kendi ego tatmininden başka boka yaramıyor yaptigin. karşı taraf onu görüp "aaa haklı bu acı cekmeyeyim bari" demiyor. böyle dusunen arkadaslar emin olun bize acimaniza ihtiyacimiz yok. biz acilarimiz varoldukca tecrube edip kendimize en makul cözümü buldugumuzda buna bir gun son verecegiz. ama bu tarz yazılarınız sadece sinir bozuyor. cidden kafada onu bitirecek tavsiyeniz varsa verin ve gecin onu uygulamak karsi tarafa kalmis ya da derdiniz varsa paylasin beraber konusalim ama acımayın. çünkü acimizi çekip buraya yazmamız, sizin saçma" mutlu olmak zorundayız" maskenizden daha cesurca. mutluluk bir zorundalık degil, farkına varın. eğer öyle görürseniz bir gün yorulup daha kronik bir depresyona gireceksiniz. mutlu olursun ya da olmazsın. olay bu. eger zorundayım kipiyle varsa mutluluğunuz bir gün size yük olacak ve hayata küseceksiniz. unutmayın derdinizi kapamaya çalıştıkça açılacak ve bir gün neşeli davranmanın size göre olmadığını bıkarak anlayacaksınız.
hayirlisi
bu gün bi şey farkettim. ben insanlardan korkuyorum galiba. bu hafta dersim var mesela korkuyorum gitmeye canım istemiyor. ya nasıl desem bilmem ki kenara atılmış gibi hissetmekten onların içinde kaybolmaktan korkuyorum. kalabalıklar içinde herangi biri olmaktan korkuyorum. sevmedigim insanlardan daha da nefret edecegimden sınıfa girmek istemiyorum. onları benden farklı kılan ne ki? ben burayı günlük gibi kullanıyorum ya bana "bi git" demenizden bile korkuyorum. bakıldığında bir insanı beş dakika da harcama kabiliyetine sahip oldugumu bilerek güçlüyken bir yanımla karşımdakinin beni kırmasından, bazen ne diyecegimi bilememekten cekiniyorum. ben buraya bunları yazarken "bu kız ne kadar ezik" diye düşünebilme ihtimalinizden korkuyorum. bu yüzden kendime kiziyorum. her şeyi aciga vurmaktan. o zaman da icimi tam dökemeyecegimden mecburiyetime sığınarak yazıyorum. ve en çok arkadan konuşan sahte insanlardan yakinirken bazen benim de onlar gibi oldugumu gorup kendimden korkuyorum. daha demin bi kiza sinifta olup olmayacagini sordum. bilmedigini soyledi bende "gelseydin keske" dedim. zerre kadar gelmesini istemiyordum mesela ama "ben bu kıza hic yakin davranmiyorum galiba" diyerek öyle yazdım, öylesine yazdım, yalan söyledim. çünkü sevmiyorum. sevdiğim insanların yanında sanirim onları kıskanıyorum. onlarla daha cok vakit gecirmesini kiskaniyorum. hem kıskancım hem yalancı. oysa en nefret ettigim insan tipidir yalanci ve kiskanclar. İnsan kendinde olunca katlanabiliyor sanirim. garip degil mi? ben ne ara böyle oldum. hep bu sahiplenici tavirlarimdan oluyor bunlar. keske sallasam insanlari ama icim el vermez ben yine dusunurum. çok uzun yazdim kusura bakmayin ama iyi geldi insanın kendine bile itiraf edemeyecegi şeyleri bir yerlere yazmak..
hayirlisi
bi hata yaptım ve bi ton çay içtim. çay içince uykum kaçıyor ve daha çok düşünmek zorunda kalıyorum. düsününce gecenin karanlığına daha çok adapte oluyorum. adapte olunca daha derinlere dalıyorum. derinler iyi değiller. derinler sırlı ve çözüme muhtaçlar ve ben artık cözmek istemiyorum. hani bi seyi sürekli yapınca mideniz bulanır ya öyle bir şey. bazen kafam olmasa daha rahat yaşardım diyorum. kafasızlık rahatlık oluyor. sorgulamadan önüne geleni ye. karşılaştırmadan önünü sonunu yaşa. basit iş. ya da bilim adamları beyin uyuşturucu falan icat etsin. antidepresan gibi kilo aldirmayandan. bilmiyorum. bilmediğim gibi utanmadan bilmek istiyorum. şu konuda şurda asılı kalsın diyemiyorum. başıma geleni neden sonuca bağlıyorum. ne gerek var? bu kadar kendimle ve tek kalmaya. çok fazla haşır neşirim benligimle hep ondan oluyor bunlar. hele bu aralar. gerçi hep mi böyleydim? sanırım hep böyleydim.
hayirlisi
ben güçsüzüm galiba. bazen bunu kendime itiraf ediyorum ve ağlama krizleri için izin veriyorum bazen dolmuşta agliyorum sesim kisilmiscasina bazen sokagin bitiminde. beni kimse sevmedi mi? hani şu bunalıma girince insanı kendine getiren mutlu insanlar nerde? benim yanımda kimler var? bunca yılı boşuna mı yaşadım ben? biriktirdiğim insanlar olmadıktan sonra benim buralarda işim ne? kaç yıldır ne yapıyorum ben allah aşkına? hani dostlarım hani yakınlarım peki seni seviyorum diyen sevgilim nerde? bunlar yoksa elimde koca bi boşluksa kalan ben neden yaşamışım. elimde kalanlar sıfırdan fazlası değilse ve ben hala ölmemişsem geriye kalanları naptım? derin bi yalnızlık. siz bilmezsiniz bunu. sizin belli boşluklarınız vardır az biraz yaşarsınız yalnızlığın tadını sonra gelir biri, en yakininiz dostunuz biter yalnızlığınız sonra ki evreye kadar özlersiniz yalnızlığı. hep orda kalanlar icin aynı mı? İmkansiz. bizim icin karanlik buralar sizin yalnizliginizla benimki ayri. sizin keyfi benim mecburi. kimsesizlik. sigamama. yakisamama kimseye. dost diye sarilamama. peki neden? ne bileyim iste öyle olmus oyle yasamisim bos gecmis yillar. saniyler gecsin diye beklenmis. omur tukensin diye yasanmis ne derseniz deyin bana yalniziz deyip ertesi gun gelip dostunuzla en guzel anilarinizi anlatmayin. cunku yalnizligin cefasini cekenlere yazik oluyor. üzüyor. daha da yalniz hissettiriyorsunuz.