pire
omu-tweet gibi bir şey olmuş burası coh hojdir 😂😂😂
pire
kütüphanede geçen hafta gördüğümüz sakalli, biyikli, esmer, kara kaş kara göz, siyah kemik çerçeveli çocuk. tus'a hazırlanıyormuşsun. arkadaşımın dikkatini çekmiştin ve onun yerine seni ben gözetliyorum ruhun bile duymadan 😎 buralardaysan bir haber et 😂 (her türlü ajanlık çöpçatanlık yapılır. ödeme notlarla yapilmaktadir)
pire
sınav haftasının verdiği gerzeklikten yaziyorum galiba bunu lütfen kimse yanlış anlamasın, sadece farkındalığı veya gerçekçiliğinin tartışılmasını istediğim bir gözlem burda söyleyeceğim şey. tıptaki kızlar erkekler kadar olmasa da yine tıp okuyan sevgili istiyorlar. bunu anlayabiliyorum çünkü tıptaki kızlara karşı erkeklerde aşağlık kompleksi oluşuyor (ki asla kimse kimseden üstün değildir, heleki fakültelerden dolayı asla) . ama tıptaki erkeklerde de artık tıptan sevgili telaşı var (istisnaları saymıyorum). ben mi yanlış bir kanıya varıyorum. doğruysa sebebini merak ediyorum
pire
röportaji izledim ve tuhaf geldi bana. ne demek erkek ödemeli? o da öğrenci sen de öğrencisin. herkes kendisi ödemeli tabiki. tamam erkekler centilmenliklerini belli etmek amaciyla hesabi ödemeye yeltenmeli ama sadece yeltenme kisminda birakmali. cok israrci olmamali. yeltendin kendi centilmenligini kanitladin bu kadari zaten yeterlidir. sevgiliyken dahi bu böyledir. herkesin kendi hesabini ödemesi en doğrusu bence. tabiki 2 tarafin da durumu musait oldukça. bir taraf sıkıntıda olduğu zaman diğer taraf tabiki destek olup ödeyecek :) bu tamamen farkli bir husus :) ama diğer türlü sömürmek olur bence. feministten (sanilanin aksine erkek dusmani degil, erkek kadin esitligi savunucusu) selamlar :)
pire
geçenlerde ailece yemek yedik masada sohbet ederken bir yandan da televizyon açık. yeni yazılımlar, programlar, uygulamalar geliştirerek zengin olmuş, tanınmış veya daha da ilerleme şansı yakalamış insanlardan bahsediliyordu galiba. ben dinlemiyordum. sonra babam haklı olarak türkiyedeki gençlerin pek fazla girişken olmadığından ve böyle şeylerle çok nadir gelişim gösterebildiğimizden bahsetti. sonra konu bana geldi. annemin öncülüğünde üstü kapalı bir biçimde gömülmeye başlandım. telefonda bilgisayarda boş boş zaman harcıyorsunuz diye genelleme nitelikli hedef olarak gösterildim. yav ben tıp okuyorum sayın ailem. dışarı bile düzgün çıkmıyorum zaten çıksam da kendimi nasıl geliştirebilirim. napayım elime neşteri alıp sokak aralarında milleti mi deşeyim? milleti köşe bucak narkozla mı bayıltayım? elektroşokla mı dürteyim? gözüme kestirdiğimin totosunu dart tahtası gibi şırıngayla mı vurayım? ne yapayım ben?
pire
uzun bir aradan sonra yazıyorum ve ilk defa dertlerimi anlatmak maksadım. normalde gır gır şamata modundaydım hep. canım yanıyor bu gün. bir başkasının canını yaktım çünkü. o beni düşünürken ben ise korkularımı karamsarlıklarımı düşündüm ve kaçtım. canını yaktım onun. kendimden çok nefret ediyorum. en kötüsü de o hala benim canımı yakmamak için uğraşıp ona göre tepkiler veriyordu. senin gibi bir insanı üzdüğüm için kendimden nefret ediyorum. ve bu yaptığım ilahi adaletle yerini bulacak. belki vicdan azabından ölecek dereceye gelirim belki daha ağırını yaşarım. ama karşılığı nasıl olursa olsun çekeceğim cezayı hak ediyorum seni incittiğim için. beni affet kalbi güzel insan. sen burada pek takılmıyorsun biliyorum. ama sana söylesem de dinlemeyecek belki de inanmayacaktın bu sözlerime. belki olur da şans eseri okursun. okumasan da içimde tutmamış oldum. beni affet.
pire
önceki postta bahsettiğim şahıs seni tebrik ederim ışık hızından hızlı soğuttun kendinden... o zaman dans, renk 🤗
pire
ya kızlara anlaşılması zor diyorlar ama 5 adım yürüyen sonra 6 adım geri çekilip yine 7 adım yürüyen ve bunu ardışık şekilde çoğalan sayılardan güç alarak bıkmadan sürdüren sen ve seni anlayamayan ben... ne yapacağımı şaşırdım...
pire
gençler kimseyi tarif etmiycem. sınavlardan dert yanmıycam. şairene konuşmıycam. komiklik de yapmıycam. sadece sohbet olsun istiyorum. nasılsınız? neler yapıyorsunuz?
pire
teklif ediyorum benimle evlenir misin? çok düşündüm beni bu zalımlardan kurtaracak bir cengaver lazım. hocaya höst sınava pöst laf atana heyt diyecek böyle sonra da siz kim köpek diyerek tüm karizmasını yerlebir edecek 😑 yok yok bizim jenarasyonda yok böyle babayiğitler
pire
kanka hayata isyan edemiyorum edince daha kötü seyler oluyor... korkayrum ondan..
pire
yarın bisiklet günümüz 🤗 hava güzel olursa bisiklete çıkıcaz her hafta olduğu gibi 😊 bunu da sebepsizce paylaşmak istedim çocuksu bir mutluluk var içimde 😊
pire
@privity
seni gördüm vuruldum
gözlerine tutuldum
duymalısın sesimi
artık ben de yoruldum
(bak seni tarif eden yok diye üzülüyordun. pire was here 😎)
pire
bankacılardan kurtulmanın en kısa yolunu söylüyorum. kullanmanız gereken tek kelime; yabancıyım
sonra bankacı ordan uzaklaşacak. çünkü yabancılara kart çıkarttırılmıyor. deneyin ve görün :)
pire
İngilizce olan bölümümden nefret ediyorum. bu bölümü seçtiğim için kendimden de nefret ediyorum. okuldan daha çok nefret ediyorum. hocaların zaten allah belasını... diyip cümleyi tamamlayamıyorum çünkü onların da bu yollardan geçtiği zamanları düşününce çok ponçik geliyorlar gözüme. sonra da madem bu yollardan geçtiler bize niye anlayış göstermiyorlar diye düşünüyorum cinayetim geliyor. ama içimdeki saftirişko melek konulari onlarin ayarlamadigini fisildiyor kulağima yine minnoşlasiyorum. ne yaşatıyorsunuz bana ya 😷😷😷
pire
bir kısmınız aşk acısı çekerken, bir kısmınız onu bunu keserken, bir kısmınız kestigini tarif ederken, bir kısmınız kesip de iki laf edemezken, herkes mutlu mesut gününü gün okulunu kendine tatil ilan ederken sınavlardan bahsedeyim mi? gereyim mi ortamı? alayım mı iki beddua ben de? sinir edeyim mi minnoş gönüllerinizi? 😊😊😊
pire
ama artık gına geldi ve tek şikayetçi de ben değilim bu konudan. kütüphanede çanta hatta çantayi geçtim bir not bir kalem birakip masa tutmak nedir. derse gidiyorsan yemeğe gidiyorsan al yanina eşyani belki orda 1 saat calismaya bile gereksinim duyanlar var. bu kadar rahat ve duyarsiz olmayın allah aşkına ya. sinirlenmemek elde değil.
pire
geçen cuma günü kütüphaneden cikiyordum aksam. birinci katta esyalarimi toplarken caprazdan bana bakan 2 göz gördüm. ama masalar yüzünden sadece gözler ve sac gözüküyordu. ben de bulanik gördüğüm icin acaba tanidik biri mi diye tekrar tekrar baktim. ama 2 bulanik gözden algilayamadim ama cocuk hala bakiyordu. kapidan cikarken "dur bir daha bakayim tanidik biriyse selam vermedim diye sinirli bakar veya hic bakmaz artik ordan anlarim" diye dusunerek tekrar baktim ve ayni anlamsiz ifadeyle bakiyordu. ama tanidik olmadigina emin oldum. sen ey insan evladi. her kimsen senin yüzünden kiyafetimde kusur mu var acaba diye ustume basima baka baka gittim kütüphaneden. paranoyak oldum. bunu okuyanlar "heh cocuk kesmis bu da havalaniyor" demesin çünkü o tipte kimse kesmezdi o gün beni. (belki de cocuk da bulanik görüp birine benzetti) bu da böyle sıkılmalı paranoyak bir anı işte
pire
çok merak ediyorum niye tıp fakültesinden kimse yok burada? varsa nerede? yoksa neden yok?
pire
mağaza gezmeyi sevmiyorum ama halama ayıp olmasın diye saat 10dan beri mağaza geziyorum. açım ve yorgunluktan ağlayabilirim