malifalitiko
hayatımda kendimle gurur duyduğum meziyetlerimden birisi :
ceza'nın "rapstar" parçasını başından sonuna kadar ezbere söyleyebilmek. sözlerini şuraya bırakayım ;

hala meclisim ala
ben bulamıyorum hiç mana
ala olan bu rap'tir
bu duyduğun rap'te tektir
anlamadıysan yuh sana
bu sesle bence git ve top sektir
mecazi anlamlar kötektir
namı diğer ben ceza
*******
türk lokumundan yer misin?
bu rapstar'ın derbisi
ve de hiç kan akıtmaz mermisi
beni görebilecek misin abisi?
herkes piyasada, bir ben eksik
bir popstardan da neyim eksik?
sizi bilmem, bence fazlam akıldır
haydi kalk da bak lan, nerede kaldı bak nam?
şöhret ve şan dersi olmaz
sıra herkese gelecek gibi
önce mikrofonu tutmayı öğrenmeli, bunu bilmeli
herkes bir şey zannetmeli seni
beni deli gibi görebilir ama yenemezsin
bana geri dönebilir ama gidemezsin
ben pabuç bırakmam
eğer ben bir rapstar'sam
limuzin, bol para, süpermodeller
hem popüler, hem sansasyonel (hım) bence boşta kalsın (hım)
İyi ki bi' popstar olmadın
birdenbire kendini bozacaktın
İçki sınırsız etmiş arsız
bunu ben bilemem, sen bulacaksın
her biri, birbiri ardına hır gür, vır vır, her gün dayanamadım
eskiden erkekmiş tanıyamadım, siz bize getirin biz karalayalım
dikkat et bu rap'in faslı, mikrop kapma dilim paslı
bu patlak clublar beni kastı, bu çatlak seslere suikastti bu
********
hala meclisim ala
ben bulamıyorum hiç mana
ala olan bu rap'tir
bu duyduğun rap'te tektir
anlamadıysan yuh sana
bu sesle bence git ve top sektir
mecazi anlamlar kötektir
namı diğer ben ceza
********
benim üstüme gelmeyin artık
yeni bilim olacak hip hop
bunu görmezden geleceksen
eksenin etrafında dön sen
dengen bozulur sersem
yere serilecek her flow'unuz aynen yengen
televizyon-dizi karakterleri mi adam edecek bizleri?
roketle atmadılar beni, doğuştan bir yıldızdım
basamakları tek tek çıktım
umrumda değil ki star olmak
basın bak bu yeni basım
yeni bir nazım becerebilen çok yok
çok detone ve çok fazla cover var
sorsan işi bilen onlar
anırmakla rap ya da rock olmaz (ha)
yapılan hatalara hep bir ört pas
en korktuğumdu benim o üç faz
ve tek pasla yenebilen bir cambazdım
her yalana bak bu gönül inanmaz
malifalitiko
-şimdi bizim daha çok aradığımız insanda (yutkunma) ki özellikler (sinek vızıltısı) vizyonu olan konsepti olan yani ilk etapta şirketin yüzü olacak müşteriyle ilk tanışmada şirketi temsilen ki duruşuyla yani
-müşteriden kasıt?
-müşterii-miz dış ya da iç turizm ağırlıklı gezen ee kendi ülkesine ya da ülke dışı güneş kum deniz ya da kültür yada kış turizminle ilgili gruplar ya da münferit eeee yurdumuza gelen..
-eeee yani yeri gelince ingilizcesiyle alaka toplayacak telefonda ki konuşmalar falan filan... bilmem ?
-anlıyorum
-zaten bizde anlayışlı birisini arıyoruz bu bir..
- iki?
- buyur?
- bu bir dedin ya iki ne?
- nası yani ?
- plazmayı tahtı mı oğlanlar?
-tahtılar
- hangi okulu bitirdim dediniz siz?
-e ingiliz filolojisi- ni bitirdim, eeee birincilikle yani ben bunu söylemekten pek hoşlanmıyorum ama annem illa söyle diyo aslında ikincide iyi bi çocuktu
-adı neydi?
-kimin ?
-okulun
-filoloji
-filoloji nedir?
- ee ingiliz dili ve edebiyatı
-ingiliz dili tamam bizim için
- he filoloji diloloji olması gerekmez mi? yani mantiken, yani en azında benim için
(İçeri giren adamların ayak sesleri)
-abi arkadaşımız geldi, ayağına sıksın bu da bi mesajdir desin mi?
-yok kafasına sıksın desin bu bi mesajdır bi daha yaparsa ayağına sıkacaz desin
- abi bide para meselesi vardı
-mıcır bi konuşturtmadınız hanımla (ayağa kalkar) pardon
-hıdır abi bi ilgilen arhadaşla

@thor işsizlik seviyemi yorumlar mısın ? yani mantiken yani en azından benim için
themuallim
psikolojide bir kural varmış. paylaştığınız gönderi 3 dakika içinde yayınlanmazsa bu sizinle ilgili bir problem değilmiş, siteyle ilgili bir problemmiş. bunu anlayınca zaten aydınlanıyorsunuz. vay efendim site kapalı bilmem ne. sen değilsin kardeşim mesele, o egonu öldür. (themuallim üner, 2022).
Sanatçı
nefret olan her yere sevgiyi ekebilmemi sağla. şüphe olan her yere inanç, ümitsizlik olan her yere umut, karanlık olan her yere ışık, üzüntü olan her yere neşe götüreyim. sevgi aramaktansa sevebileyim. çünkü biz ne verirsek onu alırız.
Sos
merhabaa beni hatırlayan olur mu bilmem ama ben @psikodok maalesef mail adresimi kaybetmem sonucunda hesabımı da kaybettim artık buradayım neler yapıyorsunuz bakalım
thor
küfür etmek yasak arkadaşlar. banlatmayın kendinizi. "şunu yapan bilmem neydir. bunu yapan şudur. " şeklinde bir kesim insana küfür etmek yerine size ters gelen bir durumu insan gibi argo ve küfür kullanmadan anlatabilirsiniz. küfür etmeden de anlatmak istediğinizi anlatabilecek zekaya sahip olduğunuzu düşünüyorum. ama ısrarla küfür edecekseniz lütfen şu adımları izleyiniz:

menü>çıkış>sekmeyi kapat> yeni sekme>twitter>yeni tweet
ikarus✨
karantinada bilmem kaçıncı gün...
yolyordam
uzun suredir yarin ne olacak kaygim yok. yarina dair beni motive eden bir sey de yok. sadece uyuyorum ve yarin oluyor, o kadar.
Sümsük
merhaba hepinize. aklımdasın, elim sende, ya ben kimin cebindeyim? neyim ben ha kim.. yağ satarım bal satarım ustam yok kırıklarımı ben onarırım. ya kırılacak bir kolun yoksa, benim saçlarım bana özel, ben yedi milyarla aynı yedi milyardan bir tık farklı ağlarım. herkes güzel ağlar, sende güzel ağlarsın ama farklı. ben gece saçlarını okşayacayacağım küçük kızımın.beni bekler o küçük elleriyle, kimsin sen? ben kimim? saçmalıyorum, al sana itiraf dalga geç istersen. anlamadığın herşeyle dalga geç benim seninle geçtiğim gibi. seçtiğin gibi yürümesini bile bilmezken pabuçlarının rengini. ayakkabı numaran kaç, kaç yıl eskidin bu antika simülasyonda? küçükken ellerin mini minnacıktı. bal vardı ellerimde bir tutam aç gözlüler çaldı. binlerce yıl öncesi, bilmem kaç yıl sonrası, hapsettiler beni küçük şişelere. senin ellerin küçüktü bal tutardın ellerinle, benim bildiğim herkesin elleri küçüktü. sonra çaldılar miniklerin ballarını büyüdü onlar, daha da birşey demem ben. düzenleme yapmadım, tek seferde dilimiz sürçtüyse affola. ha bu arada kimsin sen?
Uyku
sizi bilmem ama ben bu samsun'un gri gökyüzüsüne ve diğer depresif yönlerine bayılıyorum.
Ssoryy
sizi bilmem ama ben bu samsun'un gri gökyüzüsüne ve diğer depresif yönlerine bayılıyorum.
Le Petit Mami
sizi bilmem ama ben bu samsun'un gri gökyüzüsüne ve diğer depresif yönlerine bayılıyorum.
Mona lisa
günümüzün yeni modası evlenmek arkadaşlar. sosyal medyada ortak hesap açıp, sevgili olma tarihinden tutunda bilmem bir sürü tarihe kadar yazmak için evleniyorlar. aksini iddia edenin sevgilisi ile ortak hesabı vardır.
Sunset✔
ne olur uyuyabilmem için taktik verin ya
Naznur
merhabalar! ben bu sene üniversiteye gelmek istiyorum tavsiyeleriniz,önerileriniz nelerdir?
yurt olarak hangisini seçmeliyim?
yurtlardan ulaşım nasıl?
ünide bilmem gereken önemli şeyler nelerdir?
Ras al ghul
çarşambayı bilmem ama atakumu sel alacak
Firardayım.
bigün birisi mesaj attı , tanımıyordum sevdiği benim arkadaşlardan onu sordu , ama sadece sordu bilmesini istemedi başka birşey de istemedi..
keşke keşke bişey gelse elimden , ama gelmez bilirim kader hükmünü vermişse araya girilmez .

ben soramıyorum ,kime nasıl ne sorayım ki ,yaşadığını bilmek yetiyor belki de, nefesi sesi yuzu nasil bilmem ama sevdigi var mi, beni hic sevdim mi bilmem bir sevdigimi bilirim
başka da bişey bilmem.
çarezizlik çok hırpalıyor adamı bilirim.
rabbim sizi insallah birbirinizden haberdar eder.
Eleni
bilir misin, bilmem. şimdiki dönemlerde devam ediyor mu ondan da emin değilim. seneler önce(bizim zamanımızda yani) misafir öğrenci olayı olurdu. farklı şehirlerdeki öğrenciler değişim programıyla gelir, kendilerine şehir tanıtımı yapılırdı. üniversitede olmuyor bu olay, ilkokul yıllarına ait. ben fevri ve asi çocuk! değişim programından gelecek bir öğrenciyi konuk olarak almaya razı gelmişim. gün veriliyor, ne zaman geleceklerine dair. heyecanlanıyoruz, daha önce böyle bir şeye tanıklık etmemişiz tabii. aklımda dolaşan oloğanüstü hikayeler, kalıcılık yaratma çabaları. bir bir diziyorum kafamda derken, beklenen zaman gelir. gönüllü öğrenciler kamelyanın etrafına toplanmış misafir öğrencileri bekliyoruz. önümüzden bir düzineden fazla farklı öğrenci geçiyor müdürümüz ile birlikte. kafada binbir soru. (acaba hangisine tanıtacam?) aralarından birini pek sevemediğim için umarım bana o gelmez duaları. ön yargı işte. derken bana tontiş bir bağyan denk geliyor. yaşça büyük ablamız benden. tutuyorum elinden(lafın gelişi), götürüyorum eve. kadın anam mis gibi yemekler yapmış, afiyetle mideye indiriyoruz. konuşup hem heycanımı kırmaya çalışıyorum, hem de tanımaya çalışıyorum. o gün epey bir eğlenceli oluyor ve saati geldiğinde vedalaşıp yarın tekrar bir araya gelmek üzere ayrılıyoruz.(yarın alacam seni tamam mı? bekle beni.) yarın olması için uyumaya çalışıyorum bir an önce, uyumak ne mümkün. en son dalıyorum uykuya. sabah saate bakıyorum, evet söylenen saat. sorun yok gecikmeyecem diyorum kendimce. çünkü erkenden kalkmışım, imkanı yok geç kalmamın. babam geliyor yanıma, saçlarımı okşuyor. bakıp gülümsüyorum. gezerken arkadaşımla bol bol fotoğraf çektirmemiz için fotoğraf makinesi almış. hem de dijital. gözlerimin içi parlıyor, o zamanlarda kameralı telefonlar da yok. uçuyorum sevinçten. ansızın bizimkilerin telefonu çalıyor, erkene almışlar öğrencileri alma saatini. nefes nefese dimdik yokuşu koşuyorum, yetişemiyorum. yetmeyen nefesimle sadece sessizliğin kaldığı kamelyaya bakıyorum. okul hemen buluşma noktasının yakınında bir umut belki orada toplanmışlardır diye, tam soluklanamadan oraya gidiyorum. yoklar. pes etmiyorum, inatçıyım. müdürümüzün evini biliyorum, kızı da bizim okulda. oraya gitmek için yola koyuluyorum son çare. tükenmiş bir nefesle çalıyorum kapılarını. diyaframımdaki sancı yüzünden bir araya getiremiyorum kelimeleri, "öğretmenim erken, öğretmenim yetişemedim" anlıyor ne demeye çalıştığımı. müdürümüzün arkasında kızı beliriyor, kızının arkasında misafir arkadaşım. anlıyorum ki ben yetişemeyince müdürün kızı almış arkadaşımı. sesim kesiliyor, ayrılıyorum kapıdan. koşa koşa çıktığım yokuşu ayaklarımı sürüklercesine küçük adımlarla ağlayarak iniyorum. eve varmama yakın siliyorum gözlerimi, ne fayda kıpkırmızı olmuş bir kere. eve varıyorum, annem açıyor kapıyı. tutamıyorum kendimi ağlayarak anlatıyorum, babam ağlama diyor, olurmuş böyle şeyler. neden ağlıyorsun ki diyor. sarılıyorum, içimde yara olarak kalan bu anıyı hatırladıkça cevap bulabiliyorum babamın sorusuna frank. nedeni arkadaşıma yetişememiş olmam değil de, babamın düşünceli davranak aldığı o fotoğraf makinesine ilk anım olarak istediğini ekleyememiş olmammış.
vackheriff
evet genel olarak canımız sıkılıyor. İçimiz darlanıyor. hatta bugün benim kalbim ağrıyor. duygusal mıdır yoksa gerçekten bir rahatsızlığım mı var bilmiyorum, ama prensip gereği ölmedikçe doktora gitmiyorum. bazen durup diyorum ki insan insana bunu yapar mı? neden yapar? 20 küsür yaşındayken henüz, bunca yorgunluk, kaygı. özgürce sevebilmek, ve bir şekilde sevilmek istemek niye? anneniz babanız sizi sevmedi mi? evet. bazen hayat avucumda bir çay tabağı oluyor. öyle düz, öyle basit ve küçük. bazende bir çay okyanus oluyor, kendi deryalarında bilmem kaç defa seni boğuyor.

neşet ertaş-karlı dağlar eşliğinde (gönül yarası filmi)
iyikalplipsikopat
gizlenemeyen gercekler

gercekleri gizlemeye sadece olumlu bakmaya calissamda bu bir yalan.kendi kendimi ikna etmeye calistigim bir yalan.evet bir dosta sahibim sosyallestim 7 yillik saklanmanin rol yapmanin ardindan hayati yasiyor gibiyim

ama hala kimligim belirsiz hala rol yaptigumi hissediyorum.hala kendimi zayif hissediyorum.o kadar zayif ve gucsuz hissediyorum ki ne yaparsam yapayim kaybedecekmisim gibi.hala bir yetenegimi severek yaparak para kazanabilecegim bir alani kesfedemedim.icimde bir sey engel oluyor degismek gelismek istiyorum planliyorum ama icimdeki korku eziklik hissi veya ailem veya ozguven eksikligi bilmiyorum ama engel oluyor

hala babamin sesi hareketleri davranislari bana tecavuz gibi geliyor.zavalli annemin kiz kardesimin hali, hayatin gercekleri ve babamin bencil duygusuz ruh hastasi hali bizleri sadece kolesi goren istedgi gibi itip kakmayi kullanmayi kendinde hak goren hali tum bunlar bir yuk gibi tasiyamadigim bir yuk

guclu olmak istiyorum guclu oldugumu kanitlamak istiyorum hukmetmek istiyorum ustunlugum kanitlansin istiyorum.kimse karismasin kimse ezmesin bagirarak ozgurum gucluyum diyebileyim istiyorum

iste bu istegim serikatillere cinayetler isleten sey yani iktidar hirsi.bu olmadigi icin zavalli hissediyorum.icimdeki birikmis kinden ofkeden eziklik hissinden hicbir seye odaklanamiyorum bunu uc cinsel pornolarla falan baskilamaya calismam sadece beni uyusturuyor ama artik bu da yetersiz

evet vicdanim var duygularim var ama ozellikle yalniz kaldigimda hepsinden kurtulmak istiyorum en ufak bir baski emir beni cildirtiyor.ozellikle babamin kole gibi kullanmasina dayanamiyorum

bir sekildd bilgisayardan sosyal medyadan para kazanabilmem lazim eger okul uzadiginda ise girersem falan bir gun emir altinda olmaya dayanamayip cinayet islemekten korkuyorum

boyun egmek alttan almak degil ezmek boyun egdirtmek istiyorum.gecmisi, gun icjnde gerceklesen basit seyleri bile dusundukce catliyorum adeta

ruh halimi icimdeki intikam almak ezmek isteyen hali su videolar anlatiyor.hepsinin temelinde yikim var hukmetme var once asagilanan ezilen birinin aniden ayaga kalkip ezmesi intikam almasi var iste surekli hayalini kurdugum sey bu.ezmek intikam almak guclu oldugumu kanitlamak.evet videolarin hepsi gercek disi zaten olayda bu gercekler hep hayal kirikligi




















ladylazarus
aynı gökyüzünün altında, kaç beden eskittim ? insanüstü bir kayıtsızlıkla bulutları izlerken düşünüyorum bunları. aynı gökyüzü altında, birkaç asır önce ağladıklarıma gülerken idrak ediyorum varlığımın gülünçlüğünü. biri, hiçbiri, binlercesi.. yıllar evvel okuduğum bir pirandello romanı. moscarda' nın , eşi vesilesiyle burnundaki, belki varlığındaki kusuru fark etmesiyle başlıyor roman. biriyken, hiçbiri oluyor moscarda. sonra binlercesi olmayı deniyor ve en nihayetinde koca bir ' hiç ' olarak çıkıyor karşımıza. İnsanoğlunun bilinçsiz döngüsüdür bu. ilkin, ' biri ' olduğumuzu sanırız. o 'biri' ne göre yaşamayı hedefleriz tüm yaşamımızı. sonra bir gün, kendini biri sanan bir başkası, ' hiçbiri' olduğumuzu öğretir bize. insan, ancak varlığındaki kusuru fark ettiğinde yahut sarıldığı biricik giysinin gülünçlüğüyle cüceleştiğinde yaşamaya başlar. asıl kopuş oradadır ve artık ne ' biri ' dir o, ne de ' hiçbiri'.. ' binlercesi ' dir. her yeni parmak için biri olmaya çalışır. ailesi için, arkadaşları için, sevgilisi için, sokaktan geçen herhangi biri için bir ben yaratır. binlercesi olmaya çalışırken kaybeder kendini. belki de delilerdir yalnız bu döngüyü tamamlayan. bizler asırlardır, aynı gökyüzünün altında dönen bulutlar gibi bin parça olmuş, bir zamanlar ağladıklarımıza gülüyor, güldüklerimize ağlıyoruz. bazen benim gibi birkaç tanesi başını kaldırmayı akıl ediyor. oysa bilmemeli insan. eski bir dostoyevski hastalığı sarıyor bedenimi. iliklerime kadar ' anlıyorum '.

gökyüzü yasaklanmalı !




'' bu adam fezadan
fezada, fezada ''

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)