Ssoryy
ağır depresif olduğum zamanlardaki en büyük saflığım üzgün görünen insanlar ile muhteşem bir empati sağladığımı ve bu yüzden çok iyi anlaşabileceğimi düşünmekti.sonuç olarak facebook da iç karartan paylaşımlar yapıp hayatın ne kadar boktan olduğunu falan söyleyen bir kızla tanıştım.biraz mesajlaştıktan sonra kızın ağır sorun olarak gördüğü şeyler komiğime gitmeye başladı. aslında görkemli bir hayatı hak ettiğini ama ailesi ve bazı durumlar yüzünden yaşayamadığını falan gibi şeyler anlatıyordu.erkek arkadaşı onun duygusal yapısını anlamıyormuş filan. sonra kendi sorunlarımı düşündüm aslında benimkilerde farklı sayılmazdı bir cümle ile ne kadar derin acılar çektiğimi ifade edebilirmiydim ki? yazdığım şeyleri okuyunca kız muhtemelen benim gibi hissedecekti. sahip olduğu iyi-kötü özellikleri ve hatalarını kabul edememekten doğan kuruntular. İkimizin de ortak noktası buydu. İlginç şekilde bu mesajlaşma olayından sonra bir şeylere üzülme eğilimim azaldı. hayatımda geçirdiğim en saçma kişisel gelişim budur muhtemelen :d
Maviş 🐣
siteye o kadar uzun zaman olmuş ki girmeyeli hala nikimin durması bi duygusallık yarattı bende. bir yaz akşamı keşfedip çok güzel insanlarla tanıştım burda. o sıkıcı yaz gecelerini burası şenlendirdi. üniversiteden mezun oldum ve şu an mesleğimi yapıyorum. özlem dediğim samsun u fotoğraflardan görünce gözlerim doluyor. burası benim için o zamanlar tamamen blog gibiydi. yaşadığım duygusal karmaşaları vs herşeyi anonim kimliği altında yazıyordum. ve bu sıralar yine çok karışık olduğum zamanlar... covid döneminde bir hastanede çalışmanın depresif etkileri ve sevdiklerimi uzun süredir görememek en yoğun covid şehrinde yaşamak çok hırpalayıcı. bir yandan da iyi bir eş olabileceğini düşündüğüm birine karşı aşık olmadığımı düşünüyorum. kafamda sürekli 40 yaşına gelince ayrıldığına pişman olur musun diye sorgularken buluyorum kendimi. ya siz ne dersiniz 26 yaşında risk alıp aşık olunacak kişiyi aramak ya da beklemek gerekmez mi ?
Uyku
sizi bilmem ama ben bu samsun'un gri gökyüzüsüne ve diğer depresif yönlerine bayılıyorum.
Ssoryy
sizi bilmem ama ben bu samsun'un gri gökyüzüsüne ve diğer depresif yönlerine bayılıyorum.
Le Petit Mami
sizi bilmem ama ben bu samsun'un gri gökyüzüsüne ve diğer depresif yönlerine bayılıyorum.
Le Petit Mami
herkes o kadar depresif ve efkarlı ki acaba bende mi bir sorun var diyorum. harbi derdiniz ne sizin? savaşta eşini, çocugunu kaybeden analar gibisiniz.
Komutank
niye herkes depresif. sanki secilmiş yok oluşlarsınız.
iyikalplipsikopat
gercekler vs ben

sali gunu %90 ihtimalle okula baslayacagim.gecen donem sinavlar disinda neredeyse hic gitmemistum ve bu donem haftada 4 gun gitmek zorundayim

istemiyorum, yorgunum, nefret ediyorum ayni seyler.uzun zamandir sadece hayatta kaldim saklandim uyusturuldum ve izledim.yasamak bu degil.bu curumuslukten kurtulmamin tek yolu yasamayi secmek.istemedigimi sevmedigimi idare edebilmek daima ogrenmek ve gelismek

4 aylik sevgi ve dostluk dolu bir tatilden, hayata yeniden gelme hissinden, hizlandirilmis kimlik kazanma cabalarindan sonra bu savasa girmeliyim

okulum uzayacak, kredi almaktaki son yilim.hala "ne is yapar mutlu olur, neyde basarili olurum neye yetenekliyim" sorularinin cevabindan uzagim ama sunu anladim hayati yasayarak ogreniriz, kendimi yasayarak cozebilirim ve yasamak cesarettir, cesaret yoksada esaret vardir

son gunlerde kendimi sorgularken cocukluktan beri tiyatroya olan ilgi merak ve sevgimi kesfettim.bir karakter olmak bir senaryodaki insan olabilmek onu hissetmek ve hissettirmek tek bedende bambaska hayatlari yasamak bu kesinlikle istedigim sevdigim ve icimdeki birikmis duygulari odaklayabilecegim rahatlatabilecegim bir sey

bunlar disinda gelecegi dusundugumde bu ulkede yasayamayacagimi kesfettim.ben marjinal dusunen ozgurluge onem veren muhafazakarliktan, tum kaliplasmis ve baski siddet aracina donusmus kavramlardan nefret eden eglenmeyi refahi ozgurlugu isteyen biriyim.gelecegi karanlik her seyi hukuksuz ve baskiyla dolu bu ulkede yasayamam

ailemin bana cizdigi kader malum.okulu bitir askere git babanin veya baskasinin amelesi ol ailenin buldugu kadinla evlen tatminsiz zoraki rutin bir hayat sur cocuk yap onu buyuturken yaslan sonra öl

hayir.7 yildir yeteri kadar curudum.ben eglenmeliyim doruklarda yasamaliyim sarhos olmaliyim gezmeliyim daha fazla curuyemem

istedigim hayati sadece kendi cabamla elde edebilecegimi, kendimi ve hayattan istediklerimi sadece hayati yasayarak ogrenebilecegimi, hicbir sey yapamasam bile daima isime yarayacak seylere(spor, diksiyon, iletisim, bilgi vs) onem vermem gerektigini yeni anladim.yasama karsi once istekli olmali sonra cesurca cabalamali ve daima umutlu olmaliyim.diger turlu hayat sadece hayatta kalmaktan curumekten izlemekten ibaret oluyor ve bu yasamak degil.

yasamak anin tadini cikarmaktir.mesela gecen gelen ve 5-6 guna gidecek olan dedemgil ile eglenmek mutlu olmaktir.gozlerinin onundekileri gormektir.karamsarligi, tembellige bahane olan depresif duygulari kenara koymak acida cekilse goz yaslarini silip ayaga kalkip eglenmeye mutlu olmaya bakmaktir.durmak yasami katlanilmaz yapan sey cunku yasam bir aksiyon ve bu aksiyona uyum saglayanlar hayatta kaliyor.hareket eden kazaniyor mutlu oluyor sorunlarini cozuyor duygularin icinde bogulmak hicbir seyi cozmuyor hicbir seye yaramiyor
kayipgalaksi
İyi geceler herkese :) uzuuun bir aradan sonra yeniden buradayım. bugün arkadaşımla siteyle ilgili konuştuk birkaç kişi halen yazıyor deyince bir bakayım dedim. gördüm ki site güncellenmiş, yeni birçok kişi gelmiş. bu halini sevdim mi? yaani. @admin @mayk fotoğraf olayını pek sevmedim. olmasaymış keşke öyle daha gizemli oluyordu :) eskilerden çok kişi kalmamış ona üzüldüm. anasayfada ilk @snorlax ı görünce sevindim ve tabiki stalkladım 😬 @poseydon a baktım yazdıklarını silmiş 🙄 @ikizler halen yazıyor @alpheratz de yazıyormuş muallimleri gördüm (birkaç tane olduğundan böyle yazdım 😂 ) @zorakimuhendis @ejderiyacı @chen @dakoh daha birkaç kişi de var şuan aklıma gelmiyor. kısaca sizleri gördüğüme sevindim :) en son yazımı 1 yıl önce yazmışım öyle diyor. o yazıdan sonra neler oldu neler. öncelikle o yazıdan birkaç ay sonra atandım. ayın 15 ini bekleyen bir memurum artık. İşe başlayana kadar stres sıkıntı içindeydim, boğuluyordum. sonra işe alışma süreci okul değiştirme falan derken bir sürü şeyler oldu. şuan kafamda kronolojik bir sıraya oturtamıyorum ama hayatımda bir sürü şey değişti, işim var çalışıyorum bunun bilincine varmam biraz zor oldu. sonra çeşitli insanlarla tanıştım, hayatıma birileri girdi çıktı, çok farklı olaylarla karşılaştım, büyüdüm, çok şey öğrendim, eskisi gibi çok depresif değilim onu atlattım, istediklerimi şimdiye kadar gerçekleştirdim, içimde zorla yeşerttiğim umudu söndürmemeye çalışıyorum falan filan. kısaca böyle. sizler nasılsınız neler yapıyorsunuz yukarıda isimlerini yazdıklarım ve diğerleri :) yine uzun yazacaktım ama artık uzun yazan yok herhalde kısa keseyim bu sefer 😏
ladylazarus
bugün tüm anlayışsız insanlar toplanıp sinirimi bozmak üzere bir araya gelmişler ve evet başardılar. bu yüzden yine bir filmi ölesiye eleştirip depresif düşüncelerimi tatmine çalışacağım.

dikkat bu yazı spoiler içerir.

ispanyol sinemasına ve dolayısıyla drama ara verip dünya sinemasında farklı filmler ararken, spierig kardeşler yapımı olan predestination filmi, ethan hawke' ye rağmen konusuyla baya ilgimi çekti. filmde, zamanda yolculuk yapan bir ajanın hikayesi anlatılıyor, ben direkt zaman makinesi olan bir şeeğlök hayal ettim fakat elbette filmin bununla alakası yok. başta her şey güzelken, ortalarında filme hakim olan yahudi acındırması filmler tadındaki yersiz dram, daha en başında filmin bir hayal kırıklığından fazlası olmayacağına beni ikna etti. binlerce eleştiri hazırlayıp yaşasın ispanyol sineması diye düşünürken, filmde ilginç şeyler olmaya başladı. olmaz olaydı. filmdeki felsefe temeli, the pursuit of happyness filminden etkilenen plepleri etkileyebilir ancak. mind fuck yapalım demişler fakat böyle bir filme kim kafa yorar onu düşünememişler. leonardo dicaprio gibi kadının yanarak kepçe kulaklı ethan hawke' ye dönüşmesi de baya güzeldi. nolan' ın yeni şeyler öğrendim o zaman hepsini bu filmde kullanayım ampulüyle yapılmış bir film. sürekli olarak kuyruğunu yiyen yılan figürünün kullanılması da filmin amatörlüğünü sergiliyor. waoooow ouroboros, ef- sa- ne (!) aynen kanka

filmde beğendiğim tek şey, kendi kendinle sevişebilme fikriydi. bunu da kendi narsist kişiliğime veriyor, caravaggio' yu selamlıyorum ✋
Eleni
hep bir sorunla yine yeni yeniden merhaba. bugün de midem bulanıyor, sanırım çok fazla sigara içtim. hemen anlatıyorum derdimi frank! son zamanlar da ki bu zaman bir hayli uzun psikolojim dibe vurur oldu. bunun sebebi her bir halt. evet evet eksiksiz her bir halt. hatta öyle bir olumsuz etkiledi ki bazen kendi kendime konuşup arada ağladıktan sonra hunharca kahkaha atıyorum. kesinlikle bir psikiyatriste görünmem gerekiyor farkındayım ama sen de biliyorsun ki frankcığım iş kafada bitiyor ve ben insanların nefret ettiği bu hallerimin kısacası deliliğimin müptelasıyım. müptelayıııımm kendimeeee, zarar vermesem deee. dinleyin açın sözleriyle her ne kadar oynamış olsam da güzel şarkılardan biridir kendisi. biliyorsun ki frank kendi kendime konuşmalarımla başlayan bu serüven seninle konuşmalarım ile çığır açtı. nasıl fark ettim?! güzel soru.. şöyle ki; karlı bir yaz günüydü. İnsanlar kürklerini giymiş akın akın denizlere bırakıyordu kendilerini ve ben o gün anlamsızca penceremden karşı binanın klimasına yuva yapmış güvercinlere röntgencilik yapıyordum. hangisi dişi hangisi erkek pek anlamadım ama olsundu. peki konuyu kısa tutup nasıl fark ettiğime geliyorum. tabi ki kendimle konuştuğum anda fark ettim! başka nasıl fark edebilirim ki? röntgencilik yaptığım esnada elimde ( acaba nedir nedir nedir ) hatta tam olarak iki parmağımın arasında tuttuğum sigarayı ( gerçekten sadece sigara fesatlaşmayın ) içerkendi fark edişim. bir an gözüm sigaraya takıldı sonra da aslında gerçekte hiç orada olmayan güvercinlere. kendi kendime konuşmaya başlar olmuşum, çoğu zaman da en saçma şeye gülüp ağlar hale gelmişim. bu arada neyi öğrendim biliyor musun frank? sigara içerken ağlayamıyorum. demagoji yapma bana hemen. düşündüğün gibi depresif bir şeylerden dolayı değil. sadece o esnada ağlayınca burnum tıkanıyormuş ve ben dumanı ciğerlerimi çekemiyormuşum. para veriyoruz neden ağlayıp ziyan edelim!. para verme o zaman deme de düş önüme gidelim..
luna
universiteye başladığımdan beri bir depresiflik var üstümde. ve bir çok insanı gözlemliyorum onlar da öyleler. lanetli bir okula mı düştük ne yaptık acaba?
ortmenim
samsunu öyle çok özlemişim ki gelene kadar farkında bile değildim. yarimle son günlerimiz sonra ben yine buralarda depresif olarak takılırım herhalde. şimdi çıkıp sahilde bir kaç tur atmayı düşünüyoruz. hava öyle güzel öyle huzur verici ki, iki huzur veren şey birlikte olmalı diye düşünüp sahile gidiyoruz. var mı bu saatlerde sahilde olan?
bu arada yeni gelen arkadaşlara tekrardan hoş geldiniz demek istiyorum. ama bazı şeyler için acele etmeyin özellikle birileriyle sevgili olma konusunda. İlk senenin tadını çıkarmaya bakın okul hayatı uzun elbet birini bulursunuz 😇 İyi geceler 😊
iyikalplipsikopat
azalan depresiflik dis dunyaya odaklanan akil

son 2 gundur kendimde gordugum en iyi sey bu.aklimin dis dunyaya odaklaniyor olmasi ve karanlik , gecmisi dusunmekten kurtulamayan , dev dalgalarla suruklenen zihnimin biraz rahatlamasi gercekten iyi bir sey

kotu olanlar ise sunlar: derslerim berbat okul belki 1 donem degil 1 yil uzayacak cehaletim cok fazla gunluk 100 sayfa okusam 3 yila anca tatmin olurum her konuda az cok bilgi sahibi olmak istiyorum.bunun disinda diksiyonum iyice bozuldu lisedeki kekeme halime dondum gibi nadirende olsa ortaya cikmasi bazi kelimelerde beni zorlamasi hic hosuma gitmiyor

ama istr buradayim.peki 2 gundeki enerjimi neye borcluyum?sanirim affetmeye.2 gunde olsa 6 yildir gitmedigim memleketime gittim eski cocuk halimi hatirladim bi an babama icten bi sevgi hissettim eski gunlerden dolayi bir cesit vefa gibi tabi bu hemen azaldi bitti gibi kisa surede ama vicdanimda iyi bir etkisi oldu

cok ve duzensiz dusunce az ve duzensiz hareket tum sorunum bu.aslinda tum depresyona girenlerinde sorunu bu.zihnimin efendisi olmakla gururlanirdim ama hayvani durtulerim zihnimi kontrol eder hale ondan daha baskin hale geldi

yasam arzudur bir seyler arzu etmeliyim
yasam eylemdir isteklerim icin harekete gecmeliyim
yasam savastir isteklerim icin savasmaliyim

dis dunyaya odaklanan icindeki karanliktan bunalimdan kurtulan bu halimi korumali ve yasamaliyim.bunun tek yoluda harekete gecmek

hayal dunyamda mukemmelim.beni zengin edecek sayisiz yaratifi fikire sahibim facebook gibi internet sitelerine cesitli icatlara sahibim cok bilgiliyim cok sosyalim bunlari gercek dunyayada tasiyabilirim zihnimin efendisiyim kendimj kendime karsi hep farkli ve ustun olmakla ovmustum bunu kendime kanitlamaliyim

okullara az kaldi ve suanki ruh halim kotu degil
iyikalplipsikopat
olume adim adim
delilige kosar adim

bugun araba 15.000 tlye satildi ise 9 da gitmem gerekjrken 12 de anca gidebildim hizlica isleri yaptim ve 15-16 gibi babaanem ameliyat olcak sehir disina gidecegiz bahanesiyle isten ciktim ama adam o kadad durust ve iyi bir insan ki yovmiyemi tam verdi zaten onca sakarlik ve beceriksizligime ragmen bana hep sabir etmisti

isten ciktim kisa bir munakasadan sonra eczaneden d harfiyle baslayan ve altjnda depresif yazan uyku ilaci aldim adam uzattikca uzatti.daha sojraysa oglen yemegi icin 1.5 porsiyon karisik pide aldim en azjndan hayatimin son gunleri iyi gecsin

eve geldim babam normalde yarin sehir disina gidecekti yeni isi anlatmak icin ama yarindan sonraya kaldi yine yalan uyduracagim

babam sehir disindan geldigindede intihari gerceklestirecegim

deliligimse su sekilde:

sapkinliklarimla jgrenc fetislerimle gurur duyuyor bunlarj surekli dusunmekten kendjmj alamiyorum yolda yururken bir anda devasa vahsi kurt olup jnsanlara kadin cocuk demeden saldirip yedigimi veya elimde minigunla etrafj taradigimi hayal ediyorum.bir evcil hayvanim olsa ona iskence ve cinsel igrencliklerde bulunacagima adim gibk eminim.

her komuda cahilim.her insanin yapabildiklerini yapamiyorum biraksalar oylece hareketsis yatarim ugrunra cabalancak bir sey goremiyorum uzun guzelnbjr intihar notuda istemiyorum

artik sona geldim daha fazla eziklik asagilanma dislanma yozlasma yok.daha fazla yazin sicaginda kislik giyilen tesettur montuyla cikan annemin zavalli umutlarini gormek yok 400 liracik kredimi evin ihtiyaflari icin harcamak yok

bu ulke ve insanlari bu muhafazakar arabeskcil yapi tamami ezik igrenf ve insan degil hayvandan asagi.bir dilegim varsa bu ulkedeki hatta dunyadaki tum muhafazakarlarin soykirime ugramasini diliyorum

son olarak hayatimin son zamanlari burdan birileriyle diyalog kurmak istiyorum: c.2me bir sapigi sizofreni sorunluyu yakindan tanimak isteyen herkese acigim
iyikalplipsikopat
her zamanki seyler

aslinda normallesiyorum.2 gundur burdaki yayinlara katiliyorum.insanlarin beni dislayipta nefretimi beslemek yerine beni aralarina kabul etmeleri espiriler yapmalari iyi hissettirdi.2 gundur evden cikmiyordum asiri depresif tembellesmis ve sadist cinsel fantezilerimi besliyor oldugum bir halde gece gec saatlerdede olsa bana moral oldu bu yayinlar

aslinda bu 2 gun disari cikabilirdim.sorun su
hava cok sicak bu sicaga uygun kiyafetim yok terliyorum dahasi yapicak aktivitede yok cunku bursa kadar az param var

okuldan cok uzagim.buyuk ihtimal okulum uzayacak ve domuz babam sirf bu yuzden beni kole gibi kullanmayi normal gorecek.hayatimda hic kendi parami kazanmadim 2 yil sonra ne halde olacagimi bilmiyorum.gercek dunyadan hala cok uzagim

en buyuk basarim disariya cikip yuruyus yapabilmek ve benden beklenenler benim seviyemin cok ustunde

yinede bunlarin tamamj duygulardan ibaret gecici seyler.1 yilda cok degistim.seneyede degisecegim.her degisim gelisimdir ve her gelisim guctur.gecen yildan daha gucluyum.seneye dahada guclu olacagim.her zaman su akip yolunu buluyor.en kotu kosullarda bile insan zamanla alisiyor.ne olursa olsun bunu bende basabilirim belki

yasamak isteyen her insan kendi hayatini kazanarak hak etmek zorunda.hayati ne kadar hak ettigin ugrunda ne kadar cabaladigina bagli.tum bu cabalar gelip gecici aci zevk dongusu icin..iste insan olmanin dayanilmaz gercekligi bu.tatlidan aciya bazen eksiye bir tat yolculugu.hayatta kalmaya calis ve eglen dusunme yasa aamaya calisma eglenmeye calis iste sana normal insan hayati
caykovski
depresif olmak istemez kimse elbette, gülümseyerek bakmak herkese yakışır. lakin o kadar çok somurtarak bakmaya başladık ki hayata gülümsemek anormal gelmeye başladı. şöyle ki durduk yere gülene deli derler ki haklılar. bu dünyada mutluluğu sadece deliliğe bırakmışlar. o sebeptendir delirmeye meylimiz. arası yok bu işin ya agresif, asabi, mutsuz olacağız yada mutluluğu delilikte bulacağız.
aklını kaçırmanın sebebi başkası değil aslında insanın ta kendisidir. gurur, kibir, hayal ne dersen de merkezinde kendisi yoksa kandırıyordur insan kendi kendini.
İnsan sormazsa kendine soran vakit gelir elbet, "başkasına köle olmayı isteyip kendinden vazgeçme hakkını kimden aldın?" diye. onu geçtik tek çalısını dahi yakmayan bir beşer için ateşe atlamakta ne ola? aslında cevapların ne önemi var ki? sayfalarca cevap yazıp kendi yüzüne vursa da insan hatalarını, düşmeye görsün yine bir çalısı daha o beşerin..
derler ya insanın kendi kendine ettiğini köylü toplansa edemez diye, olay budur aslında ne kadar hata yaptığın önemli değil fırsatını bulsun yine yapar aynı hatayı insan. delirmek mi? İnsan için boş zamanlarda faydalı aktivite lakin beşeri görmeye dursun hemen deliler şaşar olur yine köle.
İyi geceler beşerler.
w4silo
dün en sevdiğim bir arkadaşımla kafalar çakır rakı masasında aramızda geçen muhabbeti size anlatmak istedim bu arkadaşıma bir soru sordum hayattan bir beklentin var mı ? bana verdigi cevap çok kısa ve basitti bu hayat bize ne verdiki ne bekliyelim... bu hayat bize seçenekler verdi o kafanı yastığa koydugunda yaptıkların veya yapmadıkların yüzünden pişmanlık duygusunu senin o iliklerine işledi gel gelelim ki bunun farkına varamayan insanlar tanıyorum hayat güzel be dostlar ertesi günler güneşli ümidi ile kafamı yastıga koymaktan bıkmadım çünkü o güneş bana ümit veriyor yarın yeni bir gün gibi uyanmamı sağlıyor gel gelelim ki samsunun yağmurlarından bu güneşi arar oldum bu aralar antidepresansız kafam yerine gelmiyor bu yağmurlu günlerde ama benim önceden antidepresanım insanlardı insana aşık bir varlıktım ben insanlardı beni mutlu eden güldüren veya hüzünlendiren ama kimsem kalmadı haa sanmayın öyle kız arkadaşından ayrılıpta burda sitem mesajı yazdığımı düşünmeyin zaten sevmem öyle şeyleri benim yarim sevmesin beni sahiplensin beni yeter zaten o gözümdeki çapagımı alsın gömlegimin yakasını düzeltsin gözümden düşen bir tek parça kirpiğimi alsın o beni mutlu bir adam yapar amann neyse yine manikdepresif notlarımdan biride bu saglıcakla kalın...
zombi
gençler bakıyorum da hepiniz bütlere kalmışsınız e ben eksik kalır mıyım kalmam tabiki her neyse umarım büte kalmam hehehhehe canınızı sıkmayın baya depresifler görüyorum neler var neler ben de yaşam merkezinde kahkaha atıyodum bu sabah inş rezil olmamışımdir. gençlik bi kere geliyor ya bu kadar üzülmeyin valla
anonim
İçini dök demişsiniz... 2 sene oldu 6 ay onceki tavsiyene uydum sözümü tuttum. okul bitti ise girdim 4 aylik sevmediğim ama daha acısı sevmeyeceğim sevgilim var. 2 sene onceki hicbir anımı unutamıyorum unutmak için feda edebileceğim çok şey var artık hergün dahada çoğalan şeyler. benimdin ben öyle sanırdım belki öyle saf sevdim ki seni. birisini sevmeyeli uzun zaman oldu demeyi hayal ettim bu akşam ne saçma dedim ilk anda bitti hayal. birini unutmanın en kolay yolu diye başlayan onlarca tarife uymayan birisi olmak nasıl bir duygu bilmiyorum ama bana yine her anın yakamoz ışıltısı. -noldu? -neyin var? hergün duyduğum kelimeler oldu. ben naptim ama :) yalan söylemeyi pek beceremem bilirsin, bir ara bıktım sanırım bu sorulardan sallayabildiğim en iyi yalana sığındım depresif eğilimli bipolar hastalığı:/ . baban konusunda yanında olmayı isterdim, sadece sarılmayı çünkü bizim aramızda herşey bitsede sarılmak eylemi bitemez bitmiyor sende en saf buna inandim. bu konuda çok düşündüm sana yazmayı ne diyebilirdim ki? sana ne diyemediğimi bildikten sonra... kabullendim boşverdim artık hayatı herkesi herşeyi ( su sozden sonra icinden geceni biliyorum , olsun bende inanmiyorum zaten :) ). nasıl mı yaşıyorum? her gece yeniliyorum sana aslında her yalnız kaldığımda ve her sabah sana uyanma ümidi ve sabah olunca tekrar , yine yenileceğimi bile bile hazırlanıyorum geceye. aynı şehirde değiliz uğramıcam şehrine sözümüde kabullendim artik ben farkiliyim, biz farkli. "birgün yine yağmur yağıyor" diye pek çok hikayem var benim artık anlatamadığım seninde unuttuğun . bir gün yine yağmur yağdığı bir zaman, farkli bir yerde farklı bir zamanda belki farkli bir hayatta karsilasicaz ben sana yine aynı şekilde... ( içim)

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)