malifalitiko
uzağa gitmeyelim, 10 yıl önce hayalini kurduğunuz kendiniz ile şuan yaşadığınız kendinizi ele alalım. "keşke şöyle olsaydı-olmasaydı, iyi ki şunu yapmışım şu kararı uygulamışım" dediğiniz şey-şeyler neler ? olmak istediğiniz yerde misiniz ? kendinizi 0 olarak ele alsaydınız işler negatife mi yürümüş pozitife mi ? yoksa olduğunuz yerde sayıyor musunuz ?
Ejderya Terbiyecisi
ah be gençliğimizi yedi omü keşke biraz daha yeseydi selamlar...
dislananmuhendis
selamlar. kaç gündür site açıldı bildirimini gördüm girmeye fırsatım olmamıştı. nasılsınız nasıl geçiyor günler? ben siteye gelmeyeli yıllar olmuş. bu siteyle yaşadıklarımı hatırlıyorum. burayla ilgili en çok özlediğim şey 6 yıl önceki o radyo yayınları, sohbetler. güzeldi, eğlenceliydi. buranın yollarımızı kesiştirip daha yakın arkadaş olduğum birkaç insan oldu, çok da güzel oldu. şimdi ise samsun’dan uzaktayım. okulum biteli birkaç yıl oluyor. çalışıyorum. ama öğrenci olmayı o kadar özlüyorum ki. keşke hiç bitmeseydi diyorum okul. size biraz tavsiye verebilirim. fırsatını yakaladığınız hiçbir şeyi kaçırmayın, içinizden geleni yapın ki ilerde aklınızda yapsaydım nasıl olurdu demeyin. en önemlisi gelecek iç açıcı olmasa da yaşamayın gitsin…
ikarus✨
cenazenizin nasıl olmasını isterdiniz? ben mesela çok kalabalık olmasını isterim. yaşadığım o ana kadar hayatıma girip çıkmış herkesin gelmesini isterim. benim hayatıma dokunmuş, beni mutlu etmiş, benim canımı yakmış herkesin... gelsinler benim hakkımda konuşsunlar, benimle ilgili en unutamadıkları anılarını paylaşsınlar, kalbimi kıranlar canımı yakanlar pişman olduklarını ve bana haksızlık yaptıklarını anlatsınlar, hatta üzüntüden kahrolsunlar. keşke şimdi burada olsaydı diye başlayan cümleler kursunlar. bazıları yaptıklarından utanıp cenazeme bile bakacak yüz bulamasınlar, bütün mutlu anlarımda yanımda olanlar bana son görevlerini yapıyor olmanın verdiği buruk bir gururla cenazemin başında olsunlar mesela. şimdi belki "ölmüş gitmişsin, geride kalanlardan haberin mi olacak sanki" dersiniz ama ben gerçekten böyle olmasını istiyorum, ben görmesem de böyle olsun. siz nasıl olsun isterdiniz?
Sanatçı
keşke şu hayatta testere gibi insanların hayatın değerini anlamaları için, suçlulara ölüm oyunu oynayanlar olsa, belki en azından suç oranları azalır...
Yepisyeni
İyi geceler. uzun bir aradan sonra iç dökmek için buradayım. aylar önce buradan zalımın oğlu diye seslendiğim kişiden bi haber aldım bugün. yeni bir şehre taşınmış, yeni yeni düzen kurmaya başlamış.
aklıma gelmesi yine gecemi zehir etti. bilmiyorum, ben onu halen atlatamadım galiba. pek kişiye de anlatamadım, kaldı öylece içimde. oysa ben kaşını ayrı kıtaya gözünü ayrı kıtaya resmetmek isterdim. mesleğinden mi bahsedecek, bana yapsın sunumunu isterdim. İçecek dertlenecek mi, benimle içsin. ne bileyim yumurta mı kıracak, çarptırdığı kap ben olayım derdim. gözünün önündeki hep ben olayım istedim, çünkü onun yüzü benim kadrajdan hiç çıkmıyor. onun yüzü en çok benim ellerime yakışırdı, benim başım da onun göğsüne. he, ama onun yanına en çok yakışacak sen miydin derseniz, orada başladı zaten problem. benimle olmak ona kıymekmış gibi geldi, kıyamadım.

ama şimdi pişmanım. sanki ne yöne yürüsem ona çıkıyormuşum gibi. hep o esmerden o esmere doğru gidiyorum. aylardır boşa nefes almışım. çektiğim havaya onun kokusu karışmazsa boşmuş. dank etti gece gece

ben ilk defa onun için değişmek istemiştim biliyor musunuz. İlk defa onu tanıyınca boş geçen tüm günlerime lanet ettim. allahım dedim, keşke muazzam bir entelektüel birikimim olsaydı da fiziksel eksikliği kapatabilseydim. karşısında tutulmasaydım, ellerim terlemeseydi. yeni doğmuşum da, ilk onu görmüşüm gibi donakalmasaydım keşke. ama kaldım işte. ve kendisinin başka bir kadına olan övgülerine tanık oldum. bu sırada kendimi tebrik de ettim. çok güzel bi adama tutulmuşum.

şimdi insanlar benim için ona benzeyenler ve benzemeyenler olarak ayrılıyor. en ufak bir ortak nokta tanışılan kişinin hanesine yetim sevindirme sevabı yazdırıyor benim kafamda

daha anlatacak bir şeyim kalmadı galiba. tek solukta yazdığım en uzun metni de buraya atıyorum.
hepinize karşılıklı sevgi dolu geceler
mistletoe🍃
kendimi sevmeyi keşke daha erken öğrenseydim.
Yepisyeni
orospu çocuğu çinliler şiirim

allah bile yaratırken
uğramamış sizinle
bir tane modeliniz var
gerisi hep çizimle

o kadar nimet varken
yiyorsunuz yarasa
düşşe keşke yurdunuza
meteor hem de devasa

bene ait değildir, sövenler dikkat etsin
depresyondayim
aklımda biri varken bir başkasıyla konuşamama durumundan nasıl kurtulurum? belki başkasına şans versem güzel şeyler olacak, olmazsa da tatlı tatlı yollarımızı ayıracağız ama yok, illa odun gibi takılacağım. keşke kendi kendimi dövebilsem
menma
keşke arkadaş edinme konusunda dikkat etmemiz gerektiğini söyleyen postları daha ciddiye alsaydım... arkadaşlar ilk elden, ilk senemde ilk dönemden deneyimleyen biri olarak, sakın kimseye güvenmeyin. 2020'ye böyle girmek çok koydu lütfen siz de aynı hatayı yapmayın. gelecek seneki tayfa için diyorum. İyi yıllar herkese.
Mona lisa
ben mi çok sessiz sakinim, insanlar mı çok konuşkan, enerjik çözmedim. bir gün birini durdurup '' neden bu kadar enerjiksin ha neden '' diye soracağım. keşke biraz banada bulaşsa.
şeyma
hayatımın en sıkıcı gününü yaşıyorum keşke ders olsaydı bugün bile dedirtti
Mona lisa
apartmanın giriş katında iki tane teyze oturuyor. karşılıklı daireleri var. hani şu dizilerde filmlerde falan gördüğünüz meraklı herşeyi soran, bilmek isteyen teyzeler var ya işte tam onlardan. yaşlı kadınlar herhangi bir saygısızlık yapmak istemiyorum. annemde uyarıyor yanlış bişey söylemeyeyim diye. ama artık gerçekten rahatsız ediyorlar. bütün apartmanı sorguya çekiyorlar. kapıdan içeri girdiğin an kapıyı açıp '' nerden geliyorsun'' diye soruyorlar. ailevi özel şeyleri bile öğrenmeye çalışıyorlar. sabah çıktın nereye gittin. geç kaldınız. bu saatte nereden geliyorsunuz gibi sorgu sual. bir bilgi öğrendiler se bütün apartmana komşulara söylüyorlar. gece 3 te çıksak ondan bile haberleri var. bütün apartman rahatsiz artık.yaşlılık mı insanları böyle yapıyor, karakterleri mi böyle anlamadım. daha önce karşılaşmadığım türden insanlar. keşke herkes kendi hayatı ile meşgul olsa, üstüne vazife olmayan şeylere burnunu sokmasa ne güzel olurdu. anlayışlı olmak her insana nasip olmuyor malesef.
dakoh
ankara yolu bitmiyor ben de ppap dinliyorum beynim cıvıdıkça cıvıyor keşkem dans da edebilsem :(
dorttebirhukukcu
2014 yılında henüz 18 yaşında koca bir çocukken çok sevdiğim bir hocamızın ' benim dörttebir hukukçularım' hitabından esinlenerek dörttebirhukukçu olarak bu mecraya giriş yaptım. yolu yarıladığımı sandığımda artık koca bir çocuk değil omuzlarındaki yükleri taşımakta zorlanan küçük bir kadındım. dörttebeşhukukçu olarak buraları terk etme umudunda olduğum şu sıralarda çok düşünüyorum.' - eee sen neler yapıyorsun?' sorusuna verilen ' - okuyorum cevabının ' içinde ne çok mücadele barındırdığını, 'sizin için çalışıyoruz, her şey sizin için, sizin için yaşıyoruz' edebiyatı yapan ailemin neden bir kere 'nasılsın, hiçbir şey senden kıymetli değil'demediğini, yalandan da olsa mezuniyet günümde tebrik beklediğim dayımın ' o cübbe asıl annenin hakkıydı' demesinin kendimi nasıl değersiz hissettirdiğini; lafa geldiğinde arkadaş gibi olduğumuzu iddia edip sadece bütün sıkıntılarını üstüme kusmakla yetinen, kocasının aynı zamanda benim babam olduğunu unutan anneme ne kadar kızgın olduğumu.... herkesin sorunlarla başa çıkabilme potansiyeli aynı değil, şu sıralar içinde bulunduğum psikoloji derdimin çok olmasından değil bunlarla başa çıkamamamdan;kızgınlıklarımı, kırgınlıklarımı ardımda bırakamamamdan... 7-8 yaşındayken annemin kardeşimi eve gelen misafirlere - işte bu benim umudum diye tanıtmasını unutamıyorum mesela, ne için söylediğini hatırlamasam da -senden umudu kestim dediği aklımda... bizim için ne kadar çabaladıklarını, sıfırdan başlayıp ne kadar çok yol aldıklarının farkındayım, hep farkındaydım, 'yok'tan hep anladım. dünyaya gelmeyi ben seçmedim bana bakmaya mecburlar demedim hep yaptıklarının karşılığını vermek için yaşadım, onları hayal kırıklığına uğratmak en büyük korkum oldu, kendi hayal kırıklıklarımı hep sineye çektim. köpek gibi hep bir aferin bekledim. keşke biraz bencil olabilseydim, bu kadar yıpranmaz, güçsüz kalmazdım, belki o zaman 'hiçbir şey benden değerli değil' diyebilirdim. çünkü bir zaman sonra buna kendini inandırmak çok zor oluyor. dönüp baktığınızda hayatınızın 23 yılını ne kadar saçma sapan bir şekilde harcadığınızı, halden anlayan çocuk olmanın omzunuzda koca bir yükle dolaşmak demek olduğunu fark ediyorsunuz... eğer aranızda anne baba olanınız varsa çocuklarınıza sizin projenizmiş gibi davranmayın, başarısız olduğunda nasıl fark ediyorsanız başarılı olduğunda da fark edin; onlar için yaptıklarınızı, vazgeçmek zorunda kaldıklarınızı nimet gibi yüzüne vurmayın ... telafisi güç olabiliyor. size olan siniri, kırgınlığı size olan sevgisini, sizi kırma ihtimalinin korkusunu aşamadığından siz farkına bile varmadan bu hayata ancak ilaçlarla katlanabilecek hale geliyor...
casualman
keşke tecrübenin zamanını biz belirkeyebilsek kaybettiğime üzüldüğüm o kadar insan var ki şuan olsa acaba nasıl olurdu onlarla...
Eylem68
keşke birbirimizi tanısaydık da birinin dedikodusunu yapsaydık.
varmiyimki
keşke herkesi terkedebilecek kadar cesur olsam.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)