thor
merhabalar efendim. uzun bir süredir buraya bir şey yazmamıştım. bunun bir sebebi var. çünkü başımdan eksantrik bir hadise geçmedi. saygılar.
kittyyy
selam gençler kurupelit kampüsünde insan ve toplum bilimleri adında yeni bir fakülte mi açıldı ve açıldıysa nerede çünkü o fakülte çarşambada da gözüküyor. yardımcı olursanız çok sevinirim
Gamsız Baykuş
merhabalar sevgili omüdedikodu yazarları, merhaba değerli dostlar. epey olmuştu buralara yazmayalı. siteye girmişken birden çalakalem bir şeyler yazmak istedim, özlemişim... sizce de zaman çok hızlı geçmiyor mu? daha doğrusu bu konuda kendimle çelişen bir fikrim var. bir gün içerisinde o kadar çok olay, konuşma yaşanıyor ki sanki bazen gün bitmiyor gibi geliyor. hatta gün içinde spesifik bir olay olmazsa günleri sıklıkla karıştırıyorum. sanırım bu benim için 2019'da üniversiteden mezun olmamla birlikte hayatımda fark ettiğim bir durum. o zamandan bu zamana nasıl geldik, neler yaşandı, nasıl bu kadar vakit geçti bilmiyorum. geçen sene diyesim geliyor üniversite yıllarım için. bu aradaki kayıp zamanda pandeminin de etkisi olduğunu düşünüyorum. aslında kendi adıma çok da kayıp değildi. atandım, işim oldu, hayatıma çok farklı yeni insanlar girdi, yeni bir şehre alıştım, evim değişti, her şeyim değişti belki de... eski yazılarımı silmemiş olsaydım bunlardan bir kısmının konusunun değişimle alakalı olduğunu söyleyebilirdim. yapı olarak değişiklik seven biri değilimdir. çok sabit fikirlerim var ve acayip bir şekilde rutin severim, konfor alanından çıkmayı sevmem aslında. bu süreçler elbette benim için zorlayıcı oldu ama şimdi bakıyorum, günler birbirinin aynısı. zaman, o an içindeyken geçmiyor gibi gelse de bir bakmışsın yıllar geçmiş çoktaaan. bir gün içinde çok şey oluyormuş gibi gelse de hiçbir şey yapmaya yeteri kadar vakit kalmıyor. bu ne yaman çelişki annee? tamam tamam bir daha şarkıya bağlamayacağım :) belki de benim hiçbir şey için yapacak vakit bulamamam benim zaman yönetimimin kötü olduğunu gösteriyordur, bu da olabilir. zamanı algılama biçimimiz değişiyor. yaşantılarımız da değişiyor. bu yazdıklarım herkes için geçerli olmayabilir elbette. sizde durumlar nedir ahali? bu arada İstanbul'daki kızlar eqlesin, kıps ;) İyi geceler canım dedikodu.

bu arada böyle hitap ediyorum ama gerçekten içinden geldiği gibi yazıyorum çünkü bu sitenin olması bana güven veriyor. normalde kendimi yazarak iyi ifade edebilen biri değilimdir. sayısalcı olmamdan mütevellit kelimelerle aram pek de iyi değildir -en azından sayılara nazaran-. tanımadığım insanlara bir şeyler anlatmak yıllar önce de daha kolay geliyordu, şimdi de. ha şimdi bakınca sitede tanımadığım pek de kişi kalmamıştır, anonimlik falan hak getire ahahjs. neyse sitenin bana kattığı en güzel şeylerden biri yazı yazmak oldu. anlattığımı dinleyecek kimse olmasa bile buraya gönül rahatlığıyla yazabileceğimi biliyorum. kaldı ki buradan tanıştığım çok güzel insanlar var ve onlarla sohbetimiz hâlâ devam ediyor. İyi ki o insanlar var, iyi ki bu platform var... 💜
Sanatçı
basit bir insana değer verdikçe seni ezer. çünkü kendini vazgeçilmez sanır. kişilikli bir insan ise değer gördükçe seni yüceltir, çünkü seninle değerli olduğunu bilir.
Sanatçı
nefret olan her yere sevgiyi ekebilmemi sağla. şüphe olan her yere inanç, ümitsizlik olan her yere umut, karanlık olan her yere ışık, üzüntü olan her yere neşe götüreyim. sevgi aramaktansa sevebileyim. çünkü biz ne verirsek onu alırız.
Sanatçı
hayat bir satranç oyunu gibidir, stratejiyi iyi belirlersin, hayatına şahı sen olursun, emir verdiklerin senin vezirin olur, akıllı bir stratejiyle kimi hangi zamanda mat edeceğini iyi bilirsin, karşındakininde aklınıda hesap etmek lazım oyuna başlamadan önce, çünkü oda kendince dünyanın şahıdır....
themuallim
sa. bir tane podcast dinliyorum. konuşmacıların bahsettiği konu da şu, 2000'li yılların başında bir tane itiraf sayfası varmış onla ilgili sohbet ediyorlar. direkt bizim siteyle bağdaştırdım ve yakın geçmişe gittim, geceye de minik bir itiraf olsun, özlemişiz. hazır mısınız? bir önceki sürümü bilenler bilir, üyelik sistemi yine vardı ama paylaşım yapabilmek için zorunlu değildi, anonimbay ya da anonimbayan olarak yorum yapılabiliyordu ya da gönderi paylaşılabiliyordu. ben ikinci sınıf falanım ve özgüvensizlikte zirve bir dönemdeyim o ara. bir gönderi paylaşmıştım işte kendimce komik, okulla ilgili bir durumdu sanırım. o zamanlarda da böyle hani bir gönderi altında 600 yorum coşturulduğu zamanlar. ben gönderimi paylaştım, 3 saat oldu 5 saat oldu tık yok. nasıl bozuluyorum ama kimse bir şey yazmıyor diye. en sonunda dayanamadım, hesabımdan çıkış yapıp anonimbayan'dan "ahahhaja gerçekten mi ya" tarzı bir yorum yaptım mesajıma, sonra döndüm kendi hesabımdan teşekkür ettim bi de ajsaahsjskakskd loser'lık seviyesine bakın ya, ne gerek var böyle bir şeye kaldı ki hâlâ bazen kendi gönderilerimin altına yorum yapıp eğleniyorum kendi kendime. bu yüzden de artık radikal bir karar aldım, akıştaki tüm gönderileri beğeneceğim siz paylaşın çiçeklerim ben hepinize gülüyorum❤he bu arada şunu da ekleyeyim, neyse ki akışta kendi özelliklerimi betimleyip "tanışalım mı :)" gibi cümleler yazmamışım, o potansiyel var çünkü ahdjdl beterin beteri var arkadaşlar... kendi kendiyle kavga edenler de vardı, hepinizin farkındaydım hepinizin aldjdekal sevgiler. :*
themuallim
sa moraller bozuq, motivasyon sıfır sıfır sıfır. sorumluluklarımı devamlı erteleyip son anda tutuşuyorum. salako filminde var ya hani, salı sallanır çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perişanlıktır diye bir erteleme ve oyalama durumu alkfrlfr işte onu kendi kendime diyorum. bence sizde de öyledir, olabilir mi öyle bir şey lütfen olsun çünkü. şehirlere bombalar yağardı her gece, biz pek de bir şey yapamazdık :/
Sanatçı
sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır. sadakat erdem değildir aslında sevgiden kör olmaktır. hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat. yemin etmeden bir daha düşün. çünkü; sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.
Sos
kuru fasulye yapıyorum kaburgalı babaannem gelmiş sanki eti az olmuş diyor yok yok iyi oldu yeter ben kırmızı et sevmiyom dedim sus başka yerde söyleyip memleketin namusuyla oynamadiyor. çünkü erzincanlıysam et sevmek zorundayım 😂
Sanatçı
"bir çiçeği öleceğini bile bile dalından koparıp, yalnız benim olsun deyip kendine saklamak aşktır. bir çiçeği, yaşaması için dalında bırakmaya razı olup, onu her gün sulamak sevgidir. çiçeği dalında bırakanın hissi onu koparanınkinden daha güzeldir. çiçeğin yeri dalıdır çünkü."
Sanatçı
bırakın herkes hakettiği yerde kalsın.fazla değer verince ziyan, az verince gaddar oluyorsun. herkese karşı dengede kal çünkü ederi o kadar !
ikarus✨
az önce telefonumu 4. kez şarja taktım, bir yandan pc açık arkada sürekli bir şarkı dönüp duruyor, okuduğum kitabın kaçıncı sayfasında kaldığımı bilmiyorum çünkü uyuyakalınca kitap yataktan düşmüş, yattığım yerden masamın üzerindeki yarım kalmış kahve kupasını görebiliyorum, kolumun altında bir şey beni rahatsız ediyor, üzerimdeki battaniyeyi kaldırıp baktığımda kalimbanın üzerine yattığımı fark ediyorum, nota çıkartırken kullandığım renkli kalemin kapağını kapatmadan uyuyakaldığım için kalem üzerimdeki tişörte bulaşmış, migren atağının geleceğini hissediyorum ama ilacım bittiği için yapabileceğim tek şeyin yaradana sığınıp uyumaya çalışmak olduğunu biliyorum, boğazımda sürekli bir ağrı ve kaşınma hissi var, zaman zaman ateşim çıkıyor gibi hissediyorum ve gün içinde 3-4 kez ateşimi ölçüyorum, sonuç hel aynı;ateşim yok, benim için 23 gündür devam eden karantina böyle geçiyor, mükemmel.
dorttebirhukukcu
eeee tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıymış. dörttealtıyı görmeden mezun oldum, ailemi ardımda bırakıp bambaşka bir şehre taşındım, stajyer maaşıyla geçinmeye çabaladım, defalarca kayboldum ama yolu buldum, kendimle çok defa gurur duydum.dedim ki işte senin hayatın, tahmin edemeyeceğin kadar özgürsün ve nihayet huzurlusun. sonra pufff... 7 yıldır görmediğin lise arkadaşınla karşılaşıyorsun, arayı kapatmaya çalışırken bir bakıyorsun abayı yakmışsın. flört edip etmediğimizi bir türlü anlayamadığım 1-2 aydan sonra bir gece yarısı 'ne olacaksa olsun' diye dürten şeytandan sonra şuna benzer şeyler söyledim 'kafamı karıştırıp durma, nasıl davranmam gerektiğini düşünmekten, acabalardan yoruldum' ve ardından bütün kız gruplarına artık enişteleri olduğunu ilan ettim. sonra bir bomba daha gukkiiiii eski sevgilisi, sevmemiş, ama çok şey yaşanmış, hatta evliliğin kıyısındalarmış desem yeri , kız benimkinden ayrılmış gitmiş başkasıyla evlenmiş cart curt. hayaleti resmen peşimi bırakmıyor, karşılaştırma yapmaktan kendimi alamıyorum çünkü hissedemiyorum arkadaşlar, sevildiğimi hissedemiyorum. tam olarak ne hissetmem gerek onu da bilmiyorum ama her seni seviyorum dediğinde doğru mu acaba diye düşünmekten yorulmuş vaziyetteyim
Yepisyeni
İyi geceler. uzun bir aradan sonra iç dökmek için buradayım. aylar önce buradan zalımın oğlu diye seslendiğim kişiden bi haber aldım bugün. yeni bir şehre taşınmış, yeni yeni düzen kurmaya başlamış.
aklıma gelmesi yine gecemi zehir etti. bilmiyorum, ben onu halen atlatamadım galiba. pek kişiye de anlatamadım, kaldı öylece içimde. oysa ben kaşını ayrı kıtaya gözünü ayrı kıtaya resmetmek isterdim. mesleğinden mi bahsedecek, bana yapsın sunumunu isterdim. İçecek dertlenecek mi, benimle içsin. ne bileyim yumurta mı kıracak, çarptırdığı kap ben olayım derdim. gözünün önündeki hep ben olayım istedim, çünkü onun yüzü benim kadrajdan hiç çıkmıyor. onun yüzü en çok benim ellerime yakışırdı, benim başım da onun göğsüne. he, ama onun yanına en çok yakışacak sen miydin derseniz, orada başladı zaten problem. benimle olmak ona kıymekmış gibi geldi, kıyamadım.

ama şimdi pişmanım. sanki ne yöne yürüsem ona çıkıyormuşum gibi. hep o esmerden o esmere doğru gidiyorum. aylardır boşa nefes almışım. çektiğim havaya onun kokusu karışmazsa boşmuş. dank etti gece gece

ben ilk defa onun için değişmek istemiştim biliyor musunuz. İlk defa onu tanıyınca boş geçen tüm günlerime lanet ettim. allahım dedim, keşke muazzam bir entelektüel birikimim olsaydı da fiziksel eksikliği kapatabilseydim. karşısında tutulmasaydım, ellerim terlemeseydi. yeni doğmuşum da, ilk onu görmüşüm gibi donakalmasaydım keşke. ama kaldım işte. ve kendisinin başka bir kadına olan övgülerine tanık oldum. bu sırada kendimi tebrik de ettim. çok güzel bi adama tutulmuşum.

şimdi insanlar benim için ona benzeyenler ve benzemeyenler olarak ayrılıyor. en ufak bir ortak nokta tanışılan kişinin hanesine yetim sevindirme sevabı yazdırıyor benim kafamda

daha anlatacak bir şeyim kalmadı galiba. tek solukta yazdığım en uzun metni de buraya atıyorum.
hepinize karşılıklı sevgi dolu geceler
hipokratinyegeni
merhabalar sitenizin 2000 li yıllar türkçe pop uzmanı giriş yaptı. bugün sizinle paylaşacağım şarkı tan-yıldızlarda kayar. -da ekini bilerek öyle yazdım çünkü bu şarkının normal ismi hep böyle yazılıyordu.yani official bir yazım yanlışı kendisi. neyse işte 2008 yılında tan kardeşimiz daha önce ferdi tayfur'dan dinlemeye alışık olduğumuz bu şarkıya kendi hareketli yorumunu katarak güzel bir çıkış yakalamıştı. şu şarkıdaki giriş hala favorilerimdendir sdafdasfa

Beginnerdoctor
yeni yıla ders çalışarak girmeyi planlıyorum çünkü tıpçılık.
(herkese iyi seneler 🥳)
Forseti
bazen cesaret edemezdim adını anmaya, çünkü adınla başlayan her cümlem bir serüvene dönüşürdü a...
Yepisyeni
İyi geceler sanal arkiler
hiçbirinizi tanımıyorum ve bu bana burada rahat olma özgürlüğü veriyor. saçma sapan şeyler yazarsam bu yüzden
bu sefer de beni üzen bir davranıştan bahsetmek istiyorum

değer verdiğiniz birisi sizi kıracak bir davranışta bulunuyor. sonra siz de yapıcı olmak adına bunu iletiyorsunuz. çünkü bana göre doğrusu budur. söylenmelidir ki tekrarlanıp sizi tekrar kırmasın ve birikip istenmeyen sonuçlar doğurmasın. yahut sizi içten içten yemesin. bu sebeplerle paylaşırsınız ve nankörsün cevabını alırsınız. karşınızdaki size ne kadar değer verdiğinden, sizin için yaptıklarından, fedakarlıklarından bahseder. ve hatta lafı hani biz iyiydik, buna mı alındın'a getirir.

İşte bu davranış beni deli ediyor. evet seni seviyorum ve evet bu beni kırıyo. akşam akşam yıllar evelden söyleyemediklerim içime birikti. karanlık sokakta tek yürürken ve ayın güzelliğine hayranlık duyarken duygusallaştım

velhasılı omü dedikodu sakinleri, siz böyle yapmayın. sevenler de alınır
ve bu muhabbetin karşı cinsle olması gerekmez. arkadaşlarınız ve hatta ailenizde de içinde biriktirenler olabilir. olgunca konuşulacak insanlar olmaya çalışalım
sevgiler :)
ikarus✨
bana bi tane asistan şart. para veremem ama, yok çünkü. yol + yemek karşılarım. sigorta da yok tabi doğal olarak. arada sırada bana"hadi aslanım benim, sen yaparsın" diye gaz verecek. "kimler kimler neler başardı sen mi yapmayacaksın" diye beni yükseltecek, gerektiği anlarda araba kullanabilecek, stresli olduğum anlarda stresimi yönetmeme yardım edebilecek, haftalık programımı kontrol edebilecek, ufak tefek angarya kağıt işleriyle ilgilenebilecek, aradığımda telefonu açacak ve yazdığım mesaja en geç 15 dk içinde geri dönüş yapabilecek ... karşılık olarak sadece sonsuz sevgi ve saygı görebilir, pamuk gibi davranırım, şuan elimden başka bir şey gelmez çünkü. müracaatlar omü dedikodahsjdkdksö şaka şaka :(((((((

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)