Gamsız Baykuş
ohoo böyle kuru kuruya tebrik mi olur? değerli yazarlar, bu thor arkadaşımız hem düğüne gelmiyor hem takıdan yırtmaya çalışıyor. çeyreğimi getirene kadar bir yastıkta kocamıyorum, hadi bakalım! 😂
thor
@gamsizbaykus evlenmiş arkadaşlar. siteye yazacak vakit bulamadı henüz. ben onun adına paylaşayım sizinle. allah bir yastıkta kocatsın.
firefly
sevgilimin beni istemediğim şeylere zorlaması normal mi? herkes yapıyor, bir sen mi namuslusun diyor. ayrılınca yalvarıp barışıyor. bu işin yürümeyeceğinin farkındayım ama yeni normal buysa karşıma çıkacak diğer erkekler de baskı yapacak. sevgiliyiz sadece neden karı koca olmak zorundaymış gibi hissettirmeye çalışıyor.
Ssoryy
çalışmamayı seviyorum bu benim için bir yaşam tarzı geçende patron neden çalışmıyorsun bak iş arkadaşlarının hepsi çalışıyor dedi.önce buna bir tokat ve sonra bir tokat da elimin tersi ile.bak elinde bir araba var mesela çalışmıyor hiç mesafe katetmiyor ferari mi geçer yoksa bu arabamı diye sorsam bir şey söyleyemezsin , İşte bu tembellik ve bilinmemezlik beni çekici kılıyor dedim . çalışmayan arabayı ben ne yapayım s*ktir git deyip kovdu beni.
birgaripmatematikci
rakiplerim harıl harıl ders çalışıyor. ben sadece dersaneye gitmek dışında başka bir şey yapmıyorum. gerçi ona da doğru düzgün gidiyorum da sayılmaz. ders nasıl çalışılır bilmiyorum ve artık bilmek istiyorumm. hayır evde ders çalışayım diye masaya oturuyorum onun dışında her işle de meşgul oluyorum. beni engelleyen bir ev arkadaşım falan da yok. yalnız yaşamama rağmen ders çalışamıyorum. yardım please.
Mona lisa
bir daha gamze bir yüz kusurudur deyip karşımda uzun uzun anlatan biri olursa uçan tekme atmayı düşünüyorum. karşımdaki kişinin anlatmasını dinliyorum. uzun uzun yüzümde bir kusur olduğunu bana inandırmaya çalışıyor. cümlesi bittiğinde yıllardır yüzümde olan şeyin adını ve nasıl oluştuğunu biliyorum. evet bir kusur deyip geçiyorum.hayır böyle diyorum ama ben seviyorum ve memnunum. kimsenin ne dediği önemli değil. ama böyle olunca sinirlerimi bozmuyor değil. birde daha da ayrıntıya giriyorlar ya bitiyorum orda. sen demesen ben bunu asla öğrenemeyecektim çok teşekkür ederim demem bekleniyor. ve cümlenin sonu ama çok güzel, sana çok yakışıyor. sakın yanlış anlama demezler mi🤦‍♀️İyi niyetli olunabilir, ama az mantıklı olsalar, gelmişim 20 yaşına bunu bilmiyor olamam normal olabilir mi. bir arkadaşım ilk kez şöyle böyle diye, böyle bir konu geçtiğinde birşey demeden geçtiğinde ona bunu sormadığı için teşekkür ettim. bu şey gibi senin gözlerin mavi, senin boyun kısa, senin çok fazla kiloların var...ama sana yakışıyor vs. ya mavi göz ne kadar güzel birşey insanlara yakışıyor. ama bunu şöyle söyleyen insanlar yok var . '' mavi gözlör aslondo rengsizdörr. '' adamın gözü mavi yada değil ne fark eder. İllâ da söylemen mi lazım.çok güzel de geç. görme engelli birinden dinlediğim bir konu var, sen nasıl görme engelli oldun? doğuştan mı sonradan mı diye. İnatla öğrenmeye açıklamaya çalışıyor. bu adamın gözleri görmüyor ne fark eder önce mi sonra mı eden adamın üstüne gidiyorsun. İnsanları olduğu gibi kabul etmemiz gerektiğini anlayamıyoruz ve gereksiz üstlerine gidiyoruz. fiziksel özellikler seçilebilen birşey değil. hepimiz farklıyız, farklı özelliklerdeyiz.bizi biz yapan etkenlerden biride bu.
ikizler
mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben yorgun ve musmutluyum. yaz okulundan sonraki bir aylık yatışımın ardından bu kadar hareket halinde olmak bana müstahaktır diye düşünüyorum. öncelikle üniversitemize yeni gelen kardeşlerimize hoş geldiniz diyorum. bu üniversitede ve platformda 5. yılına giren biri olarak benden büyükler de olsa ben de kendimi bir nebze olsun yaşlanmış hissettim bak şimdi. yaşlılık sohbetlerini bir tarafa bırakayım yahu. ben bir arkadaşımı daha evlendirdim bu sene. milletin arkadaşları mı yavaş yoksa benimkiler mi çok hızlı anlamıyorum. beraber finalleri, vizeleri çalıştığımız, oda komşum olan adamlar bir bir evleniyor. bu sefer de samsuna gelmeden önce düğün için ankaradaydım. sabah erken indim, hem rahat rahat düğüne katılırım hem de biraz gezerim ankarada diye. biraz bir camiye girdim uzanıp dinlendim. allahın evlerinin kimsesiz olduğumuz zamanlarda kimsemiz olması çok hoşuma gidiyor. ondan sonra bir kahvaltı yaptım. sonra anıtkabire gittim. anıtkabirin her yeri japon dolu. kendimi yabancı bir ülkeye gelmiş gibi hissettim. türkçe konuşan azdı. bu durum şaşırttı beni. türk milletinin atasını ziyaret için geç saatleri beklemesi tuhaf bence. atatürkü ziyaret ettikten sonra dedim ki kızılaya geçeyim. orada çok güzel kitapçılar var. daha önce bir defa gitmiştim. arkadaşlarım kollarımdan tutup çıkarmışlardı beni remzi kitapevinden biz buraya kitapçı gezmeye mi geldik diye. bu sefer de otobüse binip kızılaya geçecekken arkadaşlar aldı arabayla düğüne geçtik erkenden. düğünden sonra tekrar bindik arabalara ve indim samsuna. o kadar özlemişim ki bu şehri. artık memleketim burasıymış gibi. nasıl özlemeyeyim ki. aşık olduğum, gezgin gibi bir dosta sahip olduğum. denizinden ormanlarına, havasından yollarına kadar benim olan bir şehir. bu sene yeni bir yurtta kalıyorum ben. güzel sanatlar kampüsünde üniversitemiz bir erkek yurdu açmış. ben de tesadüf eseri fark ettim. yaz okulunda başvurmuştum ve bir arkadaşımla beraber çıktı. ben çok sevdim burayı. hem ilkadımdaki çay ocaklarıma yakın, hem üniversiteye yakın. her yer bir gezgin uzaklığında :) 3 gündür eşyalarımı taşımak, eksik olan şeyleri almak, okuldaki işlerimi halletmekle uğraştım. ve dün gece 3 aydan daha fazla zamandır kendisinden ayrı kaldığım yarimle buluştum. o kadar çok özlemişim ki onu. İnsanın birini özlemesi kadar güzel bir şey varsa özlediğine kavuşabilmesi. bunu nasıl kelimelere dökebilirim nasıl anlatabilirim bilmiyorum. sevdiğinizin gözlerini öylesine izleyebilmenin mutluluğunu başka ne verebilir ki şu dünyada. İnanın ki bilmiyorum. o anların her saniyesini romanlar dolusu yazmak isterdim. ama aşk insanda unutkanlığa yol açıyor. bildiğinizi de unutuyorsunuz bir tek o kalıyor geriye. güzel sevin, güzel sevilin dostlarım. hayat aşkla çok daha başka güzel. normalde 4-5 yazıya sığdıracağım şeyleri tek yazıya sığdırmaya çalıştım. çok da uzattım farkındayım. ne yapayım yahu. dostlarımla muhabbet etmeyi seviyorum. hem de en son yazısını uzunca bir zaman önce yazmış olan bir ikizler olarak biraz da hakkım var sanki. gecenize bir fotoğraf bırakarak iyi geceler diyeyim dostlarım. bu fotoğraftaki radyo yarimin bana dün gece hediye ettiği radyo. o kadar güzel bir şey ki. elektrikle ve şarjla çalışıyor. fm özelliğinin yanında usb, sd card ve aux bağlantılarını da desteklemesiyle müzik zevkini doruklara çıkarıyor. tam hayallerimdeki gibi bir radyo. ve hayallerimdeki radyonun hayallerimdeki aşkım tarafından bana hediye edilmesi de muhteşem bir şey. odamda tek olduğum an açıyorum dinliyorum radyomu. bir yere gittiğimde de götürebilirim. yarimin hayatımın her gecesinde olduğu günlerde onunla dinleriz saatlerce. muhteşem bir şey. diğeri de fotoğraf makinem. hareketli dünyadaki zamanı durdurma aletim. aynasız olmasından dolayı o da her yere gelebiliyor benle. bir sürü güzel fotoğraflar çekiyorum onunla. radyom, fotoğraf makinem ve gezginim. 3 dostum var artık benim. geceniz bu fotoğraf kadar güzel geçsin dostlarım... :)
kdrgnc16
arkadaşlar merhaba. ben kız arkadaşım için güzel bir evlilik teklifi düşünüyorum. beni 2 haftadır resim sergisine götürmeye çalışıyor fakat ilgim ve alakam olmadığı için içimden pek gitmek gelmiyor. ama evlilik teklifini tam olarak burda yapmak istiyorum. resim sergisinde. kısaca anlatayım. İlk olarak güzel sanatlarda okuyan arkadaşımız varsa benimle iletişime geçmesini istiyorum. resim sergisine girdiğimizde en sondaki resime ''benimle evlenir misin? '' yazdırmayı düşünüyorum. tabikide sonuna adını ve tuvalin kenarında kurdale ile sarkan bir yüzük olacak. bütün sergiyi gezdikten sonra sonuncu resimde anlamasını istiyorum. o yüzden böyle birşey düşündüm. sizce nasıl olur ?
Eleni
teneffüs zili çalmış, 6. dersin başlamasına istemsizce 10 dakikadan az bir süre var. koridorlarda okul üniformalı kişiler arasında yapılan goygoylar, masa altında veyahut çantası olanların çantasında birkaç teneffüs öncesinde alınmış yenilmeyi bekleyen yiyecekler. teneffüs zili kadar karınlar da zil çalıyor, susuzluktan diller damağa yapışmış durumda ama ağzına su çalan yok. goygoyun sona ermesine sayılı dakikalar, yavaşça koşuşturulan koridorlardan sınıflara doğru bir yönelme oluyor. kravatı şaka niyetine çekip hızına hız katanlar ve sınıfın kapısına geldiğinde frenlemek için ayağını kullanarak sürtünme enerjisinin varlığından faydalanıp durmaya çalışanlar. ders zili çalıyor, üniformalı şahıslar koridorda yarım kalan goygoylarına öğretmenler zili çalana kadar devam edip bir sonuca varma peşinde. zaman gittikçe azalıyor, azalsa da vakit bir türlü geçmiyor. öğretmenler zili çaldı, goygoylar düşünüldüğünden de uzun, çeneler bir o kadar düşük. hoca içeri giriyor lakin haylaz mahlukatlar ayağa kalkmaya tenezzül etmiyor. bıyıklı bey amca bu durumlara aşina olduğu için alışkın, sesini çıkarmıyor. çıkarsa da ses tonu normal bir frekansı geçmiyor. öğrenciler aç, susuz. açlık ve susuzluğu çeneleri ile dizginleme peşindeler. hoca durumun farkında( bir şeyler yap!) bir şey yapmamayı tercih ediyor. ders anlatmaya çalışıyor bizim bıyıklı, üniformalıların aklı bir karış havada. ringe dönüşüyor sınıf, pes ediyor bıyıklı. öğrenciler kendi hallerinde, cam kenarında oturanların gözü aydınlıktan yoksun kararmış havayı süzüyor. hepsi bir ışık peşinde. vakit geçmeden geçiyor, sayılı dakikalar. üniformalılar sabırsızlıkla yiyeceklerini, içeceklerini ortaya çıkarıyor. sınıfı saran yemek kokuları.( İmam bekletme müminleri.) birkaç saniye direnme peşinde imam, su içecek galiba derken "allah-u ekber, allah-u ekber.." frank. oruçlar açılıyor.
Eleni
kesiksiz uyuyanlara özeniyorum. rahatsız, bölük bölük uykulara sahibim. aynı zamanda çok uzun uykulara ama konu bu değil, konu öğretmenlik frank. bazen düşünüyorum da öğretmen olasım var. tüm öğrenciler tarafından sevilen bir öğretmen. çünkü inancım beni arkadaşlık ilişkisi ile birleşen öğretmenlerin daha çok sevildiği tezine sürüklüyor. ben öyleydim mesela; en başarılı olduğum dersler hep sevdiğim öğretmenlerin dersiydi. çoğunun iyi niyeti suiistimal edilir, ardından bir canavar doğardı. sonrasında “iyi niyetli olmak yaramıyor size.” cümleleri ve hemen ardından gelen masaya çarpmış yumruklar. yaramaz öğrencilerin çoğu sorunları olan öğrencilerdi, lakin odak merkezini hep sınıfın en çalışkanı sahiplenirdi. tüm öğretmenler ona yönelir, bizi 2. plana atarlardı, belki de 3. 5. 6. planlara. bunun aksi tavırlarını sergileyen hocaları hep garipsedim, alışılmamış bir hissiyatti. bir kadın öğretmenim vardı, tüm sorunlarımı göz ardı eden tek bir öğretmen. İyi niyetini istesem de suiistimal edemezdim, yanımda gibiydi. sarılışı vardı bir defasında, kötü olduğum bir anda hem de. bu sınıfta eleni’yi(ewt bni .s) ayrı seviyorum diyerek içten bir sarılışı, benim ise durumun şoku ile kendimi ondan uzaklaştırıp geri çekişim.(lez msn lan?) tabii hemen ardından gelen bir pişmanlığı yok saymamalıyım. İçten, şefkat doluydu ama ihtiyacım yoktu buna. sonrasında sınıf içi çok konuşulmuştu, “okulda hiçbir hocaya sevdiremedik kendimizi afghsjkldşs.” dedikçe söylenen “öyle dme o karı sni sefio.” söyleşileri. benim ise daha çok uzaklaşmam. karışık mevzulardı. zaman geçtikçe dersi sevdiren bir hareketin sahip olduğu bir mevzu. doğru. sonrasında o derste başarılı oldum, nedeni ise inek gibi çalışıyor olmam değil de(ki işm olms.) 5 saniyelik bir sarılmaydı. İhtiyacım olan sevgi pıtırcıklığıydı demek ki. bu yüzden arada bir öğretmen olasım geliyor, sonrasında geçiyor. geçmediği zamanlar daha fazla ama çizildi artık bir şeyler.
maestro
kendini topluma entegre edebilmek için belirli bir geliri şart gören herkes ders çalışıyor. yaşasın tam bağımsız beleşçilik
azeriboy
bugün dolmuşta bir rus kız müsait bir yerde inebilirmiyim dedi yabancı sonuçta bir kelimesinden belli oluyordu önümde oturan iki tesettürlü bacımız başladı gülmeye. kız senin dilini öğrenmeye çalışıyor düzgün yanlış konuşmaya çalışıyor bunda gülünecek ne var anlamadım bu olaya sinirlendim açıkcası. otursan konuşmaya allah bismillah islam ümmet ahlak sayar durur zahiren tesettüre büründüğünüz kadar dahilen de bürüne bilseniz harika olur. yabancı filozoff:..

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)