Mona lisa
eşyalarımızı, elbiselerimizi gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? onları sık sık değiştirmek isteyişimiz bundan kaynaklanıyor olabilir mi? biz istediğimiz kişi olabilmek için önce dış görünüşümüzü düzeltmeye çalışıyoruz. olmak istediğimiz tarzda olmaya çalışıyoruz. onlardan asla vazgeçemiyoruz. hatta benzemek istediğimiz insanların kıyafetlerinden alıyoruz, onun gibi giyiniyoruz vs. (özellikle ünlülerden) örneğin; takım elbiseli bir adam gördüğümüzde ciddiyet ve resmiyet anımsatır. ama deri ceketli salaş giyinmiş elinde kask olan birini gördüğümüz de daha rahat bir insan olduğunu düşünebiliriz.kıyafetler aslında sözsüz iletişim aracıdır. büyük ön yargılara rastlarız çoğu zaman. hepimizin hayatında tanıştıktan sonra '' ya aslında hiç düşündüğüm gibi biri değilmiş...''dediğimiz çok olmuştur. kıyafetler insanlar üzerinde etki yaratıyor. siyah oje, siyah ruj sevmediği halde dışardan istediği tarz bir insan gibi gözükmek için siyah oje süren siyah ruj süren insanlar gördü bu gözler.ya da bir ortama girmek için olmadığı biri gibi giyinip, olmadığı biri gibi davranmak gibi.bunlar tabi ki şahsi fikrim ...
Sümsük
dolmakla ilgisi var. bardak taşmalı ki verecek birşeyin olsun. önce kendin suya kanmalısın. bahsettiğim şey bilgi ve yaşam doyumudur. gezip görmek para ezmek önemli fakat asıl doyumu getiren hissi yeterlilik diplomasını alabilmekle ilgili. bu nedir derseniz yaşamınızın toplam zamanının en az yüzde ellisini acı hissiyatı, yüzde on beşini gülme ve geri kalan otuzbeşlik kısmınıda uyuyarak geçirmeniz anlamına gelir. yemekleri ne ara yemeli derseniz bir yandan acı çekerken bir yandan çorbanızı için(acılı mercimek çorbası mmm enfes). hissi doyum öyle bir noktaya gelmeliki şahsında bulunan her su birikintisinin en derinlerine dalıp hayatındaki saçmalığın kaynağını bulman ve onu köfte yapıp yemen gerekiyor. sucukta olabilir kafanıza göre takılın. hani birgün oktay ustada çay içmek yerine paltomu sırtıma giyip(paltom yok yalnız) ağzımda bir sigara (sigarayı çoktan bıraktım) sırtımı güneşe dönerek ölümü beklemeyi, karizmanın dibine vurmuş bir halde başım gökyüzünde, gökyüzü göğsümde, göğsümde büyüyen güneş paltomun üstünde parlarken ölmeyi çok isterdim. çok şekil olurdu be ama ben yine çay içeceğim. güneşli geceler dilerim.
Le Petit Mami
mami ve alıntı serisi bölüm 1 :

" her gün birlikte olmak gereksinimi duymaksızın yeni dostlar ediniriz. papaz okullarında olduğu gibi her zaman aynı insanları görürsek onları yaşamımızın bir parçası sayarız ve onlar da yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. biz görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar , canları sıkılır. çünkü efendim herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. ne var ki hiç kimse kendi kendisinin hayatını nasıl yaşaması gerektiğini bilmez. tıpkı şu, düşleri gerçeğe dönüştüremediği halde düş yorumculuğuna kalkışan cadı gibi."
iyikalplipsikopat
sadece 1 hafta icinde olumle azicik daha yasam arasindaki ince cizgide secim yapacagim

okuldaki ders secimlerini geciktirdim, dilekce yazdim ve birazda torpille hallolmasini bekliyorum, mahkeme sikintisi yetmedi simdide bu acildi basima

sona geliyorum bunu hissediyorum, okul ve mahkemeden olumlu sonuc ciksa bile kredim yatmadigi andan itibaren hayatim boka saracak, yani ha 1 hafta ha 3 ay farketmeyecek

sona yaklasiyorum hicbir sey yasamadan gezmeden gormeden asik olmadan sanata dair bir seyler uretemeden uzun uzun okuyamadan eglenemeden aynaya bakip mutlu olamadan..

keder, ofke, nefret, sapik dusunceler, uyumsuzluk, depresyon, halsizlik..son 4 yilin gecen yazki 3 aylik donemi haric ozeti bu.daha kotu gunler kapida.ulke krizde, okul uzayacak, issizlik tavan, aile durumu her gecen gum dahada boktan, psikolojim 0 ve kalkip bir bardak su icmeye bile usenen, 0 umut 0 yasam enerjisi kalmis bir halde curuyen bir haldeyim.bu agirligin verdigi acidan, zayif ve gucsuz olmaktan, sadece itaat etmekten oyle biktim ki hayatimi bundan kurtulmak icin harcayabilirim

son 4 yildir bir umut yasadigim hayatta hic umut kalmadigini anliyorum sonsuza kadar boyle kalacagimi hicbir seyin duzelmeyecegini anliyorum.hicbir zaman normal olamayacagim, sevdiklerimi mutlu edemeyecegim ve hicbir hayalimde gerceklesmeyecek.bir serikatil, psikopat, ruh hastasi olup baskalarina dert olmaktansa sesszce gocup gitmekten daha mantikli bir sey goremiyorum.

yolculuk yakinda sona ericek gibi gorunuyor bundan daha iyisi olmaliydim, olamadim, 2010 un ekim-kasim aylarindan beri beri tam 9 yilda yavas yavas curudum yavas yavas mahvoldum tum umutlarim hayallerim kimligim yavas yavas eridi, degistim bittim ve iste bu haldeyim

artik intikam ofke kan istemiyorum olum dosegindeki bir ihtiyar gibi tum isiklarin sonmesini istiyorum ve bunun 1 yildan daha kisa sure icinde olacagina eminim
Zeze
bazen öyle olmadığımı bildiğim halde, tam da öyleymiş gibi davrandığım oluyor. kendimi hayatın içinde ele vermeyeceğim diye ucundan kıyısından ele verdiklerim daha fazla oluyor. tanınmak, anlaşılmak istemediğim halde kendimi tanıttığım, anlatmaya çalıştığım oluyor. sonuçlar değişmese de sebeplerle mücadelem hiç bitmiyor. sebeple yaşarız demiştim tolstoy’a. yaşamak istediğim sebepler ortadan kalkıyor. yoruluyorum. yaşamamın temel sebebi nefes, bana zor geliyor. peki ey yaşamamın diğer sebepleri, ben boğulurken neden biriniz beni boğazımdan dünyaya bağlayan pamuk ipliğini kesmiyorsunuz ? benim nefesim sizin ölümünüz mü olacak ?
ikarus✨
bir arkadaşım var, sürekli iletişim halinde değiliz ama garip bir şekilde ne zaman canım sıkkın olsa bundan hiç bahsetmediğim ve bilmediği halde bana "iyi misin, her şey yolunda mı" diye mesaj atıyor. bu akşam yine aynısı oldu ve bu sefer "nasıl olduğunu, nasıl hissettiğini senden başka bilen var mı?" diye bir soru sordu. açıkcası bu soru bende soğuk duş etkisi yaptı. çok doğru ve mantıklı bir soru. düşünmeye başladım, nasıl olduğumu gerçekten benden başka bilen biri var mıydı...
ladylazarus
hayatını bok çukuruna çevirip orada debelenirken etrafındaki insanları suçlayan, hiçbir engeli olmadığı halde nasıl yaşamak istediğine ve bu yaşama kimleri dahil etmek istediğine karar veremeyecek kadar aptal olan insanları bir uçağa tıkıp ilk benim keşfetmiş olacağım bir adaya düşürmek istiyorum. cannibal holocaust !

yersiz öfkemin sebeplerinden biri de maus çizgi romanını hiçbir yerde bulamıyor oluşum. adını hiç duymadığım iki siteden sipariş ettim ve bir tanesi bir süre sonra siparişimi iptal etti. umarım diğerinden de aynı sonucu almam. şu yaşamdan tek isteğim bir çizgi roman fakat bulamıyorum ha ? bir de yılbaşında geekyapar' daki pickle rick figüründen istiyorum. dear santa !

yeniden örgüye sardım, kendime bir minnoşluk yapıp atkı öreceğim. bu şarkı da kendisine atkı örmemi bekleyen gelecekteki uzaylı sevgilime ve aptallara gelsin, iyi geceler dedikodu ailesi


alien
neyse aradan uzun süren bir kaç saat sonra gelecekten varagelen heyecanın çemkirmesi sonucu bu halde insanlar bence. gitsin de gelmesin ayrılık hiç demiş bir şair, şairane tavrıyla sıçırtışmış her seferinde buzları eriten dağ makinaları misali. yani anladınız mı. oha aklıma gelen ilk şeyleri yazmaya çalışıuoyo m t makina sırf bnu yüzden ohaa askjhdgasd çok eğlenceli bence siz de yapmalısınız. aklınıza gelen ilk kelimelerden cümleler oluşturun.

dipnot
iyikalplipsikopat
psikopatligi hissetmek

son 1 haftadir yasamdan umudumu kestim ve ileride hicbir sey olamayacagima hicbir seyin duzelmeyip tam tersine daha kotu gunlerin gelecegine her sey duzelse bile normal insanlarin yasam istenci seviyesine ulasmayacagima ikna oldum

umutlarimi kaybedince geriye ofkem nefretim ve sadistligim kaliyor

ben bir ustinsanim ve digerleri benden cok daha asagida olan canlilarmis gibi dusunuyorum bu yuzden baskalarinin olumu, oldurme fikri aslanin geyigi, insanin sinegi oldurdugunde pismanlik duymamasi gibi bir dusunce haline geliyor

zavalli hayatim katlanarak daha boktan hale geliyor daha deli baba daha cok yipranan anne odasindan cikmayan kardes ve hicbir seyi umursamayan gece uyurken sabah uyanmamayi dileyen ben

dongu suruyor ama her defasindq dahada zorlaniyor, once depresyon ve umitsizlik sonra bazi olumlu seyler ve bir parca umut, ardindan yine olumsuzluklar yine umutsuzluklar vs

yillardir ot gibi yasadigim eglenmedigim gezmedigim yillardan dolayi icimde birikmis bir eglenme istegi, bastirilmis duygular, ailemin zavalli hali ve onlari kurtarma sorumlulugum, buyudugum ortamdan yillardir gordugum fiziksel-psikolojik siddetten kaynaklanan icimdeki iskence, hukmetme istahi ve curumus komik hale gelmis umutlarim hayallerim.hepsi dongu icinde tekerlek durana kadar donuyor hurda araba sallana sallana gidiyor ama nereye kadar?umutlarimda sevdiklerimde gozlerimin onunde curuyor bende curuyen bir halde onlari izliyor ama hicbir sey yapamayan pes etmis bir haldeyim ve bu gucsuzluk nefreti sadistligi intikam istahini beraberinde getiriyor.tanri olup dunyayi defalarca yok etsem nefret ettiklerime defalarca iskence etsem etsem diriltsem bile doymayacak bir istah.ama dedigim gibi nereye kadar?
gulmeksanayakisiyor
ayrılıklar neden hep acıdır. ben neden bu kadar çok duygusal bir insanım. mutluyken bile ağlayabiliyorum. bir erkek için çok fazla okadar hassas bir yapıya sahibim ki bir insanı uzdugumde kirdigimda kendime kızıp oturup ağlıyorum. daha önce kız arkadaşım ile üniversite bittikten sonra memleketime döndüm. o gün o dönüşte okadar çok ağladım ki , birbirimizi çok özlüyorduk. ben onun yanına her gitmem de heyecandan yerimde duramıyorum. 2,3 gün beraber vakit geçirdikten otobüs saati yaklaştıkça bir anda gözümden yaş akmaya başlıyordu. hep onunla meydandan servise binip onu eve gonderiyodum. çünkü o ben ağladıkça daha çok üzülür diye. otogara gidene kadar ağlayan gözler otogara gidince ilk işi yüzünü yıkayıp onu aramakti. üzülmesin ben iyiyim diye beraber vakit geçirirken komik anlarla güldürmeye çalışırdık birbirimizi. kendi erkek kardeşimin yanina gidiyorum . onunla ayrılırken bile sebepsizce dökülüyor yaşlar. simdi evimdeyim. İki yıllık bir iliskim bitti. bilmiyorum o şimdi ne halde ben her gün onunla yaşadığım günlerin özlemiyle evde tek basima kaldıkça yasadigimin yalnızlığın kendimi ne kadar yıprattı gini düşünüyorum. öyle bir sevinki sevmenin elini tutarak değil onun için en özel yerinizi ona armağan edecek kadar sevin. İşte belki de insan bu yüzden sevmeye korkuyor. konu kaybedip yalnız kalmaksa bir gün ayrı dusucegiz . onu düşünmek bile ağlamak için bi sebep. burada olmasa icimdekilerini anlatacak biri yoktu.
Police in Wonderland
ne yaparsam yapayım ruhsar’ın jeneriğindeki dış sesin söylediği ”trikotajla hiçbir ilgisi olmadığı halde sürekli ağ ören kader yine ağlarını örmüştü” cümlesini aşamıyorum.
iyikalplipsikopat

artik kendimi biliyorum

3.5-4 saattir annem ve kiz kardesimle sohbete daldim.hayatin gercekleri gelecek egitim meslek para vs ama hayir bunlar etkilemedi kiz kardesimin bu tembel uyusuk ve hicbir seyi onemsemeyen halinin kendi keyfinden degil babamdan kaynakli oldugunu ogrenmek, annemin ve kizkardesimin eriyen bir halde oldugunu gormek etkiledi.gozlerimin onunde yavas yavas ruhen ve fiziksel olarak olduklerini gormek etkiledi.ugradiklari iskenceyi anlamak acilarini hissetmek etkiledi.annemin gecmiste ugradigi zulmleri haksizliklari fiziksel/zihinsel iskenceleri anlatmasi etkiledi.vicdanimdaki o sizlanmayi hissettim ve bu bana hayatta aradigim amaci anlami bunlarla ilgili motivasyonu sagladi

artik kendimi biliyorum.artik bir kimligim var ruhum var.

kadinlar tarafindan yetistirildim kadin gunlerindeki erkek cocuguydum onlarin konusmalarini dinleyen daima uslu kavgadan uzak utangac saf bir cocuk oldum.aileme sevdiklerime simarir kosar komik yuzler hareketler yapar guler ve guldurmeye calisirdim.

bunlar disinda hayatim boyunca zorbalar tarafindan ezildim.nadiren onlarin arkadasi olup onlarin korumasinda olsamda cogunlukla onlar tarafindan asagilandim ezildim itaat etmeye zorlandim.14 yasindan beri bir aptal ve beceriksiz olduguma inandirildim.bir hayvan gibi tembel itaatkar hale geldim.sadece kactim korktum hayal kurdum.kaba saygisiz yuzsuz insanlardan nefret eder oldum

hicbir zaman bencil olmadim egoist ve havali olmadim.saf iyi cocuktum.kendisini en cok ezenlere bile iyilik yapan cocuktum.12 yasimda ailevi sikintilari 14 yasimdaysa her gunu iskence olan 1 yillik okul ile kimlik karmasasini yasadim asagilik kompleksinide yukseklik kompleksinide doruklarda yasadim.8 yasinda cocugu kendimden daha guclu daha ustun gordugumde oldu kendimi insanligin efendisi gibi gordugumde tum kurtulma cabalarim bosuna oldu tum calisma duzen getirme cabalarim max 1 hafta dayanabildi cunku motivasyonum yoktu benim icin hayat onemsizdi cunku ben onemsizdim.cunku ortada ben yoktu itaatkar tembek zavalli ezik bir hayvan vardi

artik kendimi biliyorum.zorbalikla ezilen iskence goren can cekisen eglenemeyen para sikintisi ceken sevdiklerimi dostlarimi kurtarmaliyim.onlara aci cektirenlere hayal edemeyecekleri acilari vermeliyim.hayir konu psikopatliksa sadistlikse sinirlar yok ahlak yok vicdan yok olamaz olmamali olmayacak.hicbiri umrumda degil kotu insanin aci cekmesinin tek yolu cocugunun gozu onunde olmesiyse eger cocugunu ona elleriyle oldurtmeliyim delirtmeliyim gozlerini her kapadiklarinda her yalniz kaldiklarinda onlara o acilari tattirmaliyim.vicdan ve sevgi sadece iyilere sevdiklerime zorba olmayanlara kaba olmayanlara var kalani kadin cocuk farketmeksizin sabun olsun eritilsin bombalansin uzuvlari koparilsin umrumda degil gram vicdan hissetmiyorum

hayvan gibi zavallica yasadigim bunca senede en degerli seye sahip oldum.guclu bir iradeye.insanlarin ask doktorlari psikologlari ogut veren hocalari oldum korkularimi yendim kuruntularimi alt ettim tabularimi astim.en degerli seye sahibim ayagimin ucunda her gun dahada buyuyen sihirli elmasa sahip asami artik elime aliyorum artik gucluyum artik bir kimlige ruha sahibim

kendimi asla birakmayacagim kendimi 7-8 yildir yaptigim gibi asla salmayacagim.ben sevgi dolu fakirlere zenginlik ezilenlerinse intikamiyim.yillarca ezilenin gecirdigi acimasiz cinnetim ben, intikamlarini en acimasizca alan olacagim.her seyin en iyisine en luksune sahip tutkularini sehvetini tum icinde kalanlari yasayamadiklarini en iyi doyuran biri olacagim.ben buyum ben artik kendimim kendimdeyim.

karakterimi ve arzularimi belirledim artik bir ruha sahibim.iyi biriyim yardim eder iyilik yaparim ama ayni zamanda hak edene gercekten ve gercekten hak edene affedilemez olana psikopatim.sanatci olmak hissettiklerimi hissetirmek veya psikolog olmak herkesin derdine care olmak falan isterdim eskiden ama artik biliyorum hepsinden oteyim bir ustinsanim yillarca izlemis empati yapmis erdemleri sorgulamis kendini yenmis biriyim asla siradan olamayacak kadar siradanliktan cok otedeyim kendimi biliyorum artik bir ruha sahibim
ikizler
tüm gün boyunca yakıp kavurdu güneşin sıcağı yaz okuluna gelmiş şu kulları. evet. ben de yaz okuluna geldim. hem de ihtiyacım olmadığı halde geldim. bazı nedenlerim var tabi kendime göre. ama bu nedenlerden en büyüklerinden biri bu şehri gerçekten sevmem ve kendimi burada gerçekten iyi ve özgür hissetmem. her gün iyi ki de gelmişim diyorum zaten. ders bitip yurduma doğru yol aldığımda da tekrar kurdum bu cümleyi. geldim yurduma. yemeğimi yedim. sonra yine yapmayı sevdiğim şeylerden biri olan yemek sonrası yemekhane penceresinin önüne oturup öyle samsunu ve denizi izledim sessizce. ben öyle otururken bulutlar geldi, önce güneşi kapattılar sonra gökyüzünü kapladılar. ardından incecik bir sağanak boşalttılar ferahlamaya hasret şehrin üzerine. ben de bu fırsat deyip odama indim giyinip çıktım dışarı. ama yaz yağmuru. kısacık sürdü. olsun, hiç olmazsa ferahlamış yollarda yürümenin zevki bana kalmıştı. baya yürüdüm sokaklarda, çarşıda, meydanda. öylesine yürürken aklıma ne zamandır bir kitapçıya gitmek istediğim ama bir türlü gidemediğim geldi. ben de rotayı meydandaki d&r ye çevirdim. bu yaz okulunda hiç uğramamıştım. bana da çok iyi geldi hem. yeni çıkanları kurcaladım, eski olanlara defalarca bakmama rağmen bir kere daha baktım ilk defa bakıyormuş gibi. en son da dergiler bölümüne geldim. beni tanıyanlar bilir. kafkaokur dergisini pek bi severdim ben. uzun zamandır almayı bırakmıştım dergiyi. çizgilerini bozduklarını düşündüğüm için. artık hoşuma pek gitmiyordu dergi. eski tadı kalmamış gibiydi. ama bugün görünce tekrardan, dayanamadım aldım ben de. kararımdan vazgeçmeyeyim diye de gittim hemen ödedim parasını ve çıktım oradan. geldim bir çay ocağına söyledim açık, süzgeçli çayımı. açtım dergiyi göz attım şöyle. bazı sayfalar tanıdık geldi. çok sevindim onları görünce. eski dostumdu sanki. bazılarını yeni gibi görüp yadırgadım. daha yabancıyım onlara. bu yaşlanmanın bir alameti mi acaba. yeniye karşı yabancılık. sanmam. bence benim yabancılık çektiğim yenilik değil, haz aldığım şeylerin yerlerini gereksiz yere doldurmaya çalışanlara öfke. neyse yahu. benim yine öylesine yazasım geldi işte. bir ikizlerin çenesini tutumaması ve ona da tutulmamasını istemesi. hepinize mutlu geceler dostlarım. efil efil esen gecede tek sıcacık şey kalbiniz olsun...
ahmetdemir
herkese merhaba. dün(15.05.18) metro turizm'in 523423 sefer numaralı aracı ile samsun'dan sakarya'ya gelen; adının kübra olduğunu, ve 19 mayıs üniversitesinde öğrenci olduğunu öğrendiğim, hiç tanımadığı halde yanında oturan çocuğu yolculuk boyunca kucağında yatıran, zaman zaman da yan koltuktaki çocuk ile de ilgilenen hanım hanımcık olan, o kadını arıyorum bu yazıyı görmesini sağlar mısınız??
iyikalplipsikopat
adim adim sona, asama asama degisime

inanilmaz bir kimlik bunalimi yasiyorum ve bu durumdan oylesine yoruldum ki artik yasamak zor geliyor bedenimi hareket ettirmek yemek yemek su icmek hicbirini istemiyorum bu yorgunluk gectigindeyse degisen karakterim ortaya cikiyor

her seyi kendimi insanlari var olan her seyi zavalli ezik gulunc ve sahte goruyorum bunlardan ayri olaraksa bambaska biri oldugunu hayal ediyorum bambaska gorunmek her seyimi degistirmek konustugum dilden gorunusume kadar tam bir kotu adam olmak..icimdeki sadistlgi disa vurmak istiyorum insanlarin benden korkmasini karsimda diz cokmesini benimse onlarla alay ettigimi onlarin hayatini yerdeki sakiz gibi degersiz gordugumu falan.sadist sapik acimasiz ve cok guclu olmak..bu hayal istege bile donusebiliyor bazen

ama gercek dunyaya dondgumde hayal kirikligi goruyorum gerceklerke barismaya calistim ve sonc bu.hicbir sey tat vermiyor yasam agir bir yuk ve pes etmek istiyorum gozlerim gormesin kulaklarm duymasin aklim sussun bedenim calismayi durdursun sonsuza kadar yok olayim.yeni bir gune uyanmak istemiyorum

her seyde basarisizim her seyde basarisiz olacagim tipki gecmisim gibi gelecegimde hayal kirikligi olacak cabalama dusuncem bile komik kucuk bir karincanin uzerine gelen tekerlegi durduramayacak olmasi gibi o karinca kadar zavalliyim ve o koca tekerlek beni ezecek.tum heves arzu umutlarimi kaybettim odamdan cikmak istemiyorum kafami ekrana bakipta uyusturarak gercek dunyadan uzaklasmaktan baska yaptigim bir sey yok ancak bu sekilde yasayabiliyorum.her hareketim her seyim zavalli ezik sonuk cirkin.ve bundan nefret ediyorum.baskalarinin ezikligini fakirligini zavalliligini gormek beni ancak bunlar mutlu edebilirler ancak boyle guclu hissedebilirim diye dusunuyorum ama buda yetersiz.ben yasamin kendisini istemiyorum her sey yasamdaki her sey bir hayal kirikligi ve daha fazla hayal kirikligi istemiyorum.artik oylesine sessizlestim ki kafamin icinde bunlari bile sorgulamiyorum artik bundan suphe etmiyorum bunu sorgulamiyorum bundan eminim.yasam bir iskence bir savas bir kosusturma ve ben cok yorgunum cok umursamazim.tum bunlarin ustune birde ramazan geliyor.

kavurucu sicak pide kuyrugu evdeki bagiris cagirislar..zavalli ezik bir cocuk gibi yere kivrilip elleriyle kulaklarini tikayip aglayan sizlanan bir halde olmaktan biktim.iste bu beni ofkelendiriyor vahset istiyorum elime bir minigun almak ve yolda yururken insanlari taramak yaslari gorunusleri hicbir seyleri umrumda degil sadece ölsunler hemen ardindansa ayni seyi kendime yapmak istiyorum insanlar benimle birlikte ölsunler istiyorum.

yasama baglanabilmem icin ya aniden cok buyuk bir servete ya da dogaustu bir guce sahip olmam gerek.ancak baskalarini aciz ve zavalli gordugumde kendimi guclu, ozgur hissedebilirim ve ancak kendimi guclu ve ozgur hissettigimde hayata baglanabilirim.zavalli zayif bir koleyim tum hayatim hayal kirikligi ve sonsuza kadar hayal kirikliklari yasamakla lanetlenmisim
iyikalplipsikopat
zorlanarak donen disli
ucu ucuna suren duzen

evet asagi yukari 45 gun sonra birazdan okula gidecegim.insanlarin yuzune bakacak, tum bu duzeni devam ettirecek umutsuzluk icinde pes etmis tembellikten curumus, hicbir yasam gayesi, amaci, arzusu kalmamis olaylara neredeyse hicbir tepki vermeyecek hale gelen bir halde gidecegim

ofke korku arzu olmadan yasam anlamli midir?her seye karsi bir yorgunluk hissederken yasam olasi ve yasanilabilir midir?

hayir hayir aksiyon istemiyorum insanlarla diyalog kurmak normalmis gibi davranmak o kadar zor ki
bu duzen artik islemiyor bu cark artik cok zorlanarak donuyor.iste az bir surem kaldi okul uzayacak calismam gerekicek insanlarin arasindaki sorunlu nefret dolu biri ne kadar dayanabilir en son gunde 12 saat kole gibi calisip gunluk 25 lira aldigim 8 gunluk surecunde sonunda agir uyku hapi almistim intihar icin.

nasil mi hissediyorum?hayir ofke degil nefrrt degil korku degil sadece yorgunluk.gozlerim kapansin ve hic acilmasin her sey silinip gitsin tum sesler bitsin tum arzum bitsin hislerim ihtiyaclarim her seyim yok olayim evrene karisayim ve son bulayim

yasim 21 ve simdiden yasama karsi 91 yasindaymiscasina yorgun umutsuz ve olumu bekler haldeyim ve benzer sekilde 60-65 yasindaki zengin kibirli sapkin zenginler kadar igrenc sapik ve sadistim.

icimde masum, sanata merakli kimseyi uzmek kurmak istemeyen kimse uzulsun istemeyen bir cocuk, yorgun bilge yasli ve olum doseginde bir ihtiyar ve duygusuz kibirli sadist bir milyoner var

bu carki dondurmekte zorlaniyorm artik kendime bakmaya karsi bile yorgunum yemek yemek hareket etmek her gun tekrari olan gunler yasamak hayir bir cozum yok cozum gibu gorunen her sey sadece belirtileri bastiriyor sakliyor onlari yok etmiyor.her seyi sevebilirdim bir kaktuse bile onu isitmak icin sarilabilirdim ama bu hale geldim getirildim

her sey aci komik ve hak ettigim gibi.artik sessizlesip tepkisizlesiyorum bakalim daha ne kadar yasayacagim.

okula gidecek sosyallesecek sahte kimligimle eglenceli espirili sosyal biri olacagim mutlu hissedecek hareket ettigimden daha enerjk olacak hayata baglanacagim gibi gelecek bana ama her yalniz kaldigimda sorunlarimin sonuclarini sosyal hayatimda yasadigimda gercek yuzume tokat gibi inecek.ucan kanatlarm kopacak tum umutlarim sokulecek.buna alistim.

ben bu dunyadaki kelebekler gibiyim olene kadar kanat cirparim ucarm ruzgarda savrulan gucsuz ezik bir aptal olsamda kendimi guzel ve degerli hissederim.hicbirbseyi umursamam umursayamam sadece ucarim hayaller kurarim kisa hayatimi boyle yasarim ama lanet olsun ki yasli hasta kanatlari sorunlu bir kelebegim

herneyse cark gene donecek daha gurultulu daha rahatsiz edici daha titrek bir sekilde..
Hissiz
mezun olarak bir yılı doldurmadığım halde bayatlamış mezun diye tanımlıyorum kendimi. yaşadığım yere de alıştım sayılır. zaten en iyi yaptığım şey de bu, alışmak. hiç bir şeyin iyi olmayacağına alıştım, hayal kurmamaya alıştım. şuan işsiz ve hissiz olarak tek hedefim, en yakın zamanda işe girip ailemi yanıma almak. sonra da yalnız, mutsuz ve huysuz biri olarak rahat rahat ölebilirim.
Sibel05
benim okul bitmedi halde kredi nisanda bitcek napcam
muallim✔
sözüm meclisten dışarı ama bazı erkekler çok iğrençsiniz.. arkadaş cevremin hepsine yürüyor bunu bildiğimi bildiği halde bana da yürüyor..mide bulandiriyor boyle tipler 👊 bi insan bu kadar da maymun iştahlı olmaz ki ayıp be! simdi yoruma bazı kızlarda şöyle boyle diye hiç yazmayın beyler o kızları da biliyoruz biz merak etmeyin
admiral
belkide 1 hafta telefonları ve interneti kapatıp bir durum değerlendirmesi yapmalıyım hatta şehir değiştirsem 1 hafta kimse bana ulaşmasa bunu deneyeceğim belki 1 ayda olabilir bu süre bunu sadece buraya yazıyorum çünkü yaklaşık 5 yıldır burayı takip ettiğim halde kimse adımla soyadımla beni burada tanımıyor yani özgürüm...

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)