ikizler
bismillahirrahmanirrahim diyerek giriş yaptım siteye. İlk başta eşimden sitenin açıldığını duyduğumda inanamadım. yok be dedim ama gerçekmiş. nasılsınız hanımlar beyler, sıhhatiniz afiyetiniz yerindedir umarım. yazarak bir şeyler anlatmayalı uzun zaman geçtiği için klavyede ellerim bile şaşırıyor şu anda yazdıklarıma. ay bazında baksak 2 seneye yaklaştı böyle bir durum yaşamayalı. olsun o kadar da. eskiden dağa taşa yazardım her şeyi. her gittiğim yerde bir yere bir şeyler karalar orada var olmaya çalışırdım. bu geçtiğimiz sürede ise altını çizmeye başladım. bir elimde cetvel bir elimde kırmızı kalem ne görsem altını çiziyorum. kendim için kendimin konuşması yerine başkalarının kelimelerinde ifade edilmenin rahatlığını yaşıyorum sanırım. yoksa orta yaşlarıma geldikçe dinginlemeye mi başladım? sanmıyorum. atamalı bir işte çalışalı 2 yılı bitiriyorum. ticaretin köpeği olan ben için atanmışlık zor becerdiğim bir iş olsa da iyi kıvırdım sanırım bu işi. süreç içerisinde evlendim üniversiteden beri hayatımda olan hanımefendiyle. evlendim ama hanımefendi de başka bir ilde çalıştığı için bekar hayatı yaşıyorum senenin 10 ayında. sporumu düzenli bir şekilde devam ettiriyorum. tabi pisboğaz yememi de. bu yüzden fiziksel olarak pek değişmesem de güçsel ve mental anlamda her geçen zaman daha da güçleniyorum. zorla çaya attığım şekeri bıraktırdı hocam. alıştım ancak şimdi de ne şekerli içiliyor ne şekersiz içiliyor bu meret. gezginimden sonra (bilmeyenler için üniversite hayatımdaki bisikletim, dostum, herşeyim), bir de mızrağım oldu. o da motosikletim. mızrağımla beraber iş yerine gidip geliyoruz, işten sonra veya haftasonları farklı şehirlere kaçıyoruz. o da bu yetişkinlik hayatımdaki dostum oldu. gezgine oranla biraz masraflı (benzin fiyatları :( )bir dost ancak ona göre de keyfi olan bir dost. bir de karavan gibi kullandığımız bir aracımız oldu bu sene. onunla birlikte de 7 şehir gördük. acemilik senemizdi onunla birlikte ancak baya keyifli anlar yaşattı bize. arabadan eskiden nefret ederdim hâlâ nefret ediyorum. ancak böyle karavan tarzı kullanabildiğim için biraz sempatim var. o yüzden o benim işime yarayan uzaktan bir akrabam gibi. arkadaş edinme yetimi kaybettim niyese. eskiden hayatıma senede en az 1 dost bir çok da arkadaş eklerdim ancak 2 senedir hiç dost ekleyemedim. edindiğim arkadaşlar da çoğunluğu mecburiyetten. niye böyle oldu hâlâ anlam veremedim buna. hâlâ birileriyle kavga etmedim, hâlâ aynı şarkıcıları keyifle dinliyorum, hâlâ hâlâ... bir sürü hâlâlar ve bir sürü yepisyeni şeylerle iki yıl geçmiş buraya gelmeyeli. hepinizi çok özledim ve seviyorum. biraz daha duvarı okuyayım bakalım millet neler yapıyor. bu şarkı eşliğinden hanım memleketindeki balkonumdan hepinize mutlu geceler... :)


Sanatçı
tüm müslüman âleminin bayramı mubarek olsun
Galadriel55
az önce sahur için börekçiye gittim. ısıtır mısınız böreği lütfen dedim. ısıtınca kötü oluyor dedi çocuk. olsun ben öyle seviyorum dedim. biraz sonra sıcak tabağı uzatırken “iğrenç oldu böyle” dedi.
Denetimliserbest
samsunun havasını az da olsa güzelleştirelim cumhuriyet bayramınız kutlu olsun efendiler... (fotoğraf anlıktır biraz amatörce olsa da kusura bakmayın kxnxjdbjdhs. )
Forseti
Zeze
telefonumdan instagram ve twitter’ı sildim. üstelik telefonumdaki bir problemden dolayı geri indiremeyeceğimi unutarak. hayat bazen zor görüyorsunuz 😭 olsun fizik var, olsun edebiyat var, olsun (o iğrenç pislik) coğrafya var. onlarla mentionlaşırım artık 🤦‍♀️
ikizler
tüm gün boyunca yakıp kavurdu güneşin sıcağı yaz okuluna gelmiş şu kulları. evet. ben de yaz okuluna geldim. hem de ihtiyacım olmadığı halde geldim. bazı nedenlerim var tabi kendime göre. ama bu nedenlerden en büyüklerinden biri bu şehri gerçekten sevmem ve kendimi burada gerçekten iyi ve özgür hissetmem. her gün iyi ki de gelmişim diyorum zaten. ders bitip yurduma doğru yol aldığımda da tekrar kurdum bu cümleyi. geldim yurduma. yemeğimi yedim. sonra yine yapmayı sevdiğim şeylerden biri olan yemek sonrası yemekhane penceresinin önüne oturup öyle samsunu ve denizi izledim sessizce. ben öyle otururken bulutlar geldi, önce güneşi kapattılar sonra gökyüzünü kapladılar. ardından incecik bir sağanak boşalttılar ferahlamaya hasret şehrin üzerine. ben de bu fırsat deyip odama indim giyinip çıktım dışarı. ama yaz yağmuru. kısacık sürdü. olsun, hiç olmazsa ferahlamış yollarda yürümenin zevki bana kalmıştı. baya yürüdüm sokaklarda, çarşıda, meydanda. öylesine yürürken aklıma ne zamandır bir kitapçıya gitmek istediğim ama bir türlü gidemediğim geldi. ben de rotayı meydandaki d&r ye çevirdim. bu yaz okulunda hiç uğramamıştım. bana da çok iyi geldi hem. yeni çıkanları kurcaladım, eski olanlara defalarca bakmama rağmen bir kere daha baktım ilk defa bakıyormuş gibi. en son da dergiler bölümüne geldim. beni tanıyanlar bilir. kafkaokur dergisini pek bi severdim ben. uzun zamandır almayı bırakmıştım dergiyi. çizgilerini bozduklarını düşündüğüm için. artık hoşuma pek gitmiyordu dergi. eski tadı kalmamış gibiydi. ama bugün görünce tekrardan, dayanamadım aldım ben de. kararımdan vazgeçmeyeyim diye de gittim hemen ödedim parasını ve çıktım oradan. geldim bir çay ocağına söyledim açık, süzgeçli çayımı. açtım dergiyi göz attım şöyle. bazı sayfalar tanıdık geldi. çok sevindim onları görünce. eski dostumdu sanki. bazılarını yeni gibi görüp yadırgadım. daha yabancıyım onlara. bu yaşlanmanın bir alameti mi acaba. yeniye karşı yabancılık. sanmam. bence benim yabancılık çektiğim yenilik değil, haz aldığım şeylerin yerlerini gereksiz yere doldurmaya çalışanlara öfke. neyse yahu. benim yine öylesine yazasım geldi işte. bir ikizlerin çenesini tutumaması ve ona da tutulmamasını istemesi. hepinize mutlu geceler dostlarım. efil efil esen gecede tek sıcacık şey kalbiniz olsun...
nar
19 mayis atatürk'ü anma gençlİk ve spor bayrami kutlu olsun !
Günün Yemeği
8 şubat 2018 perşembe

kr. domates çorba
fırın tavuk
iç pilav
cacık

afiyet olsun 😊
kebelek
gençler ne alemdesiniz ?? ben eskilerden sayılırım epeydiir yoktum buralarda. dertliyim şu sıralar bir hayli de yorgunum. size bir kaç sorum olacak.. benim sevgilimin cook yakın erkek arkadaşıyla zamaninda bende çok yakındım dedikodu bir yapardık üçümüz beraber çok güzel vakit geçirirdik. üç kişi efsane bı grup olmuştuk. taa ki bu arkadaşımızin sevgilisi olana kadar. artık dostluğumuz bitti. sevgilisinin ona sınırlar koyduğunu düşünüyorum. ve şöyle de bir şey var ki sevgilisi olan kız bana karşı fazla samimi davranıyor. ama benim yakın arkadaşımi elimden aldığı için ben ona sinirliyim. sizce kızın yaptığı davranışlar mantıklı mı ?? yani beni arkadaşımdan uzaklaştırıp kendinden bana yakın olmaz çabası ? bana iki yüzlülük gibi geliyor ?? bu yüzden de o kızı sevmiyorum. ve artık o arkadaşımla da konuşmuyorum. sevgilim de bu konuda arkadaşıyla benim aramda kalmış gibi hissediyor. onu üzmek istemiyorum ama onlarla da yan yana gelmek istemiyorum. yani onlarla buluşmak. ama sevgilim ısrarla buluşursak daha farklı olacağını düşünüyor. off offf belki de bunu okuduğunuz da hiç bir şey anlamayacak yada hiç okumayacaksiniz ama olsun be canınız sağolsun 😂😂 iyi geceler
Günün Yemeği
7 şubat 2018 çarşamba

mercimek çorba
hünkar beğendi
yoğurtlu brokoli
elma

afiyet olsun :)
Günün Yemeği
6 şubat 2018 salı

sebze çorba
etli nohut
şehriyeli pirinç pilavı
mevsim salata

afiyet olsun 😊
Günün Yemeği
5 şubat 2018 pazartesi

şehriye çorba
İzmir köfte
napoliten makarna
turşu

afiyet olsun ☺️
admiral
bu gün sosyal medyada engellediğim herkesi affediyorum ve engellerini kaldırıyorum. haydi hayırlı olsun...
Eric Cartman
merhaba arkadaşlar,
bu yazıyı yazıp yazmamak konusunda çok düşündüm ve sonunda karar verdim. ben "sağir" bir bireyim ve ilkokul, ortaokul, lisede hep "sağır kulturu" ile yetiştim. bir çok arkadaşım sağırdi ve hep işaret diliyle iletişim kuruyorduk.
önceden hayat daha zordu hastane, doktor, polis, adliye bir çok devlet kurumu ve ya özel hiç kimse işaret dili bilmiyordu. yabancı bir ülkeye gelmiş gibi hiç kimse ile iletişim olmadığı için çok zorlanıyordum.
yavaş yavaş işaret dili gelişmeye ve meşhur olmaya başladı. bu kötü olmadı her şey güzel gibi geldi. İnsanlar ben ve diğer "sağir" arkadaşları anlamak için çalışıyorlardı bu beni mutlu etmeye başladı. yeni öğrendikleri için biraz acemi gibi işaretleri yapıyorlardı fakat olsun yine de anlıyordum. biraz daha zaman geçti bu sefer insanlar bizi unutmaya başladı. herkesin İnternette sayfalarında işaret dili yazıyordu fakat bu insanlar hiç işitme engellilerle görüşmemisti bizim kültürü tanimiyorlardi. türkçe'den kelime çevirisi yapıyorlardı ama türk İşaret dili onların sandığı gibi değildi. kendine özel gramer yapısı vardı. tdk sözlük çıkarmıştı bu doğru dil diyorlardı ama bizim yüzyıllarca konuştuğumuz osmanlı devletinden bugüne gelen dilimiz çöp mu olacaktı? kendi dilimizi unutacak miyiz? bazı insanlar çıktı sizin dil eski bu yeni dil artık bu olacak dediler. sebebini hiç anlamadik. çocukluktan beri konuştuğum dili nasıl bırakabilirim? İstanbul, ankara dilleri farklı dediler eşit olması lazımdı ama siz farklı sanıyorsunuz biz aynı olduğunu düşünüyoruz. İşaret çok küçük farklı olursa bu çok mu fark demekti? sizin konuştuğunuz türkçe İzmir'den trabzon'a ve ya edirne'ye göre hiç değişmiyor mu? İzmir'li darı dediği için siz mısır olduğunu anlamıyor musunuz? bunun gibi düşünün.

İkinci konu şarkı çevirileri bundan bütün sağırlar bıktık. artık bizi kullanıyorsunuz gibi düşünüyoruz. herkes şarkı çevirisi yapıyor ama bizim için bir şey yapmıyor. lütfen artık anlayın. yaptığınız çeviriler %99 yanlış çünkü gramer farkı var. İngilizce bir şarkıyı türkçeye hemen çevirince sizce uygun oluyor mu? lütfen rica ediyorum arkadaşlarım belki bana kizacaksiniz ama biz kendi dilimizi çok seviyoruz onu gerçeği gibi öğrenin türkçe ile karıştırmayın çünkü farkı var. osmanlı devletinden bugüne geliyor bu dil bu yüzden lütfen şarkı çevirisi yapmayı bırakın ve bizim iletişim, eğitim, sağlık gibi konularda problemlerimizi çözmek için bizimle beraber yürüyün. instagram'da şarkı videosu paylaşarak bize destek olmuş olmuyorsunuz sadece kendi reklamınızı yapmış oluyorsunuz. sizi 100.000 kişi izliyor ama bizim problemlemimizi 1000 kişi biliyor sadece işaret dili sadece 3 ay kursa giderek öğrenilmez. 3ay kurs aldıktan sonra sadece temel girmiş olursunuz ama %100 öğrenmek için 2 yıl gerekli bu yüzden bir sağır arkadaşınız olsun onu izleyin konuşun sohbet edin onu anlayın. böyle olursa bize daha çok yardım etmiş olursunuz. mesela samsun'da atakumduyuyor başka adı atakum İşitme engelliler spor kulübü var siz bizim için bir şey yapmak isterseniz gelin dernekte gönüllü olun beraber proje yapalım. çalışalım ve beraber buyuyelim ama lütfen sadece sarki çevirisi yapıp bize destek olduğunuzu düşünmeyin çünkü bize açık söyleyeceğim bir faydası yok. dış yaşamda bir çok problem var onları beraber çözelim.

şimdi merak ediyorum. kaç kişi beni anladı ve hak verdi? sesimizi duyun. bu duruma dur deyin ve bize destek olmak istiyorsanız bizimle yanyana olun. engelleri beraber aşalım.
Hissiz
ne garip. önceden kendisi için endişelendimiz, huzuru mutluluğu yerinde mi bir sıkıntısı var mı diye takip ettiğimiz insanları acaba yaşattığını yaşıyor mu diye takip eder olduk. gerçekten garip. eskiden mutlu olmasını kendimden çok isterdim. o mutlu olsun da kiminle olursa olsun. ama şimdi tiksiniyorum kendisinden. böyle nefret eşliğinde. sürünsün. ne eksik ne fazla, yaşattığı hissettirdiği herşeyi yaşasın ve hissetsin. canı her yandığında aklına geleyim. ben o yaptıklarından sonra hiç mutlu olamadım o da olamasin. en sevdiğinden çeksin inşallah. şimdi benim bir insanın hayatının mahvolmasini istemem mi daha kötü yoksa bugüne kadar kimseyi isteyerek üzmemiş, kimseye bir fesatlığı dokunmamış birinin bu raddeye getirilmesi mi.
DarthVader
millet dönemi bütsüz tamamlamış bulunmaktayım alırım bi hayırlı olsun 😎
Sanatçı
bu devirde güveneceğin insanları iyi seçmelisin, bir kişiye kendini çok kaptırdığın zaman o kişi çok yüz bulur nasılsa istediğim herşeyi yapıyor der köle gibi kullanıp atar ortada kalırsın, bu hayatta babana bile güvenmeyeceksin bir insana güvenebilmek için en az 2 yada 3 yıl samimi olmalısın her sırrına vakıf olmalısın ki yarın bir gün ihanet etmeye kalkarsa elinde kullanacak bir kozun olsun, dürüstlük ise fırsat varken o kozu kullanmamaktır, diyeceğim o ki bir insana güvenmeden önce iyi tanıyın...
ladylazarus
küçükken kardeşim ve benim yaşlarımda kız kuzenim olmadığı için daha ziyade erkek kuzenlerimle vurmalı kırmalı oyunlar oynayarak büyüdüm. bir gün yine 'mafyacılık' oynuyoruz, kuzenim beni yakaladı, silahını çıkardı 'susturucu takıyorum' dedi bir el ateş etti -güya- ben yığıldım ama ölmüyorum, gözlerim açık sadece homurdanırcasına sesler çıkarıyorum. kuzenim dedi noldu niye konuşmuyorsun, e susturucu taktın ya dedim. kısa bir regular show bakışması sessizliğinden sonra cool bir şekilde 'susturucu senin değil tabancanın sesinin çıkmasını engelliyor' dedi. he temem deyip utançtan kendimi yere attım. o gün bugündür susturucunun travmatik bir anlamı var benim için. kuzenim bu cahilliğime gülerek yanıt verseydi, muhtemelen, kurbanlarını öldürmeden önce ses tellerini kesip onlara çeşitli figürler sergiletip sonra onları öldüren bir seri katil olurdum. kod adı : susturucu.

böyle geveledikten sonra nedendir bilinmez aklıma leon, oradan da sting geldi. shape of my heart

bu da gecenin şarkısı olsun


Labtr

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)