emreyba
mavi tikime alırım bi hayırlı olsun ☺. teşekkür ederim @thor <3
themuallim
sa. bir tane podcast dinliyorum. konuşmacıların bahsettiği konu da şu, 2000'li yılların başında bir tane itiraf sayfası varmış onla ilgili sohbet ediyorlar. direkt bizim siteyle bağdaştırdım ve yakın geçmişe gittim, geceye de minik bir itiraf olsun, özlemişiz. hazır mısınız? bir önceki sürümü bilenler bilir, üyelik sistemi yine vardı ama paylaşım yapabilmek için zorunlu değildi, anonimbay ya da anonimbayan olarak yorum yapılabiliyordu ya da gönderi paylaşılabiliyordu. ben ikinci sınıf falanım ve özgüvensizlikte zirve bir dönemdeyim o ara. bir gönderi paylaşmıştım işte kendimce komik, okulla ilgili bir durumdu sanırım. o zamanlarda da böyle hani bir gönderi altında 600 yorum coşturulduğu zamanlar. ben gönderimi paylaştım, 3 saat oldu 5 saat oldu tık yok. nasıl bozuluyorum ama kimse bir şey yazmıyor diye. en sonunda dayanamadım, hesabımdan çıkış yapıp anonimbayan'dan "ahahhaja gerçekten mi ya" tarzı bir yorum yaptım mesajıma, sonra döndüm kendi hesabımdan teşekkür ettim bi de ajsaahsjskakskd loser'lık seviyesine bakın ya, ne gerek var böyle bir şeye kaldı ki hâlâ bazen kendi gönderilerimin altına yorum yapıp eğleniyorum kendi kendime. bu yüzden de artık radikal bir karar aldım, akıştaki tüm gönderileri beğeneceğim siz paylaşın çiçeklerim ben hepinize gülüyorum❤he bu arada şunu da ekleyeyim, neyse ki akışta kendi özelliklerimi betimleyip "tanışalım mı :)" gibi cümleler yazmamışım, o potansiyel var çünkü ahdjdl beterin beteri var arkadaşlar... kendi kendiyle kavga edenler de vardı, hepinizin farkındaydım hepinizin aldjdekal sevgiler. :*
👑 Ef.
ben böyle güzel paketleme görmedim, kırılırlar diye düşünmüştüm ama kırılmalarına katiyen imkan verilmemiş:d dediğin gibi biraz sert ama tadı çok güzel kahveyle iyi gidiyor çoook teşekkür ederim çok sevindim @karakutuu
Uyku
@mayk sen adamsın... geç oldu ama sonunda gördük.
engel özelliği için ayriyetten teşekkür ederiz.
Mona lisa
bir daha gamze bir yüz kusurudur deyip karşımda uzun uzun anlatan biri olursa uçan tekme atmayı düşünüyorum. karşımdaki kişinin anlatmasını dinliyorum. uzun uzun yüzümde bir kusur olduğunu bana inandırmaya çalışıyor. cümlesi bittiğinde yıllardır yüzümde olan şeyin adını ve nasıl oluştuğunu biliyorum. evet bir kusur deyip geçiyorum.hayır böyle diyorum ama ben seviyorum ve memnunum. kimsenin ne dediği önemli değil. ama böyle olunca sinirlerimi bozmuyor değil. birde daha da ayrıntıya giriyorlar ya bitiyorum orda. sen demesen ben bunu asla öğrenemeyecektim çok teşekkür ederim demem bekleniyor. ve cümlenin sonu ama çok güzel, sana çok yakışıyor. sakın yanlış anlama demezler mi🤦‍♀️İyi niyetli olunabilir, ama az mantıklı olsalar, gelmişim 20 yaşına bunu bilmiyor olamam normal olabilir mi. bir arkadaşım ilk kez şöyle böyle diye, böyle bir konu geçtiğinde birşey demeden geçtiğinde ona bunu sormadığı için teşekkür ettim. bu şey gibi senin gözlerin mavi, senin boyun kısa, senin çok fazla kiloların var...ama sana yakışıyor vs. ya mavi göz ne kadar güzel birşey insanlara yakışıyor. ama bunu şöyle söyleyen insanlar yok var . '' mavi gözlör aslondo rengsizdörr. '' adamın gözü mavi yada değil ne fark eder. İllâ da söylemen mi lazım.çok güzel de geç. görme engelli birinden dinlediğim bir konu var, sen nasıl görme engelli oldun? doğuştan mı sonradan mı diye. İnatla öğrenmeye açıklamaya çalışıyor. bu adamın gözleri görmüyor ne fark eder önce mi sonra mı eden adamın üstüne gidiyorsun. İnsanları olduğu gibi kabul etmemiz gerektiğini anlayamıyoruz ve gereksiz üstlerine gidiyoruz. fiziksel özellikler seçilebilen birşey değil. hepimiz farklıyız, farklı özelliklerdeyiz.bizi biz yapan etkenlerden biride bu.
Eleni
dedikodunun güncelleme sonrası hâli çok güzel olmuş yaa, dislike butonunu ve mor nick olayını uzun süredir bekliyordum. emeği geçen herkese teşekkür ederim. 😍
psikodok
buraya yazmayalı uzun zaman oluyor yazmak istedim. bu site bana çok güzel dostluklar kattı. ben bu sitede tanıştığım insana memleketimden hediye getirdim, ben burada tanıştığım insanla kampüste oturup dertleştim. ben burada tanıştığım insanla sahilde geyik yaptım. yakın bir zamanda hayatımın sonuna kadar unutamayacağım bir olay yaşadım. bu olay karşısında sesim ve ellerim hiç titremedi, gözlerim buğulanmadı. bunu buraya yazıyorum. çünkü bu olaya burası sebep oldu. hayatınıza bir sürü insan girecek ve girenlerle eş değer nitelikte bir çok insan da çıkacak. doğal seçilim. kalanlar kalır, gidenlere hoşça kal deriz. ben bundan birkaç gün önce birisini hayatımdan uğurladım. bugün ise o kişiyi içimden uğurluyorum. bana kattıkların ve kazandırdıkların için teşekkür ederim. senin gözünde her zaman küçük kalmam dileğiyle...
hoşça kal...
ikarus✨
incelediğim tezlerin "teşekkür" kısımlarını okumayı özellikle çok seviyorum. orda yazan "sevgili eşim" , "biricik sevgilim" , "yol arkadaşım" gibi ifadeleri okuyup okuyup duygusala bağlıyorum.
Yikikbayan
yarın resmi olarak omü'lüyüm tanrım teşekkür ederim 🙄🙄
ikizler
huuuh. (çok çalışıp da alnındaki teri silerken derin bir nefes veren insan emojisi koyalım şuraya da). evet. mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben çok iyiyim. özgürlüğü için giriştiği bir savaştan zaferle dönen bir komutanın mağrurluğu, mutluluğu ve heyecanı var üzerimde. en son taa 3 ay önce yazmışım. onda da fotoğraflardan bahsetmişim. 3 ay bir mevsim ediyor değil mi. bir mevsim uzak kalmışım buralardan. son 1 aydır da girmemiştim siteye. az önce girdim ve okudum gidebildiğim yere kadar. özlemişim lan herkesi. neyse ben de bu 3 aylık arada önce okulla giriştiğim savaşı kazandım. vakitsiz ufukta beliren tehlikeye karşı hazırlıksızdım belki ama inanç, gücen ve aşk ile bu savaşı da kazandım. 16 dersle uğraşmak zor oldu tabi. ama uğraştığıma da değdi doğrusu. bu ara gezginimden, kitaplarımdan ve sevdiğim bazı şeylerden mahrum kaldım. ama değdiğini ve artık tamamen onlara kalabileceğimi de görünce ister istemez içim sabırsızlık dolu bir mutlulukla doluyor. sonra photoshop konusunda kendimi baya geliştirdim. bir kurs almıştım udemy den. oradaki kursa devam ettim. sonra youtube dan ingilizce içerikleri de izliyorum. hala geliştiriyorum kendimi aslında. İngilizce diye ayriyeten belirtmemin sebebi maalesef türkçe kaliteli içeriğin fazla olmaması. bakarsınız o açığı da ben kapatırım ne dersiniz :) bir de tüm bunlar olurken yarimle geçirdiğim güzel anılar var. bu süre zarında yanımda olan en büyük destekçim. beraber fotoğraf çekme çabalarımız oldu. bir sürü yürüyüşler yaptık. gölete bile götürdüm onu. ders çalışırken bile beraber çalışabilmek o kadar güzel bir şeydi ki. geceler, gündüzler, saatler ve bir sürü anılarımız oldu. tabi bu da durmadan biriken bir mutluluğa neden oluyor. hem size de bir haberim var. bu sefer onunla beraber geldim. kendisi artık @ledya adı ile burada bizimle beraber. onun da heyecanı var üzerimde. bir de @ortayakarisik bir mesajında benden bahsetmiş ama ben onu okuyamadım. şimdi de silinmiş. bildirimler kısmından gördüm. çok teşekkür ederim dostum benden güzel bir şekilde bahsettiğin için. bir dostumun aklında güzel kalabilmişsem ne mutlu bana. şimdilik bu kadar yazayım. yine uzun uzun yazdım. bıraksalar beni daha da yazarım. nasıl olsa zamanımız bol bundan sonra. hepinize mutlu geceler dostlarım. uyuyacağız odanız püfür püfür essin bu yaz gününde... ;)
umutsuzvakkka
10 saat önce mantıklı bir akıl istemiştim hepinize teşekkür ediyorum omü dedikodu ailesi ama ben yine bildiğimi okudum ve mesaj attım üstüne üstlük mavi tikimi de kapadım hani olur okurda cevap vermezse sinirlenmiyim diye hala kara kara düşünüyorum acaba okudu ve cevap vermedi mi yoksa okumadı mı 🤔 üstelik (adını vermeden yazıyorum) .... bey nasılsınız yazmıştım 😑 bu adam tam bir öküz diyorum işte neyse ben biraz daha kendimi yemeye devam ediyim bari saygılar sevgiler ✋🏻
thyke
doğum günümün ilk dakikalarında beni hatırlayıp kutlayan @gamsizbaykus a çoooook teşekkür ediyorum❤❤çok mutlu oldum😇bi an affalladım cidden doğum günüm mü diye düşündüm😄
kingofghost
arkadaşlar magic break festivalinde 1 kişilik biletim bulunmaktadır.ilgilenen bayan arkadaşlar iletişime geçebilir. teşekkür ederim 💗
Zeze
birgün konuşuyoruz..
ben : cahit’in kitabını alacaktım ama hangisi alayım karar veremedim o yüzden almadım ya 😣
bir zaman sonra...
o : 👇🏻
(çook teşekkür ederiim) @gamsizbaykus
admiral
arkadaşlar dün hatırlarsanız ücretli öğretmenlik ile ilgili bir paylaşımda bulunmuştum bu paylaşımımla ilgili bir gelişmeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum söylediğim gibi tüm belgelerimi teslim etmiştim ve kaydım yapılmıştı fakat bu gün bir telefon geldi biz canik ilçe milli eğitimden arıyoruz sizi atamanızı yapmıştık fakat sizin yerinize yargı kararı ile başkası atandı sizinle çalışamayacağız ama kesinlikle sizin branşınızdan açık olursa ilk sizi alacağız falan kusura bakmayın bilmem ne ? bende teşekkür ettiğimi zaten yüksek lisans yaptığımı gerek olmadığını söyledim. şimdi burdaki yorumu sizlere bırakıyorum "yargı kararı? " ile atanmış birisi varmış. aah türkiye cumhuriyeti devleti ben 12 sene en iyi ilkokul- lisede okuyayım 4 sene üniversite okuyayım artı 2 tanede açık öğretimden diplomam var ve şimdi kendi alanımda yüksek lisans yapıyorum buna rağmen sen bana 600 lira maaşı çok gördün ona bile felancanın oğlunu veya kızını yerleştirdin. ne istiyorsun bunu bimerden yazsam bi dert yazmasam başka bi dert insanların umutlarıyla oynamak ne kadar kolay olmuş bu memlekette . dağlara çıkmadık polise silah sıkmadık tek istediğimiz bizde bu ülkenin yeni neslinin eğitiminde katkı sağlamak. ben yılmadan devam edeceğim. rakı masasındaki imam gibi olmak istemiyorum işimi hakkıyla yapacağım hiç bir torpil kullanmadan kimsenin hakkına girmeden kariyerimi en iyi şekilde yapacağım. ülkemi seviyorum. bu ülkede çalışamayacaksam kimliğimde neden tc yazıyor. önüme çok fırsat geçti yurt dışı için halada var ama ben ülkemi tercih etmek istiyorum bu ülkede düşünen gençler yetişsin istiyorum. bu ülkede markette hazırı var ne gerek var demek yerine bu nasıl yapılmış diye sorgulayan öğrenciler görmek istiyorum. meslek lisesi diye aşağılanan çocuklarımızın yerli projelerde türkiyeyi temsil ettiğini görmek istiyorum. söyleyin bana çok şey istiyorsam çekip giderim ama bu mümkün yapılabilir çocukları tahtada döven öğretmenler yada kızlara tecavüz eden sapık öğretmenler görmek istemiyorum. yemin ederim çok doldum artık. akşam akşam başınızı şişirdim özür diliyorum. saygı ve sevgilerimle..
admiral
arkadaşlar bugün başımdan geçen ilginç bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. beni canik ilçe milli eğitimden aradılar ve ücretli öğretmenlik için başvurum olduğunu bir yerde açık bulunduğunu gelmek isteyip istemediğimi falan sordular bende şartlarımı sundum kabul ettiler neyse kaydımızı yaptırdık ben dedim bi çalışacağım okula gideyim müdürle görüşeyim okula gittim durumu anlattım müdür beyler toplantıdaymış bekle dediler neyse aradan bi 30 dk geçti bi adam geldi müdür yardımcısıymış elimi uzattım doğru düzgün sıkmadı bile neyse odasına gittik oturduk dedim ben yüksek lisans yapıyorum şu şu günler boşum sizin haberinizde varmış dedim he he falan dedi yüzüme bakmıyor bu arada adam. neyse senin ilk öğretmenlik deneyimin galiba değil mi dedi bende staj yaptığımı bir çok kez derse girdiğimi söylesem de neyse onu ayarlarız ismin neydi he sen bi numara bırak keşke deneyimli olsaydın neyse falan diyo bende çok üstelemedim ilk günden neyse dedim şimdi size soruyorum devlet tecrübesiz istemiyor özel istemiyor ben nerde tecrübe kazanacam kahvehaneye gidip millete ders mi anlatacam anlamadım. geçende isim veriyorum sınav kolejine gittim diyo seni stajer olarak 1 sene çalıştırırız sonra bakarız kaç para verceksiniz dedim para mı? diye güldü adam. o öyle gülünce ben teşekkür ederek çıktım. çünkü ben stajer olmasam bedava çalışcak sırada bekleyen o kadar çok mezun öğretmen var ki. ahh ah...
Zeze
duygusal bi dönemden geçiyorum galiba. duygusallık varsa da ağlanmalı o atılmalı (kendimce öyle rahatlayabiliyorum çünkü). ama ben ağlayamayan bi insanım (bu tür şeylerde). ben de kendimce çözüm ürettim daha doğrusu doğal akışta oluştu. zihnimdeki ses geçirmeyen odaya gidiyorum. kilitliyorum. İçeride kırılacak bir sürü şey var. bağıra bağıra kırıyorum onları, yoruluyorum bunu yaparken o yüzden daha da sinir oluyorum. oturup o odanın köşesine hönküre hönküre ağlıyorum, boğazımın yandığını bile hissettim, demekki başarıyorum. gözlerimin şiştiğini görüyorum, kızarmışlar. hatta bağırarak ağlamaktan sesim biraz gitmiş bile. oturmaya devam ediyorum, biraz sakinleşip ayağa kalkıyorum. kapının kilidini açıyorum, gülümseyerek dış dünyaya dönüyorum. sonuç mu, ağlamışım ve inanılmaz rahatlamışım...
zihnime bana böyle bi imkan verdiği için teşekkür ediyorum 🙏🏻
ekmeksarap
nazar değdirdik koşarak😂 paylaştığımın öteki günü bir dersten büte kalmak. çok sevindiğim, mutlu olduğum bir gündü yine de teşekkür ederim😂 ben kim bütsüz geçmek kim... benim için yakın dostlar😀
turevinial
sa dedikodu ailesi aslında bu konuyu soru kısmına yazmam gerekirdi fakat yapamadım. size açıklamam gereken birkaç şey var. küçüklükten beri gelen bir hastalık, bir fobim var adı “berber” sıtarbaks fakirleri ve yoruma doluşacak onun adı starbucks cular kuaför vb tanımlarda yapabilyorlar. her zaman kendi memleketimde kendi berberime traş olmuşumdur. hatta bu böyle bir bağki saçlarım yüzünden 4 5 haftada bir memlekete gider gelirim. ama sınavlardan dolayı bunu yapamıyorum bu ara ve çok korkuyorum. samsunda atakenti sevenler derneği üyesi olarak bir atakent beyefendisiyim ve atakentte ikamet etmekteyim. lütfen bana iyi bir berber önerir (fiyat yıkamayla max 25 30) misiniz? teşekkür ediyorum. bilen varsa adreste verirse çok sevinirim.
Eleni
kumsalı gören yürüyüş yolunun biraz ilerisinde bulunan bankta oturmak yerine bir çalı ağacının dibinde oturmayı tercih etmiştim. dalgındım, yorgundum, ara ara ağlar, ara ara da “bunlara mı ağlıyorum?” diye düşünerek tebessüm ediyordum. etrafımdaki sesleri sesi sonuna dek açtığım tek bir müzik ile yok saymıştım. gürültülü bir ortam olması olanaksızdı aslında, gecenin bir vakti orada ben gibi bir deli dışında kimin ne işi vardı ki (sahil güvenlik hariç)?. hava biraz soğuk, çok az da sıcaktı. siz bu havaya ne dersiniz bilmiyorum da ben boktandı diyorum. öyle boktan bir havada oturmuş saçma sapan düşüncelere esir oluşumdan kurtulmaya çalışıyordum. yürüyüş yolunda yarım saat ara ile sahil güvenlik devriye atıyordu, her yarım saatte bir 2 farklı yüz görüyordum. dedim ya yorgundum, istemsiz ruhumun yorgunluğu bedenime de yansıyordu. ufak kum tanecikleri ile dolu zemine bıraktığım ellerimden destek alıyordum. yanımda duran kitabım dalgınlığımın son raddelerindeyken kendime gelmemi istercesine rüzgarın etkisi ile yapraklarını çeviriyordu. polislerden birinin dikkatini çekmiş olsam gerek ki kimin dikkatini o saatte kim neden çekmesin? akıl işi değil. son geçişinde bulunduğum yere bakarak geçip gitmişti yanımdan. bu sefer yarım saat ara ile devriye atan yürekli polis süreyi yarıya indirip geri gelmişti. gelmişti de bu sefer öylece çekip gitmemişti yanımdan. yanımda durduğunu fark edip kulaklığı çıkarmam ile “iyi misiniz?” sorusuna maruz kalmam bir olmuştu. oysa iyiydim, ağlamayı keseli saatler olmuştu. ufak bir tebessüm ile “iyiyim, teşekkür ederim.” dedikten sonra “kimliğinizi görebilir miyim?” demişti. tabi isteme sebebini tuhaf karşılamamıştım, bulunduğum şehir o saatte sahilde birinin oturmasının sağlıksız olacağı bir şehirdi. yine de “neden?” diye yönlendirdiğim sorunun yanında içimden “hayvana bak be!” demiştim. aslında biraz ısrar etse yapabileceği hiçbir şey yokken her şeyi anlatacak kadar doluydum. kimliğimi uzattım, bekledim, telefon ile aradığı kişiye gbt sorgulattı, kimliği uzattı, çilekli link sevmem. tam “tamam gidiyor işte kaldığım yerden oturmaya devam ederim.” demişken anlamışçasına “üzülmeyin, hiçbir şey için değmez.” diyerek yanımdan ayrıldı. o cümlenin ardından ben salya sümük ağlamaya başladım frank.. tabi ki şaka! “üzülmüyorum.” dedim kısık bir sesle, zaten bağırarak söyleseydim bile kimse duymazdı, duyamazlardı. şu an çoğu şeyi duyamadıkları gibi.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)