psikodok
bir arkadaşımla şakalaşırken omzuna vurmuştum. şimdi mesaj atmış morartmışsın diye. ne yapayım ben ayarsız seviyorum 😂🤦🏻‍♀️
Ssoryy
çalışmamayı seviyorum bu benim için bir yaşam tarzı geçende patron neden çalışmıyorsun bak iş arkadaşlarının hepsi çalışıyor dedi.önce buna bir tokat ve sonra bir tokat da elimin tersi ile.bak elinde bir araba var mesela çalışmıyor hiç mesafe katetmiyor ferari mi geçer yoksa bu arabamı diye sorsam bir şey söyleyemezsin , İşte bu tembellik ve bilinmemezlik beni çekici kılıyor dedim . çalışmayan arabayı ben ne yapayım s*ktir git deyip kovdu beni.
Uyku
burası zaten soğuk, hava daha da soğuk.
hayırlı cumalar diyerek günün girişini yapayım.
Police in Wonderland
ne yaparsam yapayım ruhsar’ın jeneriğindeki dış sesin söylediği ”trikotajla hiçbir ilgisi olmadığı halde sürekli ağ ören kader yine ağlarını örmüştü” cümlesini aşamıyorum.
Vuralxo3
dün sahilde içeyim dedim denize karşı iki derbederlik yapayım dedim yanlızlıgımı dinleyim dedim 4 senedir görmediğim arkadaşlarımı bile gördüm köşe basında beni bekliyorlardı galiba hasan gelsede içse diye.. üzerine hıçkırık tuttu muhabbet te edemedik dün akşamki kara bulutlar yağmur bulutu değildi benim üstümdeki kara buluttu hepinizden sorry 😕
ikizler
mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben yorgun ve musmutluyum. yaz okulundan sonraki bir aylık yatışımın ardından bu kadar hareket halinde olmak bana müstahaktır diye düşünüyorum. öncelikle üniversitemize yeni gelen kardeşlerimize hoş geldiniz diyorum. bu üniversitede ve platformda 5. yılına giren biri olarak benden büyükler de olsa ben de kendimi bir nebze olsun yaşlanmış hissettim bak şimdi. yaşlılık sohbetlerini bir tarafa bırakayım yahu. ben bir arkadaşımı daha evlendirdim bu sene. milletin arkadaşları mı yavaş yoksa benimkiler mi çok hızlı anlamıyorum. beraber finalleri, vizeleri çalıştığımız, oda komşum olan adamlar bir bir evleniyor. bu sefer de samsuna gelmeden önce düğün için ankaradaydım. sabah erken indim, hem rahat rahat düğüne katılırım hem de biraz gezerim ankarada diye. biraz bir camiye girdim uzanıp dinlendim. allahın evlerinin kimsesiz olduğumuz zamanlarda kimsemiz olması çok hoşuma gidiyor. ondan sonra bir kahvaltı yaptım. sonra anıtkabire gittim. anıtkabirin her yeri japon dolu. kendimi yabancı bir ülkeye gelmiş gibi hissettim. türkçe konuşan azdı. bu durum şaşırttı beni. türk milletinin atasını ziyaret için geç saatleri beklemesi tuhaf bence. atatürkü ziyaret ettikten sonra dedim ki kızılaya geçeyim. orada çok güzel kitapçılar var. daha önce bir defa gitmiştim. arkadaşlarım kollarımdan tutup çıkarmışlardı beni remzi kitapevinden biz buraya kitapçı gezmeye mi geldik diye. bu sefer de otobüse binip kızılaya geçecekken arkadaşlar aldı arabayla düğüne geçtik erkenden. düğünden sonra tekrar bindik arabalara ve indim samsuna. o kadar özlemişim ki bu şehri. artık memleketim burasıymış gibi. nasıl özlemeyeyim ki. aşık olduğum, gezgin gibi bir dosta sahip olduğum. denizinden ormanlarına, havasından yollarına kadar benim olan bir şehir. bu sene yeni bir yurtta kalıyorum ben. güzel sanatlar kampüsünde üniversitemiz bir erkek yurdu açmış. ben de tesadüf eseri fark ettim. yaz okulunda başvurmuştum ve bir arkadaşımla beraber çıktı. ben çok sevdim burayı. hem ilkadımdaki çay ocaklarıma yakın, hem üniversiteye yakın. her yer bir gezgin uzaklığında :) 3 gündür eşyalarımı taşımak, eksik olan şeyleri almak, okuldaki işlerimi halletmekle uğraştım. ve dün gece 3 aydan daha fazla zamandır kendisinden ayrı kaldığım yarimle buluştum. o kadar çok özlemişim ki onu. İnsanın birini özlemesi kadar güzel bir şey varsa özlediğine kavuşabilmesi. bunu nasıl kelimelere dökebilirim nasıl anlatabilirim bilmiyorum. sevdiğinizin gözlerini öylesine izleyebilmenin mutluluğunu başka ne verebilir ki şu dünyada. İnanın ki bilmiyorum. o anların her saniyesini romanlar dolusu yazmak isterdim. ama aşk insanda unutkanlığa yol açıyor. bildiğinizi de unutuyorsunuz bir tek o kalıyor geriye. güzel sevin, güzel sevilin dostlarım. hayat aşkla çok daha başka güzel. normalde 4-5 yazıya sığdıracağım şeyleri tek yazıya sığdırmaya çalıştım. çok da uzattım farkındayım. ne yapayım yahu. dostlarımla muhabbet etmeyi seviyorum. hem de en son yazısını uzunca bir zaman önce yazmış olan bir ikizler olarak biraz da hakkım var sanki. gecenize bir fotoğraf bırakarak iyi geceler diyeyim dostlarım. bu fotoğraftaki radyo yarimin bana dün gece hediye ettiği radyo. o kadar güzel bir şey ki. elektrikle ve şarjla çalışıyor. fm özelliğinin yanında usb, sd card ve aux bağlantılarını da desteklemesiyle müzik zevkini doruklara çıkarıyor. tam hayallerimdeki gibi bir radyo. ve hayallerimdeki radyonun hayallerimdeki aşkım tarafından bana hediye edilmesi de muhteşem bir şey. odamda tek olduğum an açıyorum dinliyorum radyomu. bir yere gittiğimde de götürebilirim. yarimin hayatımın her gecesinde olduğu günlerde onunla dinleriz saatlerce. muhteşem bir şey. diğeri de fotoğraf makinem. hareketli dünyadaki zamanı durdurma aletim. aynasız olmasından dolayı o da her yere gelebiliyor benle. bir sürü güzel fotoğraflar çekiyorum onunla. radyom, fotoğraf makinem ve gezginim. 3 dostum var artık benim. geceniz bu fotoğraf kadar güzel geçsin dostlarım... :)
ladylazarus
iyi akşamlar, ders kayıt sisteminin çıldırttığı dedikodu sakinleri.. ben de tertemiz delirdim. dördüncü sınıf derslerinden biri aniden (?!) bizim döneme alınmış, alttan da dersim olduğu için fazlalık ' bir ' kredi yüzünden derslerimden birini alamıyorum. ben de bir bay hyde yaratacağım kendimden, zamanı geldi.

bugün kardeşim sınıfından bir çocuğa olan aşkını anlattı dfjgndf aşkı tarif ediş biçimi sahiden çok yalın ve güzeldi : ' bak abla, biliyorum çok saçma, kendime de '' hayır, sen onu sevmiyorsun '' diyorum ama ne yaparsam yapayım aklımdan çıkaramıyorum. onu düşünmemeye çalışsam da beynimin içinde dönüp duruyor. ' ve sevgisine vücut buldurma biçimi daha da hoştu : ' ikimiz de çocuğuz biliyorum, bu yüzden zaten sevgili olmak istemiyorum ama çok yakın arkadaş olalım istiyorum. ' hikayenin dramatik kısmıysa bunları bana anlatıyor oluşuydu djfgdf. on üç yaşındaki bir çocuğa aşkın esasında ne olduğunu anlatma gafletinde bulunmadım elbette.

yine de bir abla öğüdü olarak, patronumuz tommy' nin de anısına şunu şuraya iliştirmeyi görev bilirim. güzel geceler


karpotu1
arkadaşlar selam samsuna ilk defa geldim festival için, kitap kafe tarzı bir yer var mı ya da ne yapayım ben bikaç gün tekim, muhabbet de edebiliriz önerileri alabilir miyim otostopla geldim pek bilmiyorum buraları
Zeze
dün akşam saatlerinde bi apartmanın önündeki duvarda bir kedi gördüm. sadece yüzü görünmüyordu. benim (yıllaaar önceki) kedime o kadar çok benziyordu ki, içim acıdı. özlediğimi hissettim. baya özlemiş olsam gerek ki boğazımda garip bi his oldu. o kediyi çok sevdiğimden şimdi bütün kedilerden nefret ediyorum. o bir kediye o kadar değer vermişim ki onun bi ihanetiyle (çocuk aklıyla) bütün kedilere fatura kestim. şimdi ne yaparsam yapayım olmuyor, o her yerde karşıma çıkan tüylü yılışık canlıları sevemiyorum. bunu yazarken bile kaşınıyorum. ne yapıp edip o kediyi affetmem lazım. ama nasıl yapacağım bilmiyorum. böyle oluyor işte, bi şeyi çok sevdiysem affetmem zor oluyor. o benim minnoşum öldü gitti. benim yanıma yanaşıp boncuk boncuk özür diler gibi bakamaz ve ben o yüzden hiçbirini sevemiyorum. hayatta her ne olursa, kim olursa her an hata yapacak bilinciyle sevmek gerek işte, yoksa acıtıyor. kusursuzlaştırmamak lazım işte, yoksa zor oluyor affetmesi.
muallim✔
akşam yemek yapayım dedim tencereye yağ yerine fairy koydum... teşekkürler devlet baba!
Zeze
o zamanlar ilkokula gidiyorum. 3. sınıftı herhalde. annem makarna yapmış. sıcacık sobanın yanında kardeşimle niyetimiz keyiflice yemek. neyse yiyoruz annem tutturdu illa ekmağılan yiyin (tabi böyle demedi ekmekle yeyin dedi) hayır ya diyoruz sadece makarna yiyeceğiz. tutturdu ya bize o makarnayı ekmekle yedirdi 😂 doymaya yaklaştık baktı makarna artıyor ekmeksiz yiyin şunu diye tutturdu. yeyin diyo anne doyduk, yok. İlla yeyin😅 babam koltuktan bize gülüyor ses duyuldu. o zamanlarda nokia nın ilk kameralı telefonları çıkmıştı. meğer kamerasını denemek için çekim yapmış, onu izliyormuş. makarna falan unutuldu telefondan annemin ilk önce ekmekle yeyin,sonra ekmeksiz hadi dediğini izledik, güldük eğlendik. o kamerada o görüntü kalmadı ama o anın her sahnesi aklımda😂
şimdi mi ? kimse bana makarnayı ekmekle yediremez, galiba annem de yemiyor😂 eve gideyim de makarna yapayım bari 😅

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)