syntaxerror
odn'in düğünle ilgili yazısını görünce aklıma geleni paylaşmak istedim. ilk düğüne gittiğimde hastalandım ve ardından gelen düğünlerde hep hasta oldum. kaç yaşıma geldim bu halen de böyle sürüp gidiyor. ne zaman bir düğün olsa ufak tefek de olsa bir hastalığım oluyor. ya başım ağrır ya başka bi yerim, ya nezle olurum ya grip felan işte. benim için düğün=hastalık anlamına geliyor. kısacası düğünleri sevmiyorum ve sanırım sevmeyeceğim hiçbir zaman. ayrıca gereksiz görüyorum düğünleri ve bunun birçok sebebi de var kendimce.

Yorumlar

kıyma makinesi
düğün dediğin masraftan başka bir halt değil.
düğün evde kalmışlar kadınlar adamlar için uygun bir mekan.
düğün pasta yemek için güzel (o pastanın tadı başka oluyordu ).
ve evet düğün kadar saçma bir şey yok. hasta olmak senin iyiliğine olmuş. :d
syntaxerror
gereksiz yere yapılacak harcama başka yerlere ve gayet güzel bir şekilde harcanabilir değil mi ? ne bileyim bi geziye çıkılabilir veya tatil yapılabilir. araba ev için para biriktirilebilir. işin maddiyat yönü bunlar. bir de yaklaşık 5 saat gibi -fazla da olabilir emin değilim- boşa harcanan zaman. müzikler desen kötü, organizasyon desen yok. hep rutin şeyler devam edip duruyor. slow bir müzikle gelin ve damat içeri girer ardından miskete düşme muhabbetleri. herkesin bildiği şeyler işte. sen düğüne gelmişsin mantıken eğlenmen lazım. çalan şarkı ankaranın bağları tamam dıpdıs dıpdıs ama söze baksan aslında hüzünlü. neyse çok kafa ütüledim kısacası tuhaf!
kıyma makinesi
bence sürekli evde duran yaşlı amcalar teyzeler için güzel bir atraksiyon. bunun yanında çoğunlukla çiftler tam anlamıyla kendileri organize edemiyor. her şey istedikleri gibi olmuyor. İlla bir karışan çıkıyor. bu da kapitalizmin bir oyunu bence. harcayın ve sonunda size kalan yorgunluğunuz olsun. evlilik de saçma. bir imza sadece. amaaan böyle bir şeyler. konuyu saptırmadan, tepemin tası atmadan ben gidiyorum. selametle! :d