dimitri
aşk. ne kadar kısa bir kelime.sadece 3 harf. ama anlamı o kadar yoğun ki;aşk üzerine sayısız araştırma yapılıyor, deney yapılıyor, makaleler yazılıyor,tezler oluşturuluyor. ama hala tam olarak ne olduğunu kimse bilmiyor. kimse bilmediği gibi dünya üzerinde her gün milyonlarca insan aşk yaşıyor. veya yaşadığını zannediyor. çok ironik bir durum. aşkın üzerine sayısız araştırma yapılsa bile tam bir tanım yapılamayacağı taraftarıyım. çünkü herkes için aşkın tanımı farklıdır. yaşadığı şartlara,olaylara ve duygulara göre değişiyor. kimine göre acı, kimine göre tatlı,kimine göre boş bir uğraş, kimine göre uğruna ölünesi bir durum,kimine göre yaşadığı en güzel şey,kimine göre hayatını berbat etti, kimi bir ömür boyu arar durur,kimi bir bakışta aşkı bulur,kiminin ocağını söndürür kiminin yaşam nefesi olur ,kimine göre beş dakikalık bir zevk kimine göre hiç unutamayacağı bir tat, bazıları hep farklı kişilerde arar bazıları tek kişide takılır kalır, bazıları dilden dile dolaşır her hakkında kitaplar yazılır okunur sohbetlere konu olur efsaneleşir, bazıları ise iki kişinin arasında kalır ve tarihe gömülür. hatta bazıları sadece aşık olan kişi ile mezara girer ve kimsenin haberi olmaz. aşk... sadece üç kelime. bu kadar kısa olmasına rağmen çoğu insanın hayatına yön veren bir duygu olduğu gerçeğini her seferinde soğuk bir rüzgar gibi çarpar yüzümüze. bu uğurda kimler ömrünü harcamadı ki, ferhatlar, mecnunlar,keremler,tahirler-şirinler-leylalar,aslılar,zühreler. o kadar içimize işlemiştir ki bu duygu mitolojilere bile konu olmuştur. tanrılar bile aşıktır. bu kadar yüce bir anlam yüklenmiştir işte. İnsan var olduğundan beri içimizde bulunan bu duygu insan yok olana kadar da devam edecektir. ve o zamana kadar sonsuz tane aşk tanımı yapılacaktır. kim bilir belki o tanımlardan bir tanesi de size ait olur ve çocuklarınıza büyük bir gururla anlatırsınız, ya da içinize gömer ve bir ömür kimseye anlatamazsınız.

Yorumlar