bosyaprak
yine uzaktayım, uzaklardayım. duymuyorum, görmüyorum, koklayamıyorum, dokunamıyorum, tat alamıyorum, hissedemiyorum. sanki koca bir şehirde yapayalnızım. duyduğum, gördüğüm, tat aldığım, kokladığım, dokunduğum, hissettiğim tek bir şey varsa o da sessizlik, seni göremeyecek olmanın verdiği korku. yalnızlığımı giderdiğim tek yer bu kağıt, bu satırlar. bir fincan kahvemden aldığım bir yudum, sahilde yürürken seyrettiğim gökyüzü, gökyüzündeki yıldızlar, yıldızlar ve ayın aydınlattığı uçsuz bucaksız bir o kadar karanlık ama bir o kadar da gizemli bir deniz. tıpkı bunlar gibi birde içimdeki sen. seni düşünmek bunları hissetmek gibi. hem korku verici hem de hayret edilesi. tıpkı seni seyretmek, gözlerine bakmak gibi. kimi zaman keyif verir, kimi zaman keyfinden ödün verdirir. ama yine de söz geçmez umutlarına, hayal ettiklerine, boğazında düğüm olup yutkunamadığın o zehire...

Yorumlar