bukalemun
yaklaşmak; penceresi olmayan iç çamaşırı dükkanı demekmiş😀bu ne demek oluyo şimdi 😁
bukalemun
hadi bakalım yorumlar şelale))
hiç dikkatinizi çektimi hollywood filmlerinde öyle sahneler var ki bizde teyze dediğimiz kadınlar orda çılgın bir polisi aynı zamanda iddialı bir şoförü ve arzulu bi kadını canlandırıp suçlu kovalerken iş arkadaşına yürüyebiliyor ..bizim oyuncularımızla kıyas yapmak istiyorum..

bukalemun
merhaba şekerler herkes yolda mı 😎😎dönüşler basladımı gelin bakim gelin 😁
bukalemun
otobiyografim (2) 🤗

selam arkadaşlar naberink :)
bu bölümde anlatılarıma bi isim vermeye karar verdim.. umarım anlatılarımla özdeş ve takdir edeceğiniz bir isim seçmişimdir. neden böyle bir isim seçtiğimi eser bittiğinde anlayıp gülüceksiniz :) isabet bi isim oldu sanrm :).. anlatılarımın adı .....

~ zoraki p!ç~

öğretmenim olacak o.çocuğu beni dövdükten sonra artık soğudum okuldan falan... öylesine gidip gelmeye başladım. gel zaman git zaman okul mahalle sokak derken karmaşık bi hayat yaşıyorum.. yaşadığımızı zannettiğimiz yer tam bir cehennem.. varoşun dibi hırsızlık gasp cinayet uyuşturucu aklınıza gelen herşey var.. hani o amerikan klasiği semtler olur ya sinemada vs vs yerlerde gördüğümüz aynının beterinin türk kreasyonu.. böyle bi semtte yaşamanın stresini düşünsenize :) ama çokta ilginçtir ki kendine has bir hiyerarşisi vardı, büyük bir mahalle ve kendi içinde 10 tane mahallecik vardı ama küçümsemeyin birinde en az 2 bin kişi yaşardı, dı di diyorum artık buralar yok :) abiler kardeşler amcalar ablalar teyzeler herkes birbirine hürmet eder kimse kimsenin tavuğuna kış diyemezdi.biri kalkıp aşağı /yukarı mahalleye rastgele giremezdi hayırdır niye geldin yapılırdı hemen..böyle bi yerde 18 yıl yaşadım.kimi zaman kral olduk kimi zaman ağvam inişleri çıkışları boldu ama kimseye boyunda eğmedik o boynu bi kere eğdik mi anında keserlerdi.. hayatta kalmanın bi meziyet oldugu yerlerdi buralar.. fakirlik içinnde yaşadık.. en yakın toplu ulaşım 3 km mesafeye gelirdi ötesi yok..niye mi dize kadar çamur..hiçbir sosyal faaliyet yok tabi bugünün kafasında.. yoksa ölesiye sosyaldik.. 90 lar nesliydik son nesildik o demleri gören..nekadar mahalle oyunu duyduysanız hepsini oynadım.. efsanee dostluklarımız vardı birlikte aç tok mutlu hüzünlü iyi kötü ne kadar duygu varsa bir yaşadık.. kalbimiz birlikte acırdı. dostlarımızla.. kızlarımız vardı mahallemizin kızları sevgilimiz kardeşimiz ahbabımız kankamızdı her birini ayrı ayrı sayar severdik..

3 yaşımdaydım. en yakın arkadaşımı tanıyın biraz.. benden 3 yaş büyüktü kuzeninden yediğim dayaklara bigün kuzenini alaşağı ederek fethetti beni.. öyle bi dövdüki göt korkusundan bida bana bulaşmaz oldu kuzeni.. o günlerde bilek çizip kankardeşi olmak meşhurdu.. kan kardeşlği derken fason değil eee birbirimiz için nefes alırdık nerdeyse.. o günden sonra efsane olduk ikimiz bi araya geldik mi kök söktürürdük millete.. psikopat mı arıyorsun bizdik işte 😀 ama şu gerçekki kimseye zevk için kötülük etmedik.. hemde hiç..

bu günlerde başladı aslında herşey.. kontrol etme istekleri bu sıralar seyirdi.. ailem bu çocukla arkadaşlık etmemi hiç istemedi. onlar istemedikçe biz dahada ahbap olduk. veletlikte üstümüze yoktu çatılara taş atar mahalle çeşmesine ipneliğine işerdik..😀 sokak sokak keşfederdik her yeri mahalle mahalle.. mahalle çeşmesi derken elektrik desen bi gider 2 hafta gelmezdi su desen evlerde tessiat yoktu harbi mahallenin çeşmesi vardı çamur gibi su akardı içebilmek için 5 kere falan kaynatır süzerdi millet.. zaten böle bi boklugun içinde yaşıyoruz birde üstüne imkansızlıgın verdiği ve cehaletin etkisi olucakki birbirini seven birbirinden başka tutunacak kimseside olmayan ama bi o kadarda birbirine bağırıp çağıran bi aile.. aslında civarda tanıdıgımız her aile böyleydi.. kim ne derse desin fakirlik insana bunları yaptırıyor.. çocukluk günlerimiz çocuk olmaya dair her eğlenceyi yaşamakla geçti ama hiç oyuncağımız olmadı inanın hiç olmadı.. misketlerimizi bile bir iki tane bulup oyunda iyi olmak zorunda olarak kazanırdık.. sokakta gezerken birilerinin kaybettiği yada attıgı kırık çarık oyuncakları bile sahiplenemezdik niye mi..? sahiplenme güdümüz bile fakirdi.. sahip olsak yenisini isticektik alamayınca hayal kırıklıgı.. bizde hiç olsun isteyemedik..

okula gidip gelirken beslenme çantamızda annemizin evde yaptıgı yemeklerden plastik kaplara koyup poşette götürürdük.. durumu iyi olan arkadaşlar güzel şeyler yerlerdi kantinden bişiyler alırlardı hiç yoktan.. biz fakir oldugumuzun bilinciyle kendimizle barışık ama arkadaşlarınkileri kıskanan çocukluk kuruntusuyla eziklik içinde boğazımıza yumuk yumuk diziken lokmaları içimize ağlayan gözyaşlarımızı bastırmak için duvara döner yerdik.. önlük defter kitap kalem ya kullanılmış yada en ince ortalısından defterlerle idare ettik. sonraki dönem silip bida kullanırdık.. defter kaplama meşhurdu o zamanlar kırtasiyelerden kap alıp jelatinlememizi isterdi öğretmenler.. bizde nerdee ya baskı hatası görmüş silik gazete kagıdıyla yada bulursak malzemesi canlı bakkal poşetleriyle artık ne bulursak.. kıyafetlerimizi yırtık sökük diker yamalar giyerdik.

bu arada mahallemizde çöpçü e. lakaplı bi kadın vardı. mesleğiyle özdeş ismi.. o da kendince yolunu bulmuş. şehir çöplüklerine atılan yada gündelik işe gittiği varlıklı insanların atmak için verdiklerinden giyilir olanları mahallede bohçacı tezgahı açar taban fiyattan satardı.. kaç yıl ordan giyindik hatırlamıyorum bile..

ne dersiniz.. devam edim mi :)
bukalemun
otobiyografim ..!! ( 1 )

size 27 yıllık hayatımın evrelerini ayrı ayrı birer ikişer cümlelerle kısaca anlatmak istiyorum..biliyorum umrunuzda bile değilim..zaten olayda bu..belki birileri umursarda az keyfim yerine gelir..ne kadarda bencilim öyle değil mi..

bana bakın.bana iyi bakın..bende kendinizi göreceksiniz..! neden mi..komik olmayın..siz ve sizin gibilere iyi hissettirebilmek iyi geçinmek iyi olmak iyi takılmak iyi konuşmak iyi iyi iyi hep bi boklar iyi olsun diye sizlere sizin gibi davrandım..kendim olmayı çoğu kez istedim..ama ne varki kendim olmama hiç izin vermediniz..havadaki nemle beslenen kaktüs çiçeği gibi fason varlıklarınızla hayata insanlığa tutunmaya çalıştım..yalnızlıktan kurtulmaya çalıştım..aslında her biriniz yalnızlığımı gidermek için birer araçtınız..başka bi anlamınız olmadı..olamadı hiç olamicak sanırım..vay şerefsiz kullanıyomusun bizi demeyin..dedim ya bünyemde sizi barındırıyorum..öyle yada böyle hep bişilerin çıkarı üzerine vardınız hayatımda..hiç birinizin hiç bişeyine ihtiyacım yokken nasıl olduda başardıysanız yalnız kalmamak uğruna sizlerle olmaya çalışmanın çıkarını güddüm sadece...

neden mi yalnız hissetim..bahsedim ..bu kısımı anlatacağım serüvenin içinden yapacağınız çıkarımlarınızla siz belirleyin...

keyifle okuyup sonunda vay açık mert korkusuz diye kahkaha atacağınızdan hiç şüphem yok :d

ben ; y. p.

6 kişilik fakir bi ailenin 3.çocuğuyum.. fakir derken miras yedi bi sülalen olunca fakir kalıyosun.. dedelerim varlık içinde yaşamışlar buna bende şahit oldum 12 yaşımdaydım dedemi gömdüğümde.. her neyse mirasyediliğe pek dayanamayan sayın babam ailesinden kopar ve 4 çocuk bi hatunla düşer İstanbul yollarına.. ayağımızda çarık yok... taşı toprağı altın ya hani istanbulun.. altın aramaya gidiyoz :d

vardık... hatırlarım o yolculuğu kamyon sırtında..hiç bişeyi olmayan babamın ne sıkıntılarla çalışıp muhtaç olmamak ve etmemek adına neler yaptığını gördüm daha doğrusu babamı o ara pek göremedim...bi kaç saat uyur it gibi çalışırdı..

1 yıl sığınmacı olarak anneannede kaldık..he bu arada akrep sokasıca akrabalardan kaç gel yine akrabaya sığın bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.. çaresizlikten korkmuş olsa gerek.. hakkı var delikanlı adamdır babam. tüm varlığa rağmen gidip el memlekette sıfırdan tutunmak mesele... nitekim 1 yıl bi yerde 2 yıl bi yerde 7 yıl 8 yıl derken kira borç kira borç dolandık durduk..

kuş pancarı derler bizde sizdede bi karşılığı vardır..bi pancar türü..öyle yokluk gördük ki annem nerdeyse 2 yıl ele el açmamak adına tarladan çayırdan toğladıgı o kuş pancarı denen otu yedirdi bize..pancar falan yalan ee inanmayın bildiğiniz ot..fakirin iştah teorisi işte..annem bitanedir hakkını hiç ödeyemicem..aç bırakmadı bi gün olsun..

çocukken kafam bi çalışırdı anlatamam yaşıtlarımla deil hep büyüklerle takılırdım..laf ebesiydim bişiyi bi kerede anlardım..ama anlatmayı bilirsen..normal insanlara göre farklı çalışırdı kafam kendime has anlama yollarım vardı...beynimin ilginç çalıştığını o yaşta farketmiştim..yeminle..okula götürdüler 1.sınıfın 1 saati kaçtım.okula geri götürdüler öğretmen sordu niye kaçtın die.. 2 tane biri yanyana koyarsan 2 tane birin olur bunun neyini anlatıyosun ki demiştim..öğretmenim olacak o. ç. dakikalarca dövmüştü beni..
o gün öğrencilik benim için bitmişti...

devam edim mi yahu sıkıldınız mı .. :) bi yorum atın :)
bukalemun
aşka olan inancım vardı bi aralar..nereye kaçtı bu sahi.şurda bi yerde olcaktı .bi kalkar mısınız acaba üstüne mi oturdunuz..hakkaten tam üstüne oturulacak aşk serüvenlerim var..öyle boktan öyle ihtiraslı öyle aşk ve öyle. nefret dolu..bi iki bukle anlatıyım mı..
bukalemun
bu hoca denen beyinsiz sürüleri bizi terabytlık harddisk sanıyolar galiba. 50 sayfa not çalışın geçin diyolar bin kelime varsa 800 ü eser yazar bilgisi gelde ezberle.. böyle tiyniyetsiz herifler var oldukça bu biz daha çok batıya özeniriz adamlarda eğitim şöyle böyle diye.
bukalemun
hayatımda bu samsun kadar boktan bi memleket görmedim.. 4 yılda bıktım 2 yıl daha var napcaz la burda zaman geçmiyo varmı önerisi olan