elliot
bi gökdelen düşün yanındaki o küçük binaları, güneş çıktıgı zaman gökdelen parıl parıldıyor ama kücük binalar gölgesinde kalıyor ben güneş sen gökdelen kücük binalar ise diğer kızlar.
elliot
asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, ya da asla birini severken karşılığını beklemedim. dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim. sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim. bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım. ama hata insana mahsustur dedim. affettim, af diledim. kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim. onlar belki beni saflıkla yargıladılar. belki de içten içe sinsice güldüler. ama asıl unuttukları şuydu; ben aldanmadım. aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar. bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için, kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için. oysa ben hiç insan kaybetmedim. sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar.
elliot
aşk öyle birşey ki .. karşıdaki ne yaparsa yapsın seviyorsun, onun hatalarına karşı hep susuyorsun, o yaptığı hatanın senin farkında bile olmadığını sanıyor ama sen aranız bozulmasın diye susuyorsun. her dönmek istediğinde gülümseyip onu kabul ediyorsun. seviyorsun çünkü.. o ne yapıyor biliyor musun? " sıkıldım. " diyor, bahane diye adlandıramayacağım şeyler söyleyip gidiyor. sen yine susuyorsun. sen hep susuyorsun. çünkü; eğer herşeye rağmen yinede aşıksan, başka çaren olmuyor..
elliot
anlamıyorsun değil mi içimdeki sessizliği? oysaki bir bilsen herşeyin cevabının orada olduğunu! tatlı düşücelerimin, gerçek gülüşlerimin, benliğimi ben hislerimin... yalnızlaştık demi, kimseyi görmez olduk, bencilleştik. tek yapmamız gereken bir parça sevgi paylaşmak, mutlu olmana sebep olanlara rahatça seni seviyorum demekti. neden zorlaştırdık bunları, halbuki birbirimizi gözlerimizdeki mutlulukla boğmak varken. anlamıyorsun değil mi beni?