jaws
bugün 12:40 civarı iibf'nin arka taraftaki durakta binip fen edebiyatta inen, arka kapıda duran, sarı kazaklı, kahverengi kabanlı, kahverengi çantalı, kot pantolonlu kızcağız; buralardaysan bi yorum at da sevineyim azıcık. çok güzel gülüyorsun içim eridi, tükendim.
jaws
sea yine ben. bugünü de sayarsam 5 gün oldu. dün yazdığım yazıya mesaj atan arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirim buradan. evet, daha fazla delirmeden artık çıkmalıyım diye düşündüm. rüyamda nargile içiyordu herkes ama bana vermiyorlardı. ben de rüyama inat bu akşam gidip güzel bir nargile içeceğim. bu sayede 5 günün sonunda biraz da olsa sosyalleşeceğim. arkadaşlara mesaj attım, bu nargile nerede içilir, neresi iyi yapar diye. sağ olsunlar birkaç yer tavsiye ettiler. özellikle bir tanesi otantik tarzı bir yermiş. severim zaten öyle yerleri. öyle yerlere ergenler pek doluşmuyor, daha nezih oluyor. dolayısıyla hem kafa dinleyip hem hoş vakit geçirebiliyorsunuz. yalnız arkadaşlar da kafamı dinlemek istediğimi anlamış olacaklar ki, hiç biz de gelelim ne yapacaksın tek başına demediler. yerim onları. arkadaş dediğin böyle olmalı. İlla senin söylemen gerekmemeli, ses tonundan vs. anlamalı neye ihtiyacın olduğunu ve ona göre davranmalı. önümüzdeki günlerde de finallere çalışırım artık zaman geçirme babında. sınavlardan sonra da 1 aydan fazla tatil var. o süre içinde ne yapacağım hiç bilmiyorum. umarım delirmem. selametle.
jaws
herkese sea. yani selamün aleyküm. tam 4 gündür evden dışarı adımımı atmıyorum. yemeği de dışarıdan söylüyorum. İflas etmek üzereyim bunun için. geçenlerde de tütün almıştım, dolayısıyla sigara da sorun olmuyor. ama benim sorun bu değil.
ciddi ciddi hiç çıkasım yok. arkadaşlar arıyor, hadi toplandık sen de gel takılalım diye. binbir türlü bahane uyduruyorum gitmemek için. hepsini seviyorum çok iyi insanlar, hepsi benim için ayrı ayrı dost. zaten toplam 3 kişiler. böyle anlatınca çok kalabalıkmış gibi oldu. acaba depresyona mı girdim ben? böyle zaman zaman saçmalayasım geliyor. evin içinde mal mal tur atıyorum. duvarın en köşeden başlayıp diğer köşeye kadar kaç parmak mesafe olduğunu falan ölçüyorum. az önce elime bir avuç pirinç aldım ve tek tek saydım onları. acaba avucuma kaç adet pirinç alabilirim diye merak etmiştim dün gece, aklıma gelmişken sayayım dedim. bana ne oluyor? daha önce böyle bir şey yaşayan biri varsa yardım piliz.
jaws
az daha büyük bir yanlış yapacaktım sanırım. kırdığın her şeyi düzeltmek (!) için o çok istediğin (!) ikinci şansı verecektim. İnsan aşık olunca görmezmiş gözünün önündeki gerçekleri. o aşk bitince anladım her şeyi. sözlerinin, hislerinin tamamen yalan olduğunu. söylediklerinle, amacının farklı olduğunu. samimi olmadığını, sadece öyle gözükmeye çalıştığını.
sevdim mi? evet. hem de çok. nasıl anlatılır, bilmiyorum ki. çok işte! platonik takıldığım günlerde, neredeyse her gece konuşmaya teşebbüs edecek kadar çok. etrafımdaki kimseye yan gözle bakmayacak kadar. düşün, senin benden haberin yokken bile. hayaller kurup, kurduğum hayallerle gecemi heba edecek kadar. rüyalarımda seni görecek kadar.
İşin istediğim noktaya doğru ilerlediğini fark ettiğim zaman yaşadığım heyecanı anlatmamı bekleme benden. uykusuz geceler artık alışkanlık oldu benim için. hayal kurmak, geceleri yatmadan önce su içmek gibi bir alışkanlık hâline geldi. konuştuğumuz zamanlara değinmek bile istemiyorum. öncesindeki heyecan, o içine ettiğimin arama tuşuna basmakla basmamak arasındaki bocalamam, mesaj yazdığımda gönder'e basana kadar yaşadığım tereddüt, bunlar anca yaşayanın anlayabileceği şeyler. günün her anı, neredeyse her saniye birini merak etmek ne demek biliyor musun? İstesen de, istemesen de kafanda o'ndan başka bir şey düşünememek.. bu hiç başına geldi mi? senin beni sevdiğini düşündüğümde içime dolan mutluluğu tahmin edebilir misin, ya da terk ettiğinde yerini alan hüznün, yaşadığım hayal kırıklığının? kendisini soğukkanlı olarak gören, en son yıllar önce çocukluğunda ağlamış olan birinin ağlamamak için kendisini zor tutması, bazen gözlerinin dolmasına hâkim olamaması.. bütün bunlar bir şeyler anlatıyor olmalı sanırım. ne dersiniz?bütün bunları tekrardan bir şeyler olsun diye yazmıyorum. ya da pişmanlığımdan vs değil. sadece içimi dökmek istedim. ne zamandır içimde tuttuğum duygularımı, düşüncelerimi dışarı aktarmak istedim. benim için bir değeri kalmadı artık. samimi olmadığını anladığım an bitti benim gözümde. artık değil onunla konuşmak, onu görmek bile istemiyorum. yazımı, keşke ona son olarak söyleyebilseydim dediğim o cümleyle sonlandırıyorum: şu saatten sonra ben başkası için yazarım, sen kendin için okursun.!