dislananmuhendis
masanın köşesinde bebeklik mi çocukluk mu desem o fotoğraflardan biri var. 2 yaşında falan olmam lazim. sapsarı saçlarım var. tombişim böyle nasıl tombiş. kocaman gülmüşüm. gözlerim kısılmış küçülmüş. fotoğraf makinesine bakıyorum. arkasındaki insana. üzerimde çiçekli bir elbise var. annem saçlarımı toplamış. ayaklarimda kırmızı bir ayakkabı. ne kadar mutluyum ya. çok değişmişim. saçlarım sarı değil annemin eli değmiyor onlara. tombiş değilim ve de en önemlisi öyle gulemiyorum. o kadar keyifli, kedersiz , huzurlu gulemiyorum. tek değişmeyen şey fotoğrafı çeken insana sevgi dolu bakışım. nasıl büyüyüp yontulmuşum öyle şaşırıyorum ki... ve çocukluğumu özlüyorum. düşünüyorum ailemden başka kimseyi tanimasam sevmesem yine öyle gülebilir miydim acaba. hayatında kötü izler bıraktığım insanlardan özür dilemek istiyorum ama gecmiycek biliyorum. yasattim çünkü bana da kötü şeyler yasatanlar oldu. gülüşüm her kötü şey yasadigimda gerçek olmamaya başladı. sahteden gülmelerimin sebebi budur.

Yorumlar

Gerekovic
ben ilkokulda aglayarak geldim bir gün okuldan. teyzem bana duzelip duzelmedigini sordu. aglamak duzeltmez dedi. o zamandan sonra dogru duzgun aglamadim bir olaya. millet önümde hocamiz gidecek tayini cikti diye agladi. ben de uzuldum ama ben kahkaha atmamak icin kendimi zor tuttum. aglamak o tayini geri almayacak çünkü. ne gerek var o zaman aglamaya? sulu göz olmaya? :d simdilerde asiri sinirlenirsem tutamiyorun, bir de ruya gormussem...