nikola tesla

Uyku
Uyku @heycorc
uyarı! yazıyı okuma niyetiniz yoksa lütfen videoyu izleyin:
https://www.dailymotion.com/video/x5bytr8

dünya çapında ücretsiz kablosuz enerji, ölüm ışınları, deprem makineler, uzaktan kumanda ve çevreci enerji...
hepsi dünyayı elektriklendiren dâhinin bereketli aklından. zamanın çok ötesinde yaşıyordu.
fizik kitaplarında genelde thomas edison'dan söz edildiğini görüyoruz. geceler boyunca, yüzlerce kez bir ampulü yakmak için uğraştığını biliyoruz. peki ya nikola tesla hakkında ne biliyoruz?
bugün dünyamızın elektriklenmesini ona borçluyuz. en basitinden, şu an telefonumuzu şarj etmek için kullandığımız, prizimize gelen işte o akım, "ac". yani alternatif akım.
o gerçek bir amerikan kahramanıydı. İnsanlık tarihinin en önemli mucidiydi. 20. yüzyıldan sorumlu.
geceyi gündüze çevirme gücü için nikola tesla'ya teşekkür edin. kendisi 200'den fazla patente sahiptir.
tesla sayesinde, bir düğmeye basmakla güç, parmak uçlarımıza geliyor.
kablosuz enerji iletimi sürekli tekrar edilir. tesla’nın en egzotik vizyonlarında bile.
bu kayda değer fikri anlamanın kilit noktası, bu tuhaf ama güçlü icattı. tesla tarafından ilk 1891'de 35 yaşında patentlendi. adı "tesla bobini".
tesla bobinini bir su hortumu gibi düşünün. akım, suyun akışına benzetilebilir. voltajıda suyun basıncına.
eğer hortumun ucuna bir ağızlık eklenirse su basıncı katlanarak artar. suyun akış hızı ise düşer.
bir tesla bobini de böyle çalışır. akımı küçük bir birincil bobinden, ikincil çok daha büyük bir bobine ileterek, voltajı muazzam oranlarda yükselterek, akımı düşürür. bu, tesla bobinini bir trafo yapar.
devasa bir tesla bobini kullanarak, mucit bütün dünyaya elektrik dolu bir atmosfer sağlamak istiyordu. dünya dev bir elektrik prizi olacaktı. 12 aralık 1901'de tesla kablosuz ağ üzerinde çalışırken guglielmo marconi erken davrandı ve başarıyla atlantik okyanusu'nun üzerinden bir radyo sinyali iletti. marconi'nin başarısı bir ilkse de, gerçekte bunu başarabilmek için tesla'nın patentlerinin 17'sini kullandı. tesla, "radyonun babası" unvanını kaybetmekle kalmadı, marconi'nin başarısı wardenclyffe kulesi’nin kaderini mühürledi.
"dünya buna hazır değildi. zamanının çok ötesindeydi. ama aynı kanunlar sonunda galip gelecek ve bunu muhteşem bir başarı yapacak." nikola tesla

efsaneye göre, 1856'da hırvatistan'da doğdu. gece yarısı vururken, bir elektrik fırtınasında.
tesla, kariyerine 1881'de budapeşte'deki bir telefon şirketinde elektrik mühendisi olarak işe başladı. bir gün bir arkadaşıyla parkta yürürken tesla aniden yeni bir elektrik motoru için çığır açacak bir konsept hayal etti ve toprağa çizdi. bu basit çizim, indüksiyon motorunun patentine dönüştü. dünyadaki standart elektrik motoru bu olacaktı.
1884'de 28 yaşında tesla, amerikaya taşındı. yanında az bir para ve patronunun thomas edison'a yazdığı bir referans mektubu vardı. mektupta kısaca şu yazıyordu; İki büyük adam biliyorum, birisi sizsiniz. tesla'da diğeri.
edison, tesla'yı işe aldı ve şirketinin elektrik jeneratörlerini 50 bin dolar ikramiye karşılığında yeniden tasarlamasını istedi. tesla, muazzam kâr getirecek patentler ürettikten sonra edison'dan ikramiyesini istedi.
edison, "dalga geçiyor olmalısın, amerikan mizah anlayışını hiç öğrenmemişsin daha" der ve 50 bin doları vermez. tesla'da, "bay edison, istifa ediyorum" diye karşılık veriri.
böylece tesla ile edison arasında hayat boyu sürecek bir düşmanlık başlar.
tesla, edison'u terk eder ve new york city'de bir yıl çukur kazar. çok karanlık zamanlardır. bu noktada bütün hayalleri yok olmuştur.
yenilgiyle uğraşıp, didinerek yeni icatlar için sermaye biriktiren tesla, şehrin tepesine çekilen elektrik kabloları ağını görünce dehşete kapılır. bazı yerlerde güneşi bile perdeliyordu.
edison, dc "doğru akım" enerjisinde büyük bir yatırımcıydı. tesla, daha iyi bir yolun olduğunu biliyordu ve küresel standart olacak yeni bir sistem icat etmekte kararlıydı, ac "alternatif akım".

ac ve dc elektrik arasındaki fark, elektriğin veya elektronların nasıl aktığıyla alakalıdır. dc'nin çalışması için bir kablo üzerinde eksi kutuptan artı kutba sürekli ve doğrudan bir elektron akışı olmalıdır.
güç uygulandığında, elektronlar işe gider, işi yapar ve jeneratöre geri döner. bu süreçteki sorun, elektronların bu kablolar üzerinde dirençle karşılaşması. yani enerjinin çoğu, bu kabloda kaybolur. edison'un düşündüğü sistemde, elektrik ağında voltajı sabit tutmak için her mil başına bir santral kuracaktı.

1887'de tesla, bir başka daha ucuz güç sistemi için 7 abd patenti aldı. adı alternatif akım. tesla'nın ac sisteminde keşfettiği şey, elektronları işe gönderip geri getirmenin gerekli olmadığıydı.
gerçekte akımı dönüşümlü yaptı. İleri geri göndererek. tesla bir ac jeneratör sistemi geliştirdi. elektrik akımını negatif ve pozitif kutuplar arasında değiştiriyordu. saniyede 60 tur. ac'yi bir trafo aracılığıyla neredeyse sıfır kayıpla göndererek, voltajı göndererek akımı azaltabilirdi. bu sayede ac, verimli olarak dc'den yüzlerce kilometre öteye iletilebilirdi.

milyoner girişimci george westinghouse, tesla'nın icatlarının uzun mesafe güç iletiminin kilidini açabileceğini düşündü. patentleri 60 bin dolar ve westinghouse şirketinde yüklü bir hisse senedi karşılığında satın aldı.
nikola tesla, 1891'de amerikan vatandaşı oldu. aynı yıl, onun ac'si ile edison'un dc'si arasında topyekûn bir savaş başladı.
edison, ac'nin tehlikelerini göstermek için bir propaganda mücadelesi başlattı. hayvanları alıp ac ile öldürüyorlardı. edison, new york eyaletini 1890'daki ilk elektrikli idam için tesla'nın ve westinghouse'un ac gücünü kullanmaya ikna etti. bir muhabire göre dehşet verici bir manzaraydı. asmaktan çok daha kötü. edison, bu tekniğe "westinghousing" adını koydu.
İster hayvanları elektrikle öldürüyor olsun, ister mahkûmları, altta yatan fikir bunu evinizde istemeyeceğinizdi.
1893'te kötü basına rağmen, tesla ve westinghouse şirketi, chicago dünya fuarı'nın ışıklandırma ihalesini kazandı. tarihteki ilk tam elektrikli fuar.
yani tesla'nın yeni bir ampul bulması gerekiyordu. sonra da 6 ayda 50 bin tane üretip fuarı ışıklandırması...
edison'un ampulünün yivli bir sapı vardı. ampule bu yivli saptan elektrik verme yöntemini ve içerdeki vakumu hapsetmeyi patentlemişti. tesla'nın çözümü, ampulün dibine bir cam kapak eklemekti. kablolar bu kapaktan geçiyordu. yani edison'un patentleriyle karışmayan bir ampul üretmeyi başardı. tesla, edison'u kendi oyunuyla yendi. üretimi daha kolay bir lamba üreterek ve bunu kısa bir sürede başardı.
1 mayıs 1893'te başkan grover cleveland bir düğmeye bastı ve tesla'nın 200 binden fazla akkor lambası fuar alanını aydınlattı. abidevi bir başarıydı. modern elektrik aydınlatma çağının müjdecisi.
bu olaydan sonra adı dünya çapında bilinir hale geldi. bu zaferle kendine güveni artan tesla, ac'nin geleceğin akımı olacağına inandı. bunu kanıtlamak için dünyanın en büyük doğal harikalarından birinin gücünü kullanmaya çalışacaktı.
milyonlar inanılmaz gücüne tanıklık etti. niagara şelaleleri, döküldüğü yerde saniyede 3 milyon litreden fazla su akıtabiliyor. bu da 2.4 milyon kilowatt elektrik üretmeye yeter. bu oranla, şelale sıcak bir yaz gecesinde las vegas'ın yarısına yetebilir. niagara şelalesini elektrik için kullanmanın önündeki engel, o elektrik gücünü asıl tüketenin 30 km ötedeki buffalo şehrinin kullanmasıydı. dc ileticiler kullanmak hiç pratik olmazdı. çünkü her 3 km'de bir yineleyici terminal inşa edilmesi gerekirdi. ac, bunlara gerek duymuyordu. şelalelerde ac gücünü üretmek için tesla, kompleks bir jeneratör ve trafo sistemi tasarlayıp mühendisliğini yaptı.

tesla, her şeyi yazmıyordu. bunların çoğu kafasındaydı. o konuşarak yapması gerekiyordu. tesla, biraz kendi küçük dünyasında yaşıyordu. diğer insanlara açıklama yapmazdı.
1896'da uzak mesafe enerji aktarımı yapan ilk ac hidroelektrik santrali devreye girdi ve buffalo, ac gücün potansiyeli için başkent oldu. düğmeye bastıklarında tesla burada değildi ama eserine o kadar güveniyordu ki çalışacağından emindi.

edison’la son savaşını kazandı ama zaferin bedeli çok ağır oldu. akım savaşlarında westinghouse, finansal olarak tükenmişti. şirketin bekası için büyük bir jest yapan tesla, kâr payı sözleşmesini yırtıp attı. daha iyi icatlar yapacağını iddia ediyordu. eğer sözleşmeye uyulsaydı, tesla bir milyoner olurdu ve hayatının geri kalanında finansal sıkıntısı olmazdı.
"para, insanların biçtiği kıymete haiz değildir. benim bütün param deneylere yatırılmıştır. bunlarla yeni keşiflerde bulunup insanoğlunun yaşamının biraz daha kolaylaştırılmasını sağlıyorum." nikola tesla

tesla, mikroplardan korkardı. ellerini sürekli yıkaması gerekirdi. her şeyi üçlü yapardı ve new yorker otelde 3'e bölünebilen bir sayısı olan bir orada kalma konusunda çok katıydı. "3327"
hep 9 peçete isterdi ve eğer ekmek falan yiyecekse 9 dilime, 3x3 kesilirdi. hatta tabakların sayısı bile veya odasına gelen havlular bile genelde 3 veya 9 taneydi.
tesla hiç evlenmedi. mücevhere katlanamazdı. İnci küpeler dişlerini kamaştırdığını, birisinin tahtaya parmak sürtülmesi gibi olduğundan bahsedermiş. saplantılarına ve takıntılarına rağmen tesla, olağanüstü mucit zekasını her zaman kullanabiliyordu.
1898'de uzaktan kumandayı icat etti. madison square garden'da 2 metre uzunluğundaki radyo dalgayla kontrol edilen bir tekneyle gösteri yaptı.
tesla'nın uzaktan kumanda prensipleri bugün televizyondan cephelerde istihbarat için kullanılan insansız hava araçlarına, uzayda çalışan uydulara kadar her yerde görülebiliyor.

doğadaki en kuvvetli güçlerden biri depremdir. bu gücün silah olarak kullanıldığını hayal edin.
bazıları tesla'nın keşfetmiş olabileceğine inanıyordu. tesla deprem makinesi, mekanik bir osilatördü. basitçe, titreşim üreten bir makine.
bu titreşimleri üreterek, makine değişik yapılarla rezonansa girebilirdi. osilatör makinesinin dayandığı prensip şudur; uyarıldığında her maddenin rezonans frekansı olduğu. eğer frekans tutturulup, osilatör makinesi gibi bir dış güç tarafından arttırılırsa, her malzeme parçalarına ufalanabilir. washington'daki tacoma narrows köprüsünün 1940'da yıkılması bu prensibi ortaya koydu.
köprünün etrafında esen rüzgâr, frekansı tam tutturup çelik köprünün ritmik bir hareketle çılgınca sallanmasına neden oldu. nihayet köprü yıkıldı.

1898'de tesla, bir alarmlı saatten büyük olmayan, ayarlanabilir frekanslı bir osilatör yaptığını iddia etti.
"bir kaç saniyede binanın titremeye başladığını hissettim. 10 dakika daha devam etseydim binayı sokağa yıkabilirdim. aynı cihazla brooklyn köprüsü'nü, bir saatten kısa bir sürede east riber'a indirebilirdim."

belki de cihazdan sonraki deneyler pandoranın kutusunu açmıştı.
bir efsaneye göre küçük osilatörünü çalıştırır bazıları deprem makinesi diyordu ve aşağı manhattan'ı titretmeye başlar ve onlar da manhattan polis departmanı arar ve polis gelir. kapıyı yumruklarlar, laboratuvarına zorla girerler ve bir çekiçle makineyi kırarken görürler. düğme sıkışmış, kapatamamış.

1934'te tesla bir "ölüm işını" tasarruv etti. fikri, milyonlarca volt elektrik yüklenmiş yoğunlaştırılmış parçacık ışınlarını havaya ateşlemekti. bu da düşman filosundaki uçakları 400 km öteden indirebilirdi.
tesla son yıllarını new yorker otelde iki küçük otelde geçirdi. 86 yaşındaki ölümü öğrenildiğinde, birleşik devletler hükumeti bilimsel çalışmalarına el koydu. öldüğü sırada makalelerinde ne olduğuna dair büyük bir endişe vardı.
çünkü ii. dünya savaşı'nın ortasıydı ve nazi'lerin bunu ele geçirmesinden korkuluyordu. hükumetin iddia ettiğine göre tesla'nın makaleleri incelendikten sonra 1952'de serbest bırakıldı ve sonra da belgrad'a gönderildi. şuan da da orada nikola tesla müzesinde bulunuyorlar. ne var ki, çoğu bazı makalelerinin kayıp olduğu inanılıyor. o makalelerde ne olduğunu kim bilebilir? belki de çok hassaslardır, belki de gerçekten ölüm ışını planı vardı ve bunun halka bildirilmemesi gerekir. nikola tesla'nın makalelerini kim aldı?

bu makalelerde ne olduğunu hiç öğrenemeyebiliriz. bildiğimizse, yeniden değerlendirilen eserleri gösteriyor ki, bazı fikirleri zamanının bir asır ötesindeydi.
hatta yüz yıldan uzun bir süre önce tesla, yeşillenmişti bile.
birleşik devletler, günde 20 > milyon varil petrol tüketiyor.
bir asır önce tesla, fosil yakıtların geleceğini gördü.
"eğer güç elde etmek için yakıt kullanırsak, sermayemizden yeriz ve onu hızla tüketiriz. bu yöntem barbarca ve boş yere müsrifçedir. sonraki nesillerin çıkarı için durmamız gerekir." nikola tesla
tesla, toplumun yenilenemeyen yakıtları tüketme hızından endişeleniyordu. kömür, petrol daha yeni çıkıyordu ve başka bir enerji kaynağı bulma ihtiyacı duyacağımız bir zamanı öngördü.
tesla şimdi, yenilebilir enerji dediğimiz şeyin geliştirilmesini bekliyordu. 1901'de ışıma enerjisinin kullanımı için bir aygıtın patentini aldı. patent, güneşten ve diğer ışıma enerjisi kaynaklarından bahsediyor. kozmik ışınlar gibi.
tesla ayrıca, jeotermal enerjiye de önem verdi. 1931'de new york times'a gönderdiği "geleceğin enerji usulü" başlıklı bir makalesinde, dünyanın doğal enerjisinin nasıl kullanılacağını inceledi.
"tek yapılması gereken, bu muazzam jeotermal enerjiyi kullanabilmek için uzun kazıkları yere gömebilmenin ekonomik ve hızlı bir yolunu bulabilmek." nikola tesla

tesla ayrıca bir çevreci ışıklandırma öncüsüydü. 1893 chicago dünya fuarı'nda tesla bir floresan ampul sergiledi. edison'un akkor ampullerinden daha düşük sıcaklıkta ve uzun sürede yanıyordu. bugünkü uzun ömürlü, verimli ışıklarının atası.

flament karbondan yapılan ampuller, içinden elektrik geçirildiğinde ısınır. bu ısı da beyaz bir ışık üretir. bu ampule giren enerjinin yarıdan fazlası ışık yerine ısı üretiyordu. bu yüzden çok verimsizdi.
tesla, sonuç olarak farklı bir prensiple çalışan, ısı üretmeyen bir lamba geliştirdi. işığı bir ampulün içindeki gazla üretiyordu. elektrik uçlarından ampule girer, içinde elektrotlar bulunur ve elektrik girdiğinde gaz uyarılır ve içeride tutuşarak tüpün içindeki bütün boşluğu ışıtır. sonuç olarak, ışık daha parlaktı, daha derindi ve edison'un ampulünden daha verimliydi. modern floresan ışığı aynı prensiple çalışır. İçinde yüksek voltajla uyarılan gaz vardır ve bu tesla'nın hala kullanılan bir prensibidir.

tarih, bu dâhiyi göz ardı etmiş olabilir ama bugün yeniden keşfediliyor.
nikola tesla, modern dünyayı bugünkü haline getirdi. tabi birçok insanın nihayet bunu anlaması uzun yıllar aldıysa da, sanırım belki de bu artık değişiyor.
tesla'nın bıraktığı asıl miras, bir mucidin yaratıcı ruhu. düşünceden hiçbir sınır tanımamak. gerçekten her şeyin mümkün olduğuna inanıyordu.
"bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. bugün onların olsun; ama uğrunda çok uğraştığım gelecek, benimdir." nikola tesla