Geçmişten Günümüze En Eğlenceli 6 Film.. Thursday, September 14, 2017

Jeff Lebowski, hayatının büyük bir bölümünü evinde boş boş yatarak ve uyuşturucu kullanarak geçirmektedir ve aynı zamanda işsizdir. Lakabı Dude olan bu adamın oldukça monoton bir hayatı, iki haydut tarafından darmaduman edilir. Çünkü haydutlar onu yanlışlıkla milyoner Jeff Lebowski zannetmişlerdir. Bir gün zorla evine girerler ve eğlence dolu hikaye o zaman başlar.

Seksen beşli yılların efsane otomobili arasında yer alan, hâlâ efsaneliğini koruyan DeLoran’ın içine saklanan bir icat, Marty’yi yanlışlıkla 1950’li yıllara geri gönderir. Genç, acemilikle sakin Amerikan kasabasında bir kazaya sebebiyet verir. Böylelikle anne ve babasının geçmişte tanışmalarını engeller. Bu gelişme, kendisinin de doğumuna yol açmayacağı için durumu düzeltmesi gerekir. Ancak hayat gerçekte çok daha karmaşıktır.

Dört arkadaş, arkadaşlarının düğününden iki gün evvel bekarlığa veda partisi vermek üzere Las Vegas’da buluşurlar. İnanılmaz derecede geçen bir gecenin ardından her biri sarhoş olur. Sabah uyandıklarında gözlerine inanamazlar: Odalarında bir kaplan, tavuklar ve dolapta ağlayan altı aylık bir bebek vardır. Ayrıca damat ortadan kaybolmuştur. Dün geceye dair hiçbir şey hatırlamazlar. Üç arkadaş, önüne çıkan ipuçlarını takip etmeye başlarlar. Her şey nasıl bu noktaya gelmiştir? Bir taraftan da kayıp olan damadı bulup Los Angeles’a, düğüne de yetiştirmeleri gerekir.

Bir tv kanalında sunucu olan Phil Connors, yapımcısı ve kameramanıyla birlikte Punxsutawney’e program çekimine gönderilir. Burada düzenlenen geleneksel Groundhog Day şenliklerini haber yapacaktır. Belki de o gün, Phil’in yaşadığı en kötü gündür. Fakat beterin beteri ise Phil’in karabasanıdır. Groundhog Day’i her gün yeniden yaşayan Phil, artık o gün ne olacağını önceden bilir. Bunu avantaja çevirir ve bir kadının kalbini kazanmak için uğraş vermeye başlar.

Orta yaş krizine girmek konusunda biraz acele eden Peter Gibbons, gerek işi gerekse de çalışanı olduğu şirket için deliler gibi çalışmaktadır. Bilgisayar programcısı olarak görev yapan Peter, zihnini uyku moduna geçiren ve bir türlü sonu gelmeyen bu sıradan yaşamdan oldukça sıkılmıştır. Özel hayatında da monotonluğu devam eden Peter, kız arkadaşının onu aldattığından emindir.

Ferris, hayatını deli dolu yaşayan, kararlarını anlık olarak belirleyen, tesadüf eseri gelişen olayları yaşayan biridir. Ciddiyet ve disiplenden oldukça nefret etmektedir. Onun için boş bir günün anlamı, eğlence ve macera demektir. Okulun son günlerine doğru yaklaşırken güzel bir bahar gününde kız arkadaşı ile en yakın arkadaşını da yanına alır ve okuldan kaçarlar. Üç arkadaş, Chicago’ya doğru yola çıkarlar. Maceralarla dolu bir gün onları beklemektedir. Kırmızı bir Ferrari’yle şehri turlamaya başlarlar ve başlarına gelecek hikaye tam da burada boy gösterir.