pek çok üniversite öğrencisi gibi ben de "hayatımı değiştireceğim abi, kendimi geliştireceğim." mottolarıyla çıktığım bu yolda bir çılgınlık yapıp kendime "dünya klasiklerini okuma" hedefi koydum. o kadar gazlıyım ki üniversitelerin açılmasını bekleyemeden ilk klasiğimi okudum. evet. karşınızda:
İnsan neyle yaşar, kıvılcımı söndürmeyen ateşi zapt edemez, mum, kızlar büyüklerden akıllıymış, İnsana çok toprak gerekir mi?, İlyas; tolstoy'un kaleminden.
İlk önce bilmeyenler için not düşmek istiyorum, yukarıda saydığım hikayeler "İnsan neyle yaşar" başlıklı İş bankası yayımının içerisinde yer alan hikayeciklerdir. yaklaşık 90 küsur sayfalık bu kitabın içerisinde tam 6 adet hikaye bulunuyor.
tolstoy, rusların ortodoksluk inancına bu kadar bağlı olmasında tuzu olanlardan birisi olsa gerek ki enteresan bir şekilde "rus edebiyatı abi bu, herhalde açlık, dram, sert realizm falan işleniyordur." dememe rağmen, en azından bu eserinde inanılmaz bir romantizm ve din temelli didaktiklik söz konusu.
tabii kendim de dindar bir insan olduğumdan bu benim için sorun olmadı. tam tersine, çok hoşuma gitti. hikayeler inanılmaz öğretici. 7 yaşındaki çocuğun da, 70 yaşında yetişkinin de içerisinden alıp öğrenebileceği çok şey var. olgunlaşmamış çocuklar için iyi insan olmayı öğreten, daha derin zihinler içinse hareketlerimizi ve dürtülerimizi sorgulatan bir kitap.
kitabın içerisindeki tüm hikayelerde İncil'den göndermeler ve İsa'nın emirlerinden bazıları mevcut. kişinin dininin ahlaksal dogmalarıyla bütünleşmesini sağlayan, okuyanı topluma faydalı birer insan olmaya teşvik eden bir kitap. kalemi muazzam, inanılmaz sürükleyici. çok kitap okumayan bir insan olarak her gün bir hikaye okusam 6 günde biter diyerek elime aldığım kitabı "bir hikaye daha, bir tane daha." diye diye bir günde bitirdim.
kitapta genellikle iyi ve kötünün savaşı, iyi yoldan kötü yola sapmakta olan kişinin verdiği içsel savaş, iyinin zevkleri ve arzuları uğruna kendini mahvederek çöküşü, iyiliğin karşılığında tanrı'nın verdiği ödül konu edilmiş. tüm bu konularda yazar, tanrı'nın emirleriyle kişiyi ahlaklı insan olmaya teşvik eden bir öğretmen.
tolstoy metinlerde açgözlülüğün öldürücülüğünü, büyüğün ve yaşlıların bilgeliğine saygıyı, öfkenin doğurduğu yıkım gibi en azından benim için klişe ve sıkıcı olan konuları, hiç de sıkıcı, klişe olmayan şekilde sunuyor. bunu başarmasındaki en önemli etken, muhteşem ve boğucu olmayan betimlemeleri, olay örgüsünün sürükleyici yapısı ve okuyucuda her zaman uyandırmayı başardığı merak duygusu. hikayelerinin bazılarında aramıza melekler katılıp bizlere çeşitli dersler veriyorken, bazen de kendi derslerimizi yanıp kül olan kurgusal hayatlardan bizzat biz çıkartıyoruz.
her ne kadar kaynakça gösterdiği inanç hristiyanlık da olsa, içerisindeki fikirleri ve ahlaksal tavsiyeleri alabilmek için hristiyan olmaya gerek yok. yüreğinde terazisi olan her insanın okuyabileceği, güzel bir kitap. dindar bir müslüman, güçlü karakterli bir ateist için hırsızlık ve açgözlülük ne kadar kötüyse, tolstoy bundan eksiğini ya da fazlasını anlatmamış.
bence dünya klasiklerine başlamak için nokta atışı kitaplardan birisi. kısa, öz, basit ancak bir o kadar çarpıcı. okumanızı tavsiye ederim.
İnsan neyle yaşar, kıvılcımı söndürmeyen ateşi zapt edemez, mum, kızlar büyüklerden akıllıymış, İnsana çok toprak gerekir mi?, İlyas; tolstoy'un kaleminden.
İlk önce bilmeyenler için not düşmek istiyorum, yukarıda saydığım hikayeler "İnsan neyle yaşar" başlıklı İş bankası yayımının içerisinde yer alan hikayeciklerdir. yaklaşık 90 küsur sayfalık bu kitabın içerisinde tam 6 adet hikaye bulunuyor.
tolstoy, rusların ortodoksluk inancına bu kadar bağlı olmasında tuzu olanlardan birisi olsa gerek ki enteresan bir şekilde "rus edebiyatı abi bu, herhalde açlık, dram, sert realizm falan işleniyordur." dememe rağmen, en azından bu eserinde inanılmaz bir romantizm ve din temelli didaktiklik söz konusu.
tabii kendim de dindar bir insan olduğumdan bu benim için sorun olmadı. tam tersine, çok hoşuma gitti. hikayeler inanılmaz öğretici. 7 yaşındaki çocuğun da, 70 yaşında yetişkinin de içerisinden alıp öğrenebileceği çok şey var. olgunlaşmamış çocuklar için iyi insan olmayı öğreten, daha derin zihinler içinse hareketlerimizi ve dürtülerimizi sorgulatan bir kitap.
kitabın içerisindeki tüm hikayelerde İncil'den göndermeler ve İsa'nın emirlerinden bazıları mevcut. kişinin dininin ahlaksal dogmalarıyla bütünleşmesini sağlayan, okuyanı topluma faydalı birer insan olmaya teşvik eden bir kitap. kalemi muazzam, inanılmaz sürükleyici. çok kitap okumayan bir insan olarak her gün bir hikaye okusam 6 günde biter diyerek elime aldığım kitabı "bir hikaye daha, bir tane daha." diye diye bir günde bitirdim.
kitapta genellikle iyi ve kötünün savaşı, iyi yoldan kötü yola sapmakta olan kişinin verdiği içsel savaş, iyinin zevkleri ve arzuları uğruna kendini mahvederek çöküşü, iyiliğin karşılığında tanrı'nın verdiği ödül konu edilmiş. tüm bu konularda yazar, tanrı'nın emirleriyle kişiyi ahlaklı insan olmaya teşvik eden bir öğretmen.
tolstoy metinlerde açgözlülüğün öldürücülüğünü, büyüğün ve yaşlıların bilgeliğine saygıyı, öfkenin doğurduğu yıkım gibi en azından benim için klişe ve sıkıcı olan konuları, hiç de sıkıcı, klişe olmayan şekilde sunuyor. bunu başarmasındaki en önemli etken, muhteşem ve boğucu olmayan betimlemeleri, olay örgüsünün sürükleyici yapısı ve okuyucuda her zaman uyandırmayı başardığı merak duygusu. hikayelerinin bazılarında aramıza melekler katılıp bizlere çeşitli dersler veriyorken, bazen de kendi derslerimizi yanıp kül olan kurgusal hayatlardan bizzat biz çıkartıyoruz.
her ne kadar kaynakça gösterdiği inanç hristiyanlık da olsa, içerisindeki fikirleri ve ahlaksal tavsiyeleri alabilmek için hristiyan olmaya gerek yok. yüreğinde terazisi olan her insanın okuyabileceği, güzel bir kitap. dindar bir müslüman, güçlü karakterli bir ateist için hırsızlık ve açgözlülük ne kadar kötüyse, tolstoy bundan eksiğini ya da fazlasını anlatmamış.
bence dünya klasiklerine başlamak için nokta atışı kitaplardan birisi. kısa, öz, basit ancak bir o kadar çarpıcı. okumanızı tavsiye ederim.