gençler, ne haber? beni özleyen var mı? nasıl gidiyor?

ne habersiniz gençler? ben birazdan kendime bir menemen operasyonu çekeceğim, isteyen olursa bir dahakine ısmarlayabilirim.

bugün 12 buçuk-12kırk beş arasında, r11'de gördüğüm, fen edebiyatta otobüsten inen; mor/eflatun montlu, yine mor ponpon kulaklara sahip şapkalı, kahverengi çantalı, gri pantolonlu, kahverengi botlu, hemen karşımda oturan hanımefendi! güzeldiniz... umarım bir daha denk geliriz.

saat 09:24, kulaklığımda "yıkılmışım ben" çalıyor... sabahın bu güzel saatinde; bana böyle şarkılar dinletenlere lanet olsun.

5 yıldır buralardayım. 4 yıldır da yıl başlarında hep aynı şeyi yaptım, bu yıl da yapacağım. yalnızlık çok güzel şey be kardeşim...

benimle olsaydın sana bağlama çalar, türkü söylerdim..... benimle olsaydın sana klarnet çalar, gönlünün kapılarını aralardım.....futbol hariç her konuda tartışabilirdik, gayet medeni bir şekilde.... sen kaybettin, yapacak bir şey yok.

yarın saat 2 gibi mühendislik fakültesinde olacağım. alttan aldığım bir derse iştirak etmeyi planlıyorum, 4'ten sonra kantinde sigara içeceğim. şimdilik söylemek istediklerim bu kadardı, herkese iyi akşamlar dilerim.

sitedeki, tespit ettiğim bazı eksik hususlara değinmek istiyorum;
yazarken alt satır yaptığımız, satır başı yaptığımız tekrar normal şekilde devam ediyor. bu düzeltilmeli. düzeltilmeli ki insanlar kör olmadan da uzun yazıları keyifle okuyabilsinler....
özel mesaj yani pm olursa ne olur bilemem, o da adminlerin takdiri. lakin bence güzel olurdu, malum sitede takılanların büyük bir çoğunluğu yalnız. en azından belki bir şeyler olabilir. iyi veyahut kötü, buna da herkesin kendi kararını verebilecek olgunlukta olduğunu düşünüyorum.....
şimdilik bu iki madde gözüme batıyor. özellikle de satır atlamamaktan yazıların aşırı göz yorucu olması çok zoruma gidiyor arkadaş. zoruma gidiyor...

böyle zor günler geçirdiğimiz bu zamanlarda, bu saçma şeyleri yazacağım için utanıyorum...  yıllar sonra içimde bir kıpırtı oldu, aradım taradım buldum kızın ismini. tek istediğim sadece ona derdimi anlatmaktı, tek istediğim hissettiklerimi anlatmaktı... öylesine saf, öylesine yeşermeye hazır bir umuttu bendeki; tertemiz. kısa sayılamayacak kadar uzun bir yazıyla ifade ettim içimdekileri, 'dm' yoluyla. peki ne oldu diye soracaksınız; elbette ki şaşırtmadı, kendi çapımda entelektüel birisiyimdir, onu da yansıtacak şekilde bir mesaj atmıştım oysa ki... tek cümlelik, sebepsiz, ucube bir reddediş ve ardından engel yedim. zaten o yazdığım nadide sözlerden anlamıyorsa bir insan, yani o ruh yoksa onda; zaten benimle beraber olma şansı yokmuş... iyi oldu aslında bu açıdan baktığımda :) bundan kelli, birisini gözümde büyütüp bir hayal kurarsam; namert olayım.
güzel geceleriniz olsun dilerim...

bu aşk, sevmek, sevilmek gibi mevzulara, son ilişkimden sonra o kadar uzak kaldım ki; artık aşk acısı çekenleri falan gördükçe bir gülme tutuyor beni ciddi ciddi dalga geçiyorum falan... yüreğimizi taşa çevirenlere bunun hesabını elbet soracağız!
sanırım artık titreyip kendime gelme vaktim geldi... hayırlısı diyorum artık.

sahile inip, biraz klarnet çalıp; kafa dinleyecektim. rüzgar sağolsun izin vermedi... bu nasıl bir havadır be kardeş?

yaklaşık 3 yıldır, düzenli olarak derslere girmiyorum.
radikal bir karar ile yarın saat 3'te, alttan aldığım bir derse iştirak edeceğim. biraz da insan içine çıkmış olurum...