shoei
notları karıştırırken kendimi zincirleme kazayı videoya çeken kamyoncu amca gibi hissediyorum, şaşırmışlık aynı, tepkiler aynı...
shoei
selam olsun kütüphanede birlikte sabahladığımız arkadaşlara ve evlerinden bizi okuyan vize mağdurlarına.
shoei
güzel ülkemde insanların sistemdeki hataları cımbızla çekmeleri gerçekten çok trajikomik. parti binalarına polisin girememesi gibi bir yasa var. bunu duyan adanalı arkadaşlar gelişen türkiye partisi'ni kurup toplantı adı altında kumar oynatıyorlarmış. polis partiyi 17. kez basmış. yakalanan parti liderinin ifadesi de "seçim öncesi son toplantıyı yapıyorduk" demiş. ağlanacak halimize güldürüyor yurdum insanı. oylar gtp'ye 😂
shoei
bugün derste iletişim ile alakalı bir konu işliyorduk. açık konuşmak gerekirse dersi dinlemiyordum ama hocanın ağzından çıkan bir cümle bütün dikkatimi çekti. cümle şöyleydi "son zamanlarda kızlar maço erkeklerden hoşlanıyorlar". hiç anlayamam maço erkek seven kızları. biri size evcil hayvan muamelesi gösterip öyle yapma böyle yapma dediğinde değer verdiğini falan mı zannediyorsunuz? şahsen ben karışmam sevgilim olsa. benim hoşuma gitmeyeceği için kendi düşünüp yapmaması varken neden zorla dayatarak yaptırayım ki? ne anlamı kaldı o zaman bir hayatı birlikte paylaşmanın. özgürlüğün kısıtlanması ve bazı arkadaşlarımızın bundan hoşlanması çok garip gerçekten. aynı muameleyi annesi yapsa kıyameti koparacak hanımefendi sonra gelmiş maço erkek severim diyor. bence değer vermek öyle evcil hayvan muamelesi yaparak olmuyor. birbirini tamamlayarak, konuşmadan anlaşarak, gözlerinde kaybolarak, iyi kötü gününde yanında olarak, öptüğünde dudaklarından çıkan duyguyu kalbinde hissettirerek, sarılınca göğüs kafesinden içeri sokup kalbine saklayacakmış gibi sıkarak gösterilir. ve söyleyemediğim onlarca, yüzlerce, binlerce şey... sanırım bu yüzden yalnızım, yalnızız. karışmayınca değer vermiyosun, sevmiyorsun dediğiniz için. aslında ben ve benim gibi düşünen kardeşlerim emin olun güvendiğinden karışmaz ve en büyük değerlerden biridir bir insana gözün kapalı güvenmek. neyse gideyim de biraz mark eliyahu dinleyeyim. bana sorarsanız en güzel şarkısı coming back, ama journey'de güzel. neyse iki şarkı tavsiye edeyim bu akşam. kalın sağlıcakla...
shoei
bugün ego hakkında biraz konuşmak istiyorum. biraz da tanımadığı ve hakkında hiç fikre sahip olmadığı kişilere değişik yakıştırmalar yapan insanlardan. hepimizin ağzında olan bir kelime var 'egoist'. söz meclisten dışarı çoğu insan bir kere bile sözlük anlamına bakmadan kendi çıkarımlarıyla ürettiği bir anlam doğrultusunda hunharca sağa sola kullanıyor. çoğu zaman da haketmeyen insanlara... 'ego' kelimesi latince kökenlidir ve anlamı 'ben, benlik' olarak geçer. aslında günümüze uyarlarsak insanın kendisindeki eksikliği söylemesi bile bir ego. mesela 'ben çok şanssızım' cümlesi bir egodur, kendini anlatır. ego tamamen bir insanın kendi eksikliğini karşıya aktarması veya kendindeki eksikliği yücelterek üstünü kapatmaya çalışmasıdır. yine söz meclisten dışarı beyni olduğu halde düşünmekten ve araştırmaktan aciz olan bazı insanlar neden böyle ağır bir ithamda bulunur ki? hep karıştırılır kendini seven insanla egoist insan. kendini sevmeli insanlar, başkasından üstün görmemek şartıyla. kendini sevmeli ki doğayı, insanları, hayatı, yaşamayı sevsin. peki neden tanımadan yargılarsınız insanları? kırılacak mı, eleştirim tutarlı mı, acaba yanlış düşünüyor muyum? bunlar hiç aklınıza gelmez mi? bu yükün altına girmek bu kadar kolay olmamalı. neyse sözüm ona bir kelime kullanırken anlamını bilmek önemli, en azından bir insan hakkında yorum yaparken bilmeye özen gösterin lütfen. kalın sağlıcakla...
shoei
hayat ne kadar güzel. sizce de öyle değil mi? sürekli pesimist takılan insanları anlayamıyorum. ne olursa olsun her zaman mutlu olunacak şeyler vardır bence bu hayatta. düşünsenize şuan ekrana bakıyorsunuz ve görüyorsunuz, eliniz telefonda veya klavyede dokunduğunuz nesneleri hissedebiliyorsunuz yada nefes alabiliyorsunuz... bunun gibi daha milyonlarca örnek var. hepsi birer mutlu olma sebebi bana kalırsa. kısa bir hayat yaşıyoruz ve bu kısıtlı zamana güzel şeyler sığdırmak varken insanlar neden üzgün ve neşesiz davranıp hayatı kendilerine zehir ederler ki? tamam bazen ağır şeyler yaşatıyor hayat ama bir laf var ya 'her şerde bir hayır vardır' diye bence olayı bu özetlemiş. kötü şeyler yaşamış bile olsanız başınızı dik tutup kendi mutluluğunuzu oluşturmaya çalışıp, mutlu olursanız emin olun her şey yoluna girer. neyse yine çok uzattım mutlu geceler...
shoei
pazar günün şarkısı 'pink floyd-hey you' olsun o halde. "getting lonely, getting old"
shoei
o kadar özlemişim ki şu şehri, tarif bile edemem. uzun süredir yapamıyodum tatilden dolayı. bu gece sahilde sabahladım, güneşin doğuşunu izledim. ankara'nın fiyasko beton yığınlarından kurtulup samsun'da bulunmak gerçekten iç açıcıydı. bankımı özlemişim. İyi sabahlar :)
shoei
@mariapuder ve @ikilipriz'den görüp özendiğimi kabul ederek ben de bi itirafta bulunuyorum. küçükken balıklarıma üzülüp, nefes alsınlar diye sudan çıkartmıştım. öldüklerini anlamıyım diye babam yeni balıklar almış onlara da iki dal oksijen vereyim derken katletmiştim. not: hayal meyal hatırlıyorum boşlukları annem doldurdu o kadar küçüktüm. dipnot: şu an veteriner fakültesinde okumam da manidar 😇
shoei
geçmiş zamanlarda bir gün arkadaşıma kişisel gelişim kitabı okumak istediğimi söylediğimde elime 's*ktir et' adlı kitabı sıkıştırdı. İlk bakışta çok hoştu, ilk sayfalarda çok mantıklıydı. aslında kitap sonuna kadar çok mantıklı gelmişti bana. gel gelelim olay öyle bir hal aldı ki, o kadar umursamaz oldum ki tarif bile edilemez şekilde boşvermiş umursuz bir insan oldum. sanırım kitaba kendimi çok kaptırmış olmamdandı. aldatıldım s*ktir et dedim, kaza yaptım s*ktir et dedim, telefonum kırıldı s*ktir et dedim, bütün derslerim alttan kaldı s*ktir et dedim ve sonuçta kendime baktığımda her şeyi kaybetmiş ve arkasından bir s*ktir et demiş bir shoei buldum. en son elimde kitap kalmıştı onu da arkadaş isteyip geri vermedi ona da bi s*ktir et patlatıp boşverdim. kişisel gelişim maceram orda nokta bulmuştu. taaa ki bugün komşum bob tobin'in "sınırsız limitler" isimli kitabını bana verene kadar. sezen aksu eşliğinde başlıycam kitaba. bu maceramda ise başarıya dair tüm bildiklerimi unutup kendi mutluluğumu inşa edecekmişim, bakalım bu nasıl sonuçlanacak. hadi hayırlısı...
shoei
aksaray'da bütün esnafı döven İrlandalı boksörün özgüveninden istiyorum. (80 karakter için bizde mi olay çıkaralım yani sayın yönetim?)
shoei
kurupelit sahilde oturup güneşin doğuşunu izlemeyi özledim. güneş doğardı sonra gidip çorbacıda kahvaltımı yapıp uyumaya giderdim. hey gidi günler...
shoei
10 temmuz'da son bütüme girdim siz haziran'ın 15'i gibi bitirmişken okulu. şimdi siz 28 eylül'de başlayacaksınız, ben 14 eylülde başlıycam. veteriner fakültesi'nin artısı mi desem eksisi mi desem bilemedim. neyse en azından samsun'u özlemiştim erken gelcem :d
shoei
parazit gibi yaşıyorum. film dizi uyku yemek ile yatakta geçen bi tatil. bu kadar kötü olacağını düşünmemiştim 😒
shoei
merhaba. bugün ölümden döndüm, çok şükür ki bir iki sıyrıkla atlattım. belki gören vardır saat 14.20'de motor ile kamyonun tekerini mário misali sektiren bendim. orta şeritte gidiyodum soldan bi araba sinyalsiz önüme atladı yanda kamyon vardı tekerine savruldum çarptım sola gidip tekrar kamyona savruldum hakimiyeti kaybedince. sonra yatırdım motoru. çok şanslıyım tırın tekerine değilde iki tekerin ortasına çarpsaydım eğer şuan helvamı yiyor olabilirdiniz. o an öyle ilginçti ki 5 saniye bana resmen 5 yıl gibi geldi; o çırpınışlarım, düşündüklerim, aklıma gelenler, kurtarma çabam... düşüp sürüklenip yerde taklalar atarken hele... arkadan hızlı bi araba gelip çarpsaydı ne olacaktı. bu düşünceler uyutmuyo beni. çok vaktinizi aldım kusura bakmayın. size iyi geceler, ben düşüncelere boğulmaya devam...
shoei
uykusuzluğuma mı yanayım? geçemediğim bütlere mi? ne saçma ya şu tarih oldu hala iki tane bütüm var. millet tatilden sıkıldı biz hala yardır yardır ders çalışıyoruz. onu da geçtim çalışıyoruz ama yine de kalıyoruz. İntihar mi etsek de kurtulsak, ne yapsak?
shoei
milena sen şimdi yüreğime aklıma bütün varlığımı büyüleyen o sesinle çağırıyorsun beni yanına. ama aslında beni tanımıyorsun bile. birkaç mektup başkalarının birkaç güzel sözü aldatıyor olabilir hala seni. belki de bütün bu söylenenlere aldanmayıp foyamı ortaya çıkarmak için çağırıyorsun beni. başını döndüren şeyler beni görünce kaybolacak biliyorum. bundan korkuyorum.

franz kafka

bu adama bayılıyorum, her kitabında ayrı bir hayran oluyorum.
shoei
2015-2016 akademik takvim ne zaman açıklanır bilgisi olan var mi?
shoei
bütlü bir geceden herkese selam olsun ✋🏼bir sabahlama etkinliği daha. artık kütüphane baydığı için bu gece de deniz evleri simit center'da sabahlamayı deniyoruz. kıyıda köşede çalışan birilerini görürseniz bilin ki o biziz. hadi herkese iyi geceler, bize de iyi dersler. dua edin lütfen yarın önemli.
shoei
ölüme o kadar yaklaştım ki bugün, hayatımın en berbat 3 saniyedi. 3 saniye evet kısa gibi duruyo ama birde benim açımdan baksanız olaya, sanki günlerce çabaladım ben orda. İnanmazdım ama cidden film şeridi gibi geçti hayatım gözümün önünden. ailem, arkadaşlarım, bütün mutlu anlarım. sadece şunu söylemeliyim iki teker diye sıkıştıran karakter yoksunu insan evladı hala sövüyorum sana. yaşamak güzel şey her anın kıymetini bilin 👍🏼