sadri alışık kadar olmasa da dün öyle biraz efkarlandım. mahallemizin dar sokağına otomobili sığmayacak bir müjgan falan da değildi derdimin nedeni -ki sokağımız tır geçecek kadar geniştir. gittim ellilik bir rakı aldım hemen. meyve dilimleyip, odamda kendime ufak bir çilingir sofrası kurdum. neşet ertaş açtım. eğer bir gün tek başıma rakı içip de neşet ertaş türküleri dinlemezsem kalbim kurusun. zira o derece önemlidir benim için. peşine eski kırkbeşlikler falan derken, en son kendimi (umrumda olmamakla beraber bazılarınız kro olduğumu düşünebilir) ferdi tayfur dinlerken buldum.kendini modern toplumun bir parçası olarak gören bu insanlarin arabeski bu denli dışlamasını anlamış da değilim ayrıca. neyse konumuza dönelim; öyle bir şarkısı var ki bu abinin, o şarkıyı dinlerken bir ben öyle "ah!"çekebilirim bir de didem madak. "İçim yanar yanar yanar ah, canım yanar yanar yanar" içim yana yana, canım yana yana dinledim. derken rakım bitti. yatağıma geçtim. kulakliğimi taktim, aynı şarkıyla gözlerimi kapattım. sabah uyandigimda oturma odasında televizyonun karsisindaki koltuktaydım. o koltuğa ne ara, nasıl gectim bilmiyorum. on üç saattir de bu bilinmezlikle yaşıyorum.
Yorumlar
ben elimi korkak alistirmam. kusura bakma ama bana vuruyorsa karsiliginda gelecek olan yumruga veya tokada hazirlikli olacak :d hiic kendimi tutamam ona :d ayrica ben o kadar dalmam ya :d zihnim hep acik oluyor benim :d ara ara tutunamiyoruz diye yaslari da mi yakacagiz? :)