ne güzel ve ne yorucu bir gündü bu böyle?.. aslında içimin bir kısmı üzgün.. o konuda boşveremiyorum. yani bugün olanları. ama bunu burada konuşmamak en iyisi.. arkadaşlarım oradaydı.. sağ salim dönüyorlar çok şükür.. günün geri kalanında izlediğim filmi değerlendiresim var fakat "ara filmlerde hep böyle mi olur?" diye sormak istiyorum. serinin ikinci filmi idi. heyecan pek yoktu, insanı kendisine çok çekemedi. yine de güzeldi. pişman değilim gittiğime. sesim çıkmıyor şu anda. ne maçtı o öyle? gidip bağıra bağıra stresimi attım. boğazım yırtıldı ama olsun. yarın nasıl konuşacağımı düşünüyorum şu an.. öksüresim geliyor, öksürüyorum fakat boğazım fena halde acıyor. allah benim tepemden bakmasın. böyle olacağını bile bile deli gibi bağırdım. sonuçta kaybettik ama olsun.. önemli olan iyi bir maç izlemekti. İki tarafında taraflarına kıl oldum. bunu söylemek isterim. yahu sen basket maçı izlemeye değil, resmen taraftar grubu olarak birbirinize küfür etmeye gelmişsiniz. basket o basket. attığınız sloganlarda bile "hadi gol" diyorsunuz. attığınız çakmağın, pet şişenin, teneke kola kutuların, meşalelerin haddi hesabı yok zaten. yakıyorsun meşaleyi yasak olmasına rağmen, hadi neyse denir de karşı tarafa yakıp atmak nedir? küçük çocuklar da geliyor o maça babalarıyla.. bir kız gördüm, önümden ağlayarak geçiyor babası ile.. ben utandım orada.. allah'ım sen bunlara akıl fikir ver. yarın kahvaltıda görüşmek üzere. tabi ben uyuyabilirsem. yorgunum, uykum da var fakat işlerim de var.. nedir benim bu bitemeyen işlerim :/
İtiraf ediyorum "vurur yüze ifadesi ... bitanesi" olayını daha bu akşam değişik'ten öğrendim. müslüman bunu oradan nasıl çekip çıkardınız? ben de diyorum bu dalga balkanlar'dan gelen soğuk hava dalgası gibi bir anda nasıl ortaya çıktı? youtube'de şarkı açacaktım aklıma geldi yazayım dedim. bir de bakmışım ben bu şarkıyı daha önce mix'lerden karambole dinlemişim.. ve tabi ki yeni şarkılara çok dikkat etmemek lazım prensibim sayesinde şarkıya kendimi vermemiş olacağım ki hatırlamıyorum. ve hatta yeni açmamda bile anlamayıp, ikinci katı dinledim. "vurur yüze ifadesi, bulur seni bitanesi.." burada harbiden mantık yok ya da benim mantık anlayışımla bu şarkıda mantık anlayışı veya herkesin mantık anlayışı farklı.. yarabbim sen bizi yeni şarkılardan koru.. eski şarkılar candır bana göre..
hay maşallah tokat'taki depremi hissetmişiz.. allah'ım sen koru.. öldüm ve ölmeye devam edeceğim daha.. yarın uzun bir gün beni bekliyor.. bu aralar baş ağrıları sabahtan girmeye başladı. hafif hafif geziniyorlar gün boyu.. yarın da sabahın köründe uyanacakmışım.. vay arkadaş :/ akşama kadar uyumak için tek şansım sinema salonu :d pazara sağ kalırsam iyi.. neşet ertaş açtım şimdide.. depremden sonra çok iyi geliyor.. allah'ım ne de güzel çalıyor.. İnsanın kendini kaptırmaması elde bile değil.. türkü çok dinlemem fakat arada sırada içimden geliyor. saz çalmayı öğrenmek istiyorum aslında.. neyse gençlik "ölürüm sevdiğim zehirim sensin.. evvelim sen oldun, ahirim sensin.." diyoruz.. İyi akşamlar..
ders çalışmam lazım. ama açtım iki sayfa okudum sıkıldım. gittim başka dersin notlarını temize geçeyim dedim. bu sefer de aklıma kyk burs başvurulari geldi. başladı mı ki diye bakayım dedim.. başlamamış tabi ki. hayırlısı artık. neyse canım sıkıldı birden. sesini duymak neşelendirmişti aslında. o kapattı ben bir kitaba bakayım dedim, demez mi olaydım acaba? ya da loknes'in açtığı müziklerden dolayı ben bir durgunlaştım. bilemiyorum. aslında güzel müzikler ama slow.. böyle seni derdin olmasa bile dertlendirecek türden.. dertlenmeyip dersime döneyim bari ben.. yorgun gibiyim. yarın sabah da mı gitmesem acaba okula? hasta oldum kardeşler.. kendime hiç dikkat etmezsem olacağı bu. pazara kadar iyileşirim inşallah..pazar gününün heyecanı da var içimde. uzun zamandan sonra ilk defa heyecanlanıyorum bir şey için. İçindeki kişi yüzünden sanırım :)
ders kaçtı iyi mi? içime oturdu su an o dersin kaçışı.. sabahın 9una ders konmamasının sebebinin güzel bir örneği.. uykumu seveyim.. sevmesem daha iyi sanki :/
biz derslere bakmaktan cevremize bakamiyoruz sanirim :/ okul bitsin de gidek diye düşünmekten kafami siradan kaldiramiyorum. uyumamak icin göbeğim çatlıyor, millet suradaki buradaki kiz/erkek diyor :d adaletini seveyim dünya mi desem ne desem? :/
bugün neydi öyle ya? sabah sabah beni derse sokarlarsa olacağı buydu :d sevgili hocacığıma bir müzik acayim demis gibi oldum :d dakoh sana cevap atarken ne güzel de radyoya girmisim ben :d çalan şarkı da ebru gündeş-aynı aşklar. bakınız tam olarak su kısmı: "aynı aşklar, hep aynı yaşlar.. aynı yüzler, yalan telaşlar..İnsan aşkta hep kaybeder mi? hep ben mi suçluyum yoksa kader mi?" şarkının sözü ve müziği kime ait, bir tahmin edin bakalim? ben söyleyeyim size: serdar ortaç. e bu adamdan da bu sözler beklenir. bak serdar ortaç-bilsem ki şarkısına bayılırım yalnız.. iyi geceler gencler :) depreyona girmeyin mutlu olun. bir pazar kahvaltisinda bulusalim:d
bazı şeylerin altından kalkamıyor insan. bodoslama daldım bu sefer konuya. giriş-gelişme-sonuç sırasını bozacağım bugün. ne kadar uzunlukta yazarım bilemiyorum, o yüzden şimdiden özür diliyorum sizlerden. okumazsanız da anlarım sizi, ben gönderdikten sonra yine ne kadarlık kısmımı açmışım meydana onu merak ettiğim için okuyacağım.. ne kadar da ciddiyim bugün değil mi? aslında değildim. odaya gelince oldu tüm bunlar. "yalnızım" çünkü. ve bu yalnızlık bana son bir haftadır ara ara aklıma gelip de gerilere ittiğim şeyleri düşünme fırsatı yaratıyor.. yine bir sürü derslere girdim. hatta yükümü ağırlaştırdım bugün. kendi limitlerimi zorlamayı düşünüyorum. ne konuda olduğu fark etmez. beni yorsun yeter gibi bir düşünce var.. neyse ilk cümlemize gelelim biz. bazı şeylerin altından kalkamayacağımı düşünüyorum şu sıralar. fakat allah hiç kimseye altından kalkamayacağı bir yük yüklemez, öyle değil mi? o zaman niye kaldıramayacağımı düşünüyorum? düşünmemek gibi bir zorunluluğum yok elbette. fakat allah'ın böyle bir yük vermeyeceğini bile bile kaldıramayacağını düşünmesi de saçma değil midir insanın? belki de durumları illa ya doğru ya da yanlıştır şeklinde görmemeliyim. aslında öyle görmüyorum desem yeridir. bir durumu hem doğru tarafından hem yanlış tarafından hem de tarafsızlık tarafından incelerim normalde. bu konuda yapamıyorum sanırım onu. belki de bir şeyleri başarmaya çalışmaktan yoruldum. hep ailem için başarılı olmak istedim. onlar için iyi bir evlat olmak istedim. İyi bir arkadaş olmak istedim. İyi bir dost olmak istedim. bunlar için de çabaladım.. hala daha çabalıyorum. ailemin güvenini sarstım. o güveni tekrar kazanmak için çabalıyorum. her ne kadar umursamaz görünmeye çalışsam da onların güvensizliklerini, aslında umursuyorum.. bunu onlara belli etmemeye çalışıyorum. onlar beni "umursamaz, galesiz, sorumsuz" diye nitelendirirken ben de onları gördükleri, inandıkları şeyi güçlendirmeye çalışıyorum. benim aslında her şeyi kafaya takan biri olduğumu fark etmemeleri için çabalıyorum. kırılmaz olduğumu göstermeye çalışıyorum. camdan olmadığımı, "güçlü" olduğumu düşünmeleri için çabalıyorum. ki ben güçlüyüm zaten. tabi bu herkesin "güçlü olmak" tanımına göre farklılıklar gösterebilir.. bana göre güçlü olmak ne mi? bana göre güçlü olmak; ne zorluk yaşarsam yaşayayım tekrar ayağa kalkmaktır. ban göre güçlü olmak; acıya göğüs germeyi bilmektir. bana göre güçlü olmak; esen en şiddetli tayfuna, kasırgaya karşı durmaktır. yara alıp almamak sorun değil. önemli olan yara alınsa bile iyileşebilmektir. yüzde yüz iyileşeceğiz diye bir kaide yok. zarar oranı en aza insin yeter. hayatına kaldığı yerden devam edebilmeli insan. aldığı yaraların izleri olabilir. ama bu izleri görüp dertlenmek yerine, o izleri görüp yaptığı hatalardan ders çıkartmış olmalı insan. o izler onu yıkmamalı, yıkamamalı. eğer o izler onu yıkıyorsa, tekrar dibe çekiyorsa; güçsüzdür bu kişi bana göre.. aldığı yaralara rağmen pes etmemeli bence bir kişi. çünkü o yaralar sayesinde büyüyecek. o yaralar sayesinde sağlam bir yapıya sahip olacak. çocukluğumuzda seksek, top oynarken veya saklambaçta en olmadık yerlere saklanmak için çabalarken alınan yaralardan biraz daha fazla acıyacak canımız. yine hıçkıra hıçkıra ağlayacağız. yine bizi sarıp sarmalayacak birini arayacağız.. bu sefer bizi annemiz, babamız ya da sevdiğimiz bir yakınımız değil de kendimiz saracağız belki de.. belki çığlıklar atacağız ama bu çığlıklarımızı kimse duymayacak. sessiz olacak çünkü. ağzımızı bıçak açmayacak ama içimizde yükselecek sesler. ağzımızı açıp iki kelam etmek isteyeceğiz ama boğazımıza düğümlenecek.. şu anda bende olduğu gibi. konuşamıyorum. sadece yazıyorum. ne yazdığımı da bilmiyorum. bir yazıp bir dışarıyı izliyorum.. ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum. gözlerim doluyor ama akmıyor yaş.. akacak yaş kalmadı diyemem, hala var. ama nedense akmak istemiyor. belki de akmamasının sebebi benim ağlamayı güçsüzlük işareti olarak görmemdir. sizce ağlamak güçsüzlük işareti midir? bir insanın yanında hıçkırıklara boğulmak? salya sümük ağlamak zayıflık mıdır insan içinde? insan içinde olmasına da gerek yok gerçi. yalnızken de ağlamak zayıflık mıdır? bir diziyi izlerken ya da bir filmi? zayıflık mıdır ağlamak? yoksa içimizde tuttuklarımızın, ağzımızı açıp da hakkında tek kelime edemediklerimizin dışarıya boşalması mıdır? ağlamak nedir? niye ağlarız ki? ağlamak rahatlatmıyor ki. daha baş ağrısı veriyor bana.. ağlayamadığımda da başıma ağrı giriyor gerçi. siz niye ağlarsınız? ben içimi dökemediğim için, yorulduğum için ağlıyorum. sanki bazı şeyleri taşıyamayacakmışım gibi hissettiğim için ağlıyorum.. ağlayınca rahatlamıyorum ama.. o yalan. İnsan ağlayınca rahatlamıyor. ya da bu kişiden kişiye değişiyor. diyeceksiniz ki "sen normalde konuşan bir insansın. niye susuyorsun?" çünkü anlatamıyorum kendimi. dostlarım olabilir ama onlara da anlatamıyorum. "a" dememden sonrasında ne diyeceğimi anlayacak biri vardır belki.. umut sonuçta. "değişik" bir insanım bu konuda. peki "değişik" kelimesinin anlamı ne ki? diğerlerinden farklı olmak mı? herkesin yaptığını yapmamak mı, düşündüğünü düşünmemek mi? nerelere girdim görüyor musunuz? hep böyle oluyor işte.. bir şeyi düşünmeye başlıyorum ve o düşüncelerdeki bir kelimeyi alıp bir de onu irdeliyorum. konuyla ne alakası olduğunu soracak olursanız ben de bilmiyorum.. kendimi anlamıyorum. susuyorum bende. belki böyle çözülebilirmişim gibi. belki susarak kendimi anlatabilirmişim gibi. susarak nasıl mı anlatacağım? gözlerime baksınlar. oyun yok onlarda. onlar içimde ne oluyorsa aynısını yansıtıyorlar. "gözler yalan söylemez." söyleyemezler yani. gözlerine yalan söyletebilene de helal olsun diyorum.. gözlerime bakıp anlayamıyorsa da yapacak bir şey yok.. yine baş başayım demektir kendimle.çoğunlukla olduğu gibi. soyutlamak lazım bazen kendini. şarkı söylemek lazım. rahatlatıyor diyemem sadece sesini yükseltmene yardımcı oluyor. sesini yükseltiyorsun. boğazın yırtılırcasına yükseltiyorsun. seni kimin dinlediğini umurunda olmuyor. niye olsun ki? karga sesli oluşun bile sorun olmuyor. gören "ne yapıyor bu? deli mi ne?" dese de sorun değil. bir de ağlama kriziniz geliyor şarkı söylemelerden sonra. ağlıyorsunuz, ağlarken şarkıya eşlik etmeye çalışıyorsunuz, ama beceremiyorsunuz. olmuyor. kendinize kızıyorsunuz. sonra bir de kahkaha atıyorsunuz. daha sonra sakinleşip hafif bir ağlıyorsunuz.. buna tıpta ne deniyor? sinir krizi mi? bu bence insanın kendini rahatlatması.. nadiren yapması lazım bunu insanın.. yorulduğunu anladığında. sanki şu omuzlarına bir şey daha koysalar yıkılacakmış gibi hissettiğinde.. yıkılmayacak ama! neden mi? çünkü insanlar güçlü. bunu kendilerine hatırlatmaları lazım. bir insan her şeyi yapabilecek güce sahiptir. ama inançları zayıftır. İnanmayı beceremez bazen. becerse bile kolayca yıkılabilir insanın inançları. şu an bende öyle mesela. son 3 gündür olması lazım. bir şeye inanıyorum. ama yıkılıyor gibi hissediyorum. yıkılmaması için uğraşıyorum. çünkü biliyorum ki benim inancım doğru bu konuda.. ne kadar da kendime güveniyorum değil mi? cık. kendime güvenmiyorum aslında çok fazla. ama olan güvenimi de yerle bir edemem. yerle bir edersem benden geriye bir şey kalmaz ve hazırda bekleyen plan uygulamaya konulur. bunun da ne bana ne de çevreme ne de geleceğime hiçbir faydası olmaz. ki uygulamaya geçersem o planı geleceğim diye bir şey söz konusu olamaz.. "geceler zehir, geceler kara..uçasım gelir, kanadım yara..yaralar derin seneler kadar.." diye bir şarkı sözü var. kimin olduğunu söylememe gerek yok sanırım. şu an bana eşlik ediyor kendileri.. neyse bu şarkı sözünde de dediği gibi uçasım var fakat kanadım yara. İyileşti iyileşecek. beynimde dönen düşünceler de yolunu bulacak ve sorunsuz bir şekilde çözülüp çıkıp gidecekler beynimden.. zaman lazım. zaman lazım dedim değil mi ben? ben aslında her şeyin ilacı zamandır diyenlerden değilim. zaman hiçbir şeyin ilacı değil. ne kadar zaman geçerse geçsin sen istemedikçe hiçbir şey düzelmiyor. sen iyileşmeyi istemelisin önce. eğer sen iyileşeceğine inanırsan ve istersen kısa bir sürede de iyileşebiliyorsun.. kısacası İnan ve İste. yoksa olmuyor. İstiyorum demekle olmuyor ayrıca. gerçekten istemelisin. kalbinden gelmeli bu istek. bu kalpten gelme olaylarını da hiç anlatamıyorum. sadece kalpten geldiği anı insan anlıyor.. bir de sabır göstermeli. çabalamalı. İstemekle, inanmakla bitmiyorum. çabalamak gerekiyor. sadece karşı tarafın çabalaması ile olmuyor mesela. bir adım da sen atmalısın. ben atamıyorum o adımı orası ayrı. ben de biraz daha zaman geçse atacağım ama. kendimi biliyorum, bekleyemem. sabırlıyım fakat belki karşımdaki benden bekliyordur? hep karşı taraf, hep karşı taraf olmaz ki. değil mi ama? konu dağıldı sanki.. sustuğunuzda yenildiğinizi sananlar olacak dostoyevski'nin de bir sözünde geçen gibi. ama siz yenilmediğinizi bileceksiniz.. hala sahada olduğunuzu.. zamanınız var sonuçta.. neyse.. sanırım ben çok uzattım. yine kim bilir neler anlattım? neler saçmaladım?.. tutamadım kendimi diyebilirim. e içini dök diyor.. bugünkü oas pek kendinde değil gibi.. bekliyor çünkü. beklemede bugünkü oas heyecanla. ne bekliyor acaba? çok bekler mi sizce? çözdü sanırım kafasındakileri bunları yazarken.. ne mutlu oas'a.. uzman yardımına da ihtiyacı yok bence oas'ın. ne gerek var ki? rakı alacağını söylüyor, dayak yemekle tehdit ediliyor resmen..ne yapsın bu oas? ve bir de ne kadar bekleyecek oas? yardımsever oas'ımız yardım edecek mi arkadaşına? bu oas buradan şu an gidecek sanırım. ama tavsiyesi var iki tane nacizane.. duman-elleri ellerime ya da aman aman.. "hep kaçıp yeni bir adım atarken, dibine kadar çileye batıp çıkarken, içine atıp atıp yoluna basıp giderken, su gibi akıp geçer zaman.." güzel değil mi? dinlerken güzel ağlanıyor duman :) İyi günler.. İçimi dökemedim sanki ben.. ama yine içimle ilgili ipucu verdim.. kendinize iyi bakın :)
ne güzel uyumuşum ama 3 saat. İlk bir saatten sonra uyandım ama olsun:) kendimi hala yorgun hissediyorum.. kendimi toparlayamadım. yemek yiyeyim dedim. salatanın üstüne öyle bir yağ boşaldı ki sormayın.. ama yağdanlığın ağzı düştü ben ne yapayım? yiyemedim tabi :( aç kaldım galiba.. yarınki dersi bir okuyayım diyorum ama hayırlısı.. derste uyuyorum ilk 20 dakikadan sonra, en azından okuyayım kitabı da öyle gideyim.. bu sene nasıl bitecek acaba? :d sabah kalkmak ne zor.. alışamadım, ters bana :d onu bunu da geçtim de bu kahvaltıya kimler gidiyor? gitsem mi bilemedim.. :)
horon etkinliğine gitmek isteyip de gidemeyen bir insan olarak su an mutsuz olma yolundayim.. ama uykumu almadan gidemezdim. simdi çıksam yola yetişemeyeceğim.. neyse yurtta horon teperiz artik :) yalnız bu kiz bana niye soğuk acep? benden kaynaklaniyor sanirim. iki gündür falan ben bir mesafeliyim. gecen yilin ilk dönemine döndük.. kiz iki dakika beklemek yerine ardina bakmadan yürüdü gitti. o önde, ben arkada gidiyoruz. hayirlisi. yakinda anlariz yine neye alinmissa.. iyi günler ve iyi eglenceler gencler..
bu nedir? dram mıdır, nedir? biriniz bana açıklayın.. perşembe gecesinden beri sezen aksu.. sabah uyanıyorum sezen, gece ayaktayım sezen, uyuyakalma esnasında bile sezen. mix dönüp dönüp tekrar başlıyor.. bunu bana oda arkadaşım yapmıştır. dışarı çıkarsam listemdekileri dinliyorum.. allah var şimdi, bir ara duman mix yapmıştık. dün akşam saatlerinde :)) beynimde çeşit çeşit sezen şarkıları dönmeye başladı.. ortalıkta "bir kedim bile yok, anlıyor musuunn?" diye gezmekten korkuyorum.. ya da rakkas'ı açıp oynamaktan.. hayır bi de mix'ten vazgeçemiyoruz. ezgi'nin günlüğü'nü açtık, 5 dakika sonra biz geri dönek dedik.. şimdi başka bir mix açayım bari ben.. yoksa etkisi altında kalacağım.. nedir bu ya? :/ İyi geceler :)
yalniz yürüyüşler daha bir iyi gelir insana.. eslikcim var tabi ki :) duman-yanibasimdan.. onunla beraber yürüyoruz sagimiza solumuza, önümüze arkamiza bakmadan.. ezbere yollarda yürüyoruz.. ne gerek var ki diyoruz etrafa bakmaya.. anlasamama yüzünden kizlarla olan eglence de yatti. hatam olabilir disari cikarken sormamakta. ama abi mesajlari görüyorlar zaten. okusunlar bir zahmet üşenmeyip.. yolu uzatalim, degil mi biraz? hava güzel.. nemli bir yer olmasina ragmen ferah.. bir de ben tasit carpma riski yuksek olan yerden yürümeyip kaldorima ciksam iyi olacak. ama burada ögrendigim bir sey varsa, o da kaldirimda yürürsen soforle tartışırsın. adamlar tasit yolunu kaldirim saniyorlar.. neyse konumuz bu degil.. insana arada bur durgunluk gelir ya hani. hah iste! bingo! benim durgunlugum o. o durgunlukla gidip bir ders calismam lazim.. ne kadar mazosistim bu sefer de kendime aclik acisi cektiriyorum.. velhasil bu halimle kimseye yararim olmuyor zarardan baska.. kendime bile bir faydam dokunmuyor diyebilirim. faydasi olsun diye yuruyuse cikiyorum, onu da tehlikeli hale getiriyorum. uzun zaman olmus buralardan gecmeyeli yalniz basima.. su yükselmiş :) ici kirli olmasina ragmen sesi güzel. sarkinin sesini asip icime doluyor.. yavaslama istegi uyandiriyor bende.. ne yapsam bilemedim.. yuzme bilsem atlayayim diyecegim de atlasam kesin ölürüm ben :d ben de sans yok, sakat kalma ihtimalim yüksek.. baski kurulmasini bir insanin ustunde anlamiyorum.. niye kurarsiniz ki baski? kiz ya da erkek fark etmez. sevgilinizu ya da arkadasiniza fark etmez. cinsiyet bile fark etmiyor. niye baski kurarsiniz? ya da kurariz? ben kuruyor muyum tam olarak bilmiyorum çünkü.. bir sey baski kurmadan da yaptirilabilir diye düşünüyorum. baski kurmadan yaptirmayi deneyelim en iyisi biz. boylece karsi taraf da kirilmaz:d ben isime gelenlerde deneyecegim, bastan soyleyeyim.. yanimdan sinif arkadasim gecti bu arada. nadiren olan kafa kaldirma hareketimi yaptim ve yine ayni cocukla.. bu kiz ne ara buldu birini? neyse herkesin hayatina kimse karisamaz gibi bir sey demisler. mutluysa mutlulugu bozulmasin:) kavga mi o? cikacak sanki :d yok yok hali saha maci ayarliyorlar galiba. ula ayarlayacaginuza gidin izleyin besiktas macini ya da adana demirspor'un macini. biri basladi sanirim.. neyse en iyisi kafayı kaldirmamak telefondan:) @mayk, allah'tan bu mesaji kontrol etmeyip direkt onayliyorsun, yoksa senin icin okumasi cok sıkıcı olurdu.. yine uzun oldu sanirim çünkü. ve @tabutta valla konudan konuya atladim mi bilmiyorum :d atlamadim herhalde ya.. çarsamba'yi cok sevmem ama sakin bir yer ya. tamam geceleri silah atan olur dugunlerinde, bayramlarda. tamam laf atan da olur. ama kulaigi takip yalniz yürünebilecek bir nehir kenari var.. kenara oturup sakinlesebilirsun gayet rahat.. neyse gençlik, uzatmanin alemi yok. yalniz yurumeyi sevsem de yalnizlik o kadar da ic acici olmuyor :d kapanis bununla olsun hadi: "sevemedim ben bugunu, sevemedim basindan.. göremedim gectigini, yanibasimdan.. her yanimdan... gelemedim ben oyuna, gelemedim yasimdan..." özellikle secilmis bir sarki degil bu arada.. herhangi bir duman sarkisi ile de olur.. yuruyusun basinda denk gelen bu şarkıydı listede :))
şu balkonda yapabileceğim şeylerden biri de oturup arkadaşlarla yoldan geçen taşıtları saymak, renkler belirleyip o renkten geçeni saymak, okulu izlemek, okulu izlerken ders çalışmaktan soğumak. ve tabi ki bu saatlerde üşümek :d bu arada okul demişken, okula bir araç girdi yaklaşık 10 dakika kadar önce. bu saatte okula kim gelir? bunlar bir iş mi çeviriyor ki? pazartesi bizim dekana bir söylesek mi ki "bir dost" imzalı mesaj ile? ben yine kafamda kurmaya başladım. sezen aksu mix'i başa sarıp duruyor da ondan hep bunlar :d ben mi paranoyağım yoksa insanlar mı suç işlenmesi yüzde 99 mümkün olan yaratıklar? bu saatte bisiklet sürmek nedir ayrıca? ben sözde bugün bisiklet kiralayacaktım. ama nerede... yurttan çıkmadım bile hiç :d bizim çarşamba'mız "muazzam" bir ilçe imiş. ayrıca kumsalı da "muazzam" bir kumsalmış. a bir de yeşilırmak'tan denize kadar tekne turları olacakmış. buranın venedik'ten ne eksiği varmış? venedik'e gitmek yerine buraya geleceklermiş.. bizim kaymakam bunları düşünüyor ama daha dolmuş hattını düzene sokamadı anlaşılan :d ya da rüyaya yatmış, rüyasını bize görüntüleyip sunmuşlar nasıl başardılarsa.. İyi uykular :)
bakınız bir araştırmaya göre de kanıtlanmış. kadınların daha fazla uykuya ihtiyacı varmış.. bu araştırma amerika'daki duke üniversitesinin uzmanlarınca yapılmış..uzmanlar "kadınlar beyin yapısı gereği gün boyunca aynı anda pek çok iş yapabiliyor. beyin daha çok yoruluyor ve uykuya ihtiyaç duyuyor." demişler. bir de ben uyurum diye annem bana kızar.e kendisi de sürekli uyumak istiyor. en azından fırsatını buldukça.. demekki anneciğim bu yaptığımız işle değil de beyin yapımızla alakalıymış. ben de beynimi gün içinde en az senin kadar yoruyorum. bunu okuduktan sonra çekirdek aileler geldi aklıma. bebek için genelde anneler uyanır.. babalar uyur. aslında annenin daha çok ihtiyacı varmış uykuya.. bunu niye yazdım bilemiyorum. paylaşmak istedim sizinle de.. yani kadınlarımıza niye uyuyorsun diye laf etmemek lazımmış.. :)
"acı veriyorsa, zevk almaya bakacaksın." şeklinde bir deyim gibi bir şey vardı diye hatırlıyorum. şikayetçiyiz ya hani biz bazı şeylerden. okul olsun, okulun bulunduğu arsa olsun, bulunduğumuz il/ilçe olsun... acı veriyor madem, zevk almaya bakalım :) bakın ben buna geçen yıldan başladım. hala da bu politikayı devam ettiriyorum. gayet de hoş :d yalnız teyzem aradı, bütün uykumu kaçırdı.. uyuyup uyanıp duruyordum ama toptan kaldırdı beni yataktan.. neymiş efendim, kısır partisi veriyorlarmış.. annemler, teyzemler, yengemler falan... yahu dedim "ayıptır..." diyor ki "İki buçuk ay buradaydın. çağırmayla, lafla zor geldin. gelseydin." kadın haklı :d annemin iş yeri de bana karşı bir politika izliyormuş anlamış bulunduk. ben oradayken kadın pazar mesaisi yapardı. benim yolculuğa çıktığım akşamdan başlayarak kadına tatil verdiler. yok yani, işe gitmedi 5 gündür. bugün gidecekmişsin sanırım. o iş yerine de selam olsun buradan! gidince patronunun bayramını kutlayacağım ellerini öpüp, kısmetse sitemimi dile getireceğim.. bayram harçlığımı da verir inşallah. öğrenciyiz sonuçta :p yahu google amcaya dava mı açsam ne yapsam? adamın görselleri benim resimlerimle dolu. sapık mıdır nedir lan bu diyesim var.. oda arkadaşıma adımı yaz bakalım ne çıkacak dedim şakasına. çevirip çevirip resim gösterip "bu kim?" diyor. yuh be! oda da sabah sabah sezen aksu fırtınası esiyor. diyorum "sevgilimizden mi ayrıldık biz?" "olmayanından, içimizden ayrılmış gibiyiz." dedi :d bu kız benim kafadan, aman nazar değmesin. ve değİşİk ciddiyim, bundan sonra sana duman muman yok.. adamlara kafa dinlendirtmiyor dedin :( :d :d
odn oyunumun içine limon sıktığın için çok sağol.. limon da pahalıymış ya! sıkma şunu. en azından el kaybetmedim :d
açtım yotube'den sezen aksu mix'ini dinliyorum. başlangıç seni kimler aldı ile yapıldı.. devamında ne gelecek bakalım. ah şu benim oda arkadaşı yok mu... kız sezen aç dedi ve uyudu. yahu dertlenen ben oldum yine dinlerken :d yazık değil mi bana? unutmuşken illuminati falan dedi. dedim noluyoruz? yeniyor muydu yoksa içiliyor muydu o? kem gözlü bir şeydi sanki falan.. o derece unutmuşum :d şu okul mazarası benim psikolojimi alt üst etti.. gördükçe ders çalışasım kaçıyor. yahu nasıl çalışayım o bana bakarken oradan? sanki "gel gel, göstereceğim ben sana" der gibi.. ben mi yanlış şeyler algılıyorum ki? bir doktora mı gözüksem ki bu konuda? oturdum masaya boyun ve omzun birleştiği yerin ağrısını çekiyorum.. kafamdan geçenler ise "sabah samsun'a gitsem mi ki? ", "kızlar erken uyandırırsa kesin uykusuzum", "ders çalış oasss, der çalış!" vs. şeyler.. bir de olmayacak şeylere aldanma kızım, mal mısın sen gibi cümleler var. mutlu olduğun yerde ol oasss millete bunu tavsiye ediyorsun, sen de uygula be kızım :d kendime fırça çekiyorum :d böyle böyle kendisini düzeltiyor insan. arada bir kendisine kızmalı. oturup "ben ne yapıyorum ulan?" demeli.. sonra da "hadi hatalarından aldın dersini, yoluna bak.. bir daha olmasın bozuşuruz." demeli. kendini bulmalı insan. kendini tanımalı. kendini tanımadan bir şeyler başaramaz. hep bir rolün ardına saklanır ve kaybolur. sanırsın iki paralel evren arasında sıkışmıştır.ve sonucunda da yaşamını yitirir. yaşamınızı yitirecek şekle gelmeden bir durup düşünmeli bence insan. düşünmek o kadar da zor değil.. oturup neler yaptıklarınızla ve bunların doğru yanlışlarıyla başlayabilirsiniz. ve bunlar size yakışan şeyler mi? bir bakarsınız. yakışmıyor mu? o zaman artık yapmayın :)) şimdi sezen aksu'dan kaçın kurası şarkısı gelsin.. hadi oradan da bir kesit alalım :) "kaçın kurası bu? ne baş belası bu...gönül kirası." kadının şarkılarını seviyorum da bu denk geldi.. eşlik etmeden olmuyor tabi :)) yalnız bende kireçlenme var sanırım.. kız da ne güzel uyuyor.. çok şükür kendim gibi bir oda arkadaşı denk geldi :d müziksiz uyuyamıyoruz biiiz :d
ben burayi günlük gibi kullaniyormusum. biri o kadar dersten sonra nasil yaziyorsun yazilari demis :d ben de enerji bitmez ki. yazarim ben:) burasi da benim tek sevip takildigim mekan. twitter'a, facebook'a bu kadar girmiyorumdur ben. unutuyorum oralari. ama buraya uykudan uyanir uyanmaz bakiyorum. whatsapp'tan bile önce diyebiliriz :d uyku sersemi okudugumu anlamiyorum. okulda ya da yurtta aksam tekrar okuyorum.. burda az biraz kendimi buluyorum. burda kafami dagitiyorum. beynime girmek istemezsiniz icini görseniz.. neler neler var.. neleri hesapliyor, neye nasil karar veriyor ben de bilmiyorum. aksam yürüyüşe ciktik kizlarla saat 19.30 sularinda. karaiya gececegiz. ben baktim baktim, araba yaklasinca bana atladim yola gectim. arkadasin biri de pesimden geldi. geride kalan diyor ki: "bekledin bekledin niye son dakika ciktin yola? ölmek mi istiyorsun?" ölmeyi isterim ama bu seferkinin ölmeyi istemekle alakasi bile yoktu. karari o an verdi beynim. farkindaydim, durmustu, dusunmuyordu hicbir sey... dinlenmek istemis sanirim biraz. dinlenmesi tam o saniyeyi bulmus demekki bitmek icin ve beni yola cikmam icin harekete gecirmis.. irmak varya irmak.... ah o irmak yok mu?.. neleri alip götürüyor benden. beni yeniliyor ya. ben oraya bosaltiyorum umursamaya baslayacaklarimi:d sonra tekrar umursamaza dönüyorum.. a bir de yorucu yuruyusler var. bedenimin sinirlarini sonuna kadar zorluyorum. seviyorum bunu. mazosist degilim bence :d agridan kopana kadar her yerim calisirim ben. bundan sakinmam. budur beni ayakta tutan. budur beni guclu kilan.. yoksa ufacik bir seyde yikilirdim ben... zor yollardan ogrendim diyebiliriz bunu. herkes zorluk yasamistir. herkes kendine gore en zorunu yasamistir. bazilari ayakta kaliyor, bazilari ise pes ediyor. iste ben pes etmeyi yediremeyip devam edenlerdenim acilarla. acilarla yasamayo ogreniyorum. yaralarim iyilesmeden baskalarini açıyorum yanlarına. daha ne kadar boyle gider bilemem. gittigi yere kadar gideriz. kansizlik var bende gerci. cok dayanmam sanirim :d e ne var canim, arkamdan bir fatiha'yi eksik görmezsiniz herhalde? :/ ya onu bunu gecin de salincakta sallanmak kadar guzeli var mi? boyle cok mutlu oluyorum. inince gidiyor o mutluluk ama olsun :d kimse bu dunyaya aci çekmek icin gelmez gencler. kimse aciyi, mutsuzlugu hak etmez. ne yapmis olursa olsun cezasini ceker evet. kendi kendimi curuttum su an biliyorum. ama cezasini cekip mutlu olabilir. acisini geride bırakabilir. bunu her insan yapabilir. her insan her seyi yapabilir. bunu istemeli, buna inanmali. kafasina koyup devam etmeli yoluna. ne gelirse gelsin basina vazgecmemeli.. ne diyorum yine ben? uzattikca uzattim.. bugunku derslerden sonra gariplesti beynim. hepsi birbirine girdi gibi kafamdakilerin. ders disinda bir suru sey var kuyruklari birbirine degmeyen... kendinize dikkat edin. su kizlar gelse de yukari arkadasa cikip cay icsek. nerede kaldilarsa artik... gunlugum hoscakal simdilik. bugun cok kullandim seni :d aha kizlar geldi. :d
sabah kendi dersinde bizim sınıfta rehberlik yaptı. haftada bir kere alttan dersime girebiliyorum, bu yıl da bu derse bizim hocayı vermisler.. gelmisken bir de burda rehberlik yapayim demis anlasilan.. bosu bosuna mi geldim acaba? sabah zaten dinlemistim ben :( oturdugum yer de kacmaya müsait degil.. neyse faydali en azindan anlattiklari.. yine dinleyemedim dersi :/ bunalmislik var biraz. kafam baska yerdeyken zor oluyor.. aman be tohumuna para mi saydim? :d bosveriyorum. bosverdim coktan. saldim çayıra mevla'm kayıra diyorum.. :) en iyisi bu çünkü. insanlar dertleri takmaktan dolayi erken yasta hastaliga yakalanip ölüyor.. gözlemledim bunu. bizim ailenin dertleri her seyin üstünde tutmakta üstüne yok. bir ben çıktım herhalde diyesim var ama ben de arada bir takarim.. ama cocuklarimi hafiften umursamaz yetistiresim var. yerine göre davransinlar:d neyse gencler, baslanmis surda bunu gördüm diyenler. insallah bulurlar onlari, kavusurlar:) püskevitli pasta ne güzel olurdu simdi. mayk ve değişik canımı cektirdiniz:(
ben ve ders calismak? ayni kefeye sığamayacak iki şey.. ama gördüğünüz gibi mecburen sığmak zorundayiz. kütüphaneye oturdum ders calisayim diye fakat basima agrilar girdi.. calismak zorundayim. yoksa okulu baya baya uzatacagim.. su krediler yükselmiş, eklenseler de bu seneden bari ders kalmasa :/ yeni gelenler, bir oturun iki bakin su derslere sonra kalkin. yalniz bunun yaninda kendi bildiginizden de sasmayin. insani en iyi kendisi biliyor. sizin nasil anlayacaginizi yine siz bilirsiniz. ben o hatayi yaptim ve baskalarina uydum, siz yapmayin. bakin bu tavsiyemi dinleyin. neyse ben bir su cezanin amacina yogunlasayim:d