hep böyle oluyo. ne zaman içime bi mutluluk kırıntısı düşse çok geçmeden çığ gibi bi mutsuzluk kaplıyo. nazar mı var ne var anlamadım.çocukken böyle miydi? en fazla 'akşam ezanından sonra eve girdik' diye azar yerdik , ona canımız sıkılırdı. büyüdük de ne oldu? her şey daha mı güzel oldu? hayır. emrah serbes' kn bi yazısı var ya belki bilirsiniz ' büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü, beklentilerim küçüldü. büyüdükçe öyle bir küçüldüm ki içimde taşacak bir şey kalmadı. büyümenin bir bedeli varsa işte bu, yarım metre uzadım, yirmi kilo aldım ve dünyadan vazgeçtim.' durum aynen bu.