berelideli
röraydınlar dedikoducular. size uzun uzun hikaye anlatasım var. İçimde kaldı anlatamamak. belki bileniniz de vardır. "almanya da bir müzik öğretmeninin oğlu dünyaya gelir, ismini karl detroit koyarlar. fakat aile içi kavgalar boy gösterdiği için çocuğu yatılı okula verirler. yatılı okuldan kaçan detroit, bir gemide miço olarak çalışmaya başlar. detroit 12 yaşına geldiği zaman gemi İstanbul'a gelmiştir ve çocuk kız kulesini görüp denize atlar. kız kulesi o zaman cüzzamhane olarak kullanılmaktadır. çocuk için korkunç bir görüntüdür. fakat çocuk gemiye dönmek istemez. dönemin sadrazamlarından, sadrazam ali paşa bu durumdan haberdar olur. çocuk oraya gitmek istemiyorsa vardır bir sebebi diyerek çocuğu almanlara vermez ve yanına alır. çocuğun orduda eğitim görmesini sağlar. İsim değişilmiş ve mehmet ali paşa olmuştur. mehmet ali paşa berlin anlatşması için gitmiş olan heyetin içindedir. ve maalesef mehmet ali paşa dönüşte, arnavutlukta linç edilerek öldürülür. fakat mehmet ali paşa daha öncesinde evlenmiş ve 4 kız çocuğu olmuştur. bu kız çocuklarından bir tanesinin adı leyla hanım'dır. leyla hanım'ın da bir kızı olur. celile hanım. ve celile hanım'ın da bir oğlu olur. bu çocuk 13 yaşında "deniz lisesine" girip asker olmak istiyor. çalışması için eve kitaplar ve haritalar geliyor. bu sırada çanakkale savaşı devam etmekte. bu çocuk ders çalışmaktan sıkıldığı için kardeşi ile oyun oynamak istiyor. kardeşinin adı samiye hanım. samiye hanım'a diyor ki, seninle savaşacağız, sen düşman olacaksın ve kardeşine silah bulmasını söyler. samiye hanım, babasının odasından bir kalem alıp "bu benim topum" der. ve o çocuk, o an kalemin gücü ile tanışır. kardeşi ile kalemin kimin silahı olduğu konusunda tartışırlarken kavga ederler ve oyun oynamazlar. ama o çocuk o gün, kalemin gerçek gücünü görmeye başlamıştır. kendisi benim hayranı olduğum nazım hikmet'ten başkası değildir.

Yorumlar